Doğru kişiye doğru estetik
Abone olGerçekçi beklentiler ortaya koyun ve “tamamen izsiz” operasyon olamayacağını bilin.
Pek çok insan, vücutlarında “kusurlu” olduğunu düşündüğü
noktaları değiştirmek için “estetik cerrahi”den yardım alıyor.
Uzmanların bu kişilere önemli bir uyarısı var: Gerçekçi beklentiler
ortaya koyun ve “tamamen izsiz” operasyon olamayacağını bilin.
Estetik, günümüzde birçok kişinin zihninde “sihirli bir değnek”
gibi algılanıyor. Oysa estetik operasyonları gerçekleştiren
hekimler, hastaların beklentilerinin “gerçekçi” olmasının
gerekliliğini ısrarla vurguluyor. Gerçekçi beklentilerle
başvurmayan hastalar hayal kırıklığına uğruyor. Bu da estetik
nereye kadar yapılmalı, nerede durmalı sorularını gündeme
getiriyor. Estetik ve Plastik cerrahi uzmanları son günlerde,
“doğru hastaya doğru estetik” kuralının geçerliliği üzerinde
duruyor. Basında çıkan ünlü sanatçıların fotoğraflarını alarak
onlara benzemek isteyenlerin sayısındaki artış, hastaların
doktorlardan “mucize” beklentisi içinde olması, bu kuralın
uygulanmasını zorunlu kılıyor. Prof. Dr. Atilla Arıncı: “Estetik
cerrahi işlemlerinin yapılmasında hasta seçimi büyük önem taşıyor.
Doktor doktor dolaşıp, mutluluğu estetik ameliyatlarda yakalamaya
çalışan hastaların önce psikiyatri hekimine yönlendirilmesi
gerekiyor.” Acıbadem Hastanesi Bakırköy Plastik ve Rekonstrüktif
Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Atilla Arıncı, “doğru hasta”nın tanımını
şöyle yapıyor: “Estetik bir operasyon yapılacak kişiler gerçekçi
yaklaşımı olan, olduğundan daha farklı görüneceğini zannetmeyen,
psikolojik sorunu olmayan ve kabul edilebilir istekleri olan
kişidir. Örneğin hastanın burnunda travmaya bağlı bir sorun, ya da
gelişimsel ortaya çıkan bir deformite sorun varsa düzeltilmesi
fiziki ve ruhi yapısına artılar getirir. Cerrahi müdahale bu
nedenle her zaman uygulanabilir. Ya da kişiler diyet ve spor
yapmalarına rağmen beklediği sonucu alamaz ise, liposuction bu
kişiler için yararlı olabilir. Ancak bu tip operasyonları geçirecek
kişilerin ameliyat olmadan önce geçirecekleri ameliyatın “her şey”
demek olmadığını ve yapılan işlemden sonra da sağlanan güzel
görünümü sürdürmek için çaba sarfetmeleri gerektiğini bilmeleri
gerekiyor.” Yıllardır hekimlerin yakındığı konuların başında yer
alan hastaların “idollerine” benzeme tutkusu birçok soruna yol
açıyor. Prof. Dr. Arıncı, bu tür isteklerle gelen hastaların,
yapılan ameliyat ne kadar başarılı olursa olsun yine de tatmin
olmadıklarını belirterek, “Böylece hem kendi görüntüsünden, hem de
doktorundan rahatsız oluyor. Bu nedenle hangi hastada hangi işlem
başarılı olur sorusundan yola çıkarak doğru hasta seçilmeli. Hatta
gerekirse bir psikiyatri uzmanının da desteğini almak yerinde
olabilir” diyor. KİMLER ESTETİK İSTİYOR? Estetik operasyon isteyen
kişilerin profiline bakıldığında, daha güzel görünmek için doktora
başvuranlar ile çeşitli sebeplerle vücudunda, yüzünde estetik
deformite gelişenler ilk sıralarda yer alıyor. Genetik olarak iri
burunlu, kepçe kulaklı, düşük göz kapağı bulunan kişiler estetik
cerrahi uygulamalarını sık olarak talep ederken, iş ve trafik
kazaları sonucunda vücutlarında olumsuz değişiklikler meydana gelen
hastalar da “rekonstrüktif” (yeniden yapılandırma) cerrahiden yarar
sağlayabiliyor. Bu arada çok iri bir burnu olduğu halde çok küçük
bir burna sahip olmak isteyen hastaların yanı sıra, çok şişman
olmasına karşın incecik bir bedene sahip olmak isteyen hastaların
istekleri doktorlar tarafından “gerçekçi” bulunmuyor. Bu nedenle
önce hastanın beklentileri öğreniliyor, hekim hastaya kendisine
neler yapabileceğini, ve gerçekçi beklentilerin neler olabileceğini
anlatıyor. Hasta ile “ortak” bir görüş sağlanması halinde, “onam”
alınarak gerekli ameliyat yapılıyor. Bu anlamda estetik ameliyat
talebinde ilk sıraları yüz, burun, çene, kulak ameliyatları, belli
bir yaştan sonra ise yüzdeki kırışıklık ve sarkıklıklar, göz kapaı
deformiteleri, kaş düşmesi gibi sorunlar nedeniyle gerçekleştirilen
gençleştirici ameliyatlar yer alıyor. HASTA SEÇİMİ ÖNEMLİ Bazı
estetik cerrahi müdahaleler öncesinde hasta seçimi çok dikkat
gerektiren bir konu olarak ortaya çıkıyor. Örneğin doğru hasta
seçiminin önemli olduğu “liposuction” (yağ çekme) yöntemi,
tecrübeli ellerde yapıldığı ve doğru hastaya uygulandığı takdirde
çok başarılı sonuçlar veriyor. Prof. Dr. Atilla Arıncı, çok kısa
sürede fazla miktarda yağ almanın çeşitli sorunlara yol açtığını
belirtiyor. Bu nedenle işlemin öncesinde hastanın beklentileri
öğreniliyor ve hastalar özenle seçiliyor. Bu işlem sırasında
vücuttan yağ ile birlikte sıvı kaybı da olacağından, kaybedilen
sıvının yerine konması ve vücudun buna uyum sağlaması gerekiyor.
Hastaya göre değişmekle birlikte alınan yağ miktarının 2-3 litreyi
geçmemesi de önemle vurgulanması gereken bir nokta. Hasta seçiminin
önemli olduğu bir diğer konu da Amerika’da “öğle arası gençleşme ve
güzelleşme” olarak popülarize olan yeni estetik cerrahi konsept. Bu
başlık altında gerçekleştirilen ağız, burun, alın ve göz
çevresindeki kırışıklıkların giderilmesine yönelik operasyonlar;
maliyeti düşük ve kişileri hastanede yatırmadan en kısa sürede
işlerinin başına geri döndüren basit müdahaleler olarak ülkemizde
de uygulanıyor. İZ KALIYOR MU? Estetik cerrahi işlemlerinde
hekimlerin en çok karşılaştığı hasta beklentisi, yapılan işlemlerin
sonucunda hiç “iz” kalmayacağı konusu. Oysa yapılan birçok cerrahi
işlemden sonra iz kalıyor. Ancak estetik cerrahın ustalığıyla bu
izler saklanabiliyor ama tamamen yok edilemiyor. Dr. Berkhan
Yılmaz: “Hastalarımıza uygulayacağımız ameliyattan önce onların
psikolojik durumunu analiz etmeye çalışıyoruz. Çünkü bazı hastalar
eşleriyle olan sorunlarından dolayı, bazıları da eşlerine para
harcatmak amacıyla estetik yaptırabiliyor.” Acıbadem Hastanesi
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Berkhan Yılmaz,
hasta estetik operasyon amacıyla hekime geldiğinde psikolojik
durumunu, yapısını çok iyi algılayıp değerlendirmek gerektiğinin
altını çiziyor. “Mucize” beklentisiyle gelen hastaların hekimleri
zor durumda bıraktığına değinen Dr.Yılmaz, “Basında hastaların
beklentilerini yükselten magazin içerikli haberler yayınlanıyor.
Tıbbi olarak kimseye mucize yaratamıyoruz. Mesela Cyrano de
Bergerac gibi burnu olan bir kadın hastaya Cindy Crawford’un burnu
gibi bir burun yapmak mümkün değil” diyor. Yapılan işlemlerden
sonra hiç iz kalmamasını isteyen hastaların bu isteklerinin
gerçekçi olmadığını vurgulayan Dr. Berkhan Yılmaz, şunları
söylüyor: “Hastalara belli belirsiz de olsa iz kalacağını
söylediğimizde bize inanmıyorlar. Oysa her kesilen yerde bir iz
var. Hastalar bunu bizden duyunca, bizi bilgisizlikle suçluyorlar.
Laserle yapılmıyor mu, laserle yapılınca iz kalmıyormuş diyorlar.
Laser ile de yapılsa iz kalabileceğini anlatıyoruz.” Kendi
vücuduyla barışık olmadığı için doktor doktor dolaşan yine de mutlu
olmayan hastalar olduğuna dikkat çeken Dr.Yılmaz, bu hastaların
hiçbir şekilde mutlu olamadıklarını söylüyor. Dr.Berkhan Yılmaz,
“Bu hastaların öncelikli olarak psikiyatrik tedaviye ihtiyacı var.
Makul isteklerin karşılanabileceğini söylüyoruz. Hastalardan tüm bu
işlemlerin anlaşılıp, sonuçlarının kabul edildiğine dair onay
alıyoruz, bunun için bir onam formu doldurmalarını istiyoruz” diye
konuşuyor. BEKLENTİLER GERÇEKÇİ Mİ? Hekimlerin en çok sıkıntı
çektikleri konuların başında, hastaların gittikleri başka
hekimlerin “medyatik” ifadeleriyle yanlış yönlendirilmesi ileri
geliyor. “Liposuction yaptırınca fıstık gibi olacaksın” şeklindeki
bir ifade yerine hastaya daha net anlaşılır cümlelerle yapılacak
bir anlatımın “etik” bir davranış olduğunu ifade eden Dr. Berkhan
Yılmaz, “Liposuction ile hastanın bölgesel olarak fazla yağlarını
alıyoruz. Onu baştan yaratmıyoruz. 130 kiloluk bir hanımın beni 60
kilo yapın şeklindeki beklentisinin gerçekli olmadığını ama varsa
yapabileceklerimizi açıkça anlatıyoruz” diyor. KİMLER YAPTIRIYOR?
Dr. Berkhan Yılmaz’a göre estetik operasyondan mutsuz olan,
umduğunu bulamayan birinci hasta grubunu, yanlış seçilen hasta
grubuna giren kişiler oluşturuyor. Bunlar sürekli ameliyat olmak
için doktor doktor dolaşıyor. İkinci hasta grubunda ise vücudundan
intikam alırcasına aslında başka sorunları yaşamında taşıyan
kişiler yer alıyor. Üçüncü grupta eşleriyle yaşadıkları sorunlardan
dolayı çareyi estetik ameliyatlarda arayanlar var. Bir de eşlerinin
parasını “intikam aracı” olarak kullanan hasta grubu var. Bu dört
grubun dışında, sürekli göz önünde olmaktan dolayı ameliyat
yaptıran sanatçı, mankenlerden oluşan bir hasta grubu var. Ancak en
tehlikeli grup, ağır psikiyatrik sorunlarını başarıyla gizleyen,
sağlıklı kişilerin arasında dolaşan, sorunlarından kurtulmak için
ameliyat olmak isteyenlerden oluşuyor. Bu nedenle hastanın çok iyi
seçilmesi gerekiyor. DOĞRU ESTETİK Son yıllarda çok gündemde olan
liposuction, uzman hekimlerce yapılmalı, hastadan kısa sürede çok
miktarda yağ alınmamalı. Sanatçılara benzemek için ellerinde
fotoğraflarla gelen ve yüksek beklentili hastaların beklentileri
gerçekçi bir seviyeye getirilmeli. Psikiyatrik sorunu olduğu
gözlenen hastalar, estetik operasyon talebiyle geldiğinde önce
psikiyatri hekimine yönlendirilmeli. Doğru hastaya doğru işlem
uygulanmalı, hastaya gerçekçi ve doğru bilgi verilmeli. BİLİYOR
MUSUNUZ? Kaza geçiren hastalar kazadan sonra estetik operasyondan
çok şey bekliyor ve tıpkı eskisi gibi olacaklarını düşünüyor. Oysa
bu beklenti gerçeği yansıtmıyor. Erkekler de kadınlar da estetik
operasyon sonrasında hiç iz kalmayacağını düşünüyor. Bu doğru
değil. Çünkü her operasyon sonrasında iz kalıyor. Bazı kadın
hastalar eşlerinin parasını harcamak amacıyla estetik operasyonu
“intikam aracı” olarak görüyor. Bu hastaların beklentisi yüksek
oluyor, ameliyat sonrasında hayal kırıklığı yaşanabiliyor.
Psikiyatrik sorunlarını estetik operasyonla gizlemeye çalışan
hastalar en riskli grubu oluşturuyor. Kaynak:
www.acibademhastanesi.com.tr