“Her zaman öncelikli hedefin yeşermeye aday gençler
olsun.
Aklı henüz olgunlaşmamış ve haz peşinde olması, gencin
zaafıdır.
Haydi, o zaman önce hakikatlerden başla!
Kalemini ve kâğıdını iyi kullan, mürekkebin gıdıklasın genç
muhatabını.
Mürekkebinin rengine boyanması için renkleri ver gencin
eline.
Var olmayı istediğin zeminde nefes alan gençlerin imanlarından
hayatlarına sirayet eden amellerini demir zımparası ile
zımparala.
Ve bırak zımpara izleriyle genci baş başa.
Bırak ki bu izler senin kirli zihniyetinin pasıyla
paslansın.
Unutma, yüreği ve zihni pas tutmuş gençleri kullanacaksın.
Müslüman'ım diyen gencin İslami hassasiyetine göz dik. Var
olduğunu gördüğün hassasiyet çemberine asit dök, erisin.
Çemberi sen oluştur, malzemesini belirlediğin hamurunla.
Hamur senin elinde olsun ki istediğin şekle sokabilesin.
Gencin aklını her daim madde perestlikle destekle. Pişsin senin
şekle soktuğun hamurun içerisinde madde perest makyajınla.
Genci karşıt cinsi ile eşit tut!
Bu eşitliğe inandır gençliği. Bir yaşasınlar, aynı ortamda
eğlensinler, zevkleri ve renkleri bir olsun.
Karşıt cinsin kendisine haram olduğu duygusundan uzaklaştır
genci. Karşıt cins ile evliliğin olduğu zeminde aşkın öldüğünü
empoze et.
Evlilik fikrini ve sünnetini at gencin zihniyetinden ve
hassasiyetinden.
Tenlerini birleştir iki karşıt cins gencin. Nefislerini ve
akıllarını birbirine bağla, bağla ki laubali ortam ve haller
oluşsun.
Bunu bazen siyasi güç ile bazen kültürel güç ile yap. Yap ki
genç kendisine statü kazandırdığını zannetsin. Ama senin kimliğinde
olsun bu statülerin tamamı.
Süslü kelimeler ver gencin zihnine.
Bu kelimeler aracılığı ile sana yaklaşmış olsun. Bu kelimeler
aracılığı ile kendi dilinden ve asli kimliğinden uzaklaşsın.
Yaratanından uzaklaştıramazsın belki genci ama en azından
Rabbini tanımasını engelleyebilirsin.
Engelle ki ben Müslümanım ve Rabbim var desin ama asla emir ve
buyruklarını yerine getirmesin.
Eylemini sadece kendi faydaları uğruna bir düşünce kalıbında
yaparak yol sürsün geleceğine doğru.
Sırat-ı müstakim üzere hak değerleri ile yol sürerse başına bela
olur.
Rabbini tanımasın, eğer tanırsa O'ndan istemeye
başlayacaktır. Dua makamına asla yaklaştırma genci, senden
istesin.
Gencin eline kitaplar ver, ezelden ebede uzanan ilahi kitaptan
uzak tutmak için senin kitaplarını okusun…”
Dün akşam kültür-sanat organizasyonu adı altında bir programa
iştirak ettikten sonra zihnimden dökülenler yukarıdakiler.
Müslüman gençliğimiz adına kültür-sanat etkinliklerinde
hükümetimizin halen değerlerimizin şifrelerini doğru işleyemediğini
görmek üzücü.
Birileri gençliğimizin zihnini ve kalbini bomboş şifreli
kodlarla doldurmuş, bu mihrak noktalarına doğru şifrelerle doğru
kodları girmez isek vay halimize!