Doğmamış bebeğe yakın takip
Abone olHamileliğin son zamanlarında ve doğum sırasında anne karnındaki bebeğin sağlığı büyük önem taşıyor. Uzmanlar, anne adaylarını bu konuda uyarıyor.
Hamileliğin son zamanlarında ve doğum sırasında anne karnındaki
bebeğin sağlığı büyük önem taşıyor. Pek çok teknolojik yöntem
olmasına rağmen elde edilen bulgular bazen yetersiz kalabiliyor. En
son yöntem olan 'Fetal Monitorizasyon'la, anne karnındaki
bebeklerin sağlık halinin değerlendirilmesi veya takip edilmesi
artık daha kolay. Bu yöntemle amaç, bebeklerin rahim içinde yeterli
oksijene sahip olduklarını göstermek ve "hipoksi" veya "asfiksi"
olarak adlandırılan yetersiz oksijenlenmeyi erkenden tespit edip
bebek üzerindeki yakın ve uzak dönem risklerini en aza indirgemek.
Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı,
Yüksek Riskli Gebelikler Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Arda Lembet, İHA
muhabirine yaptığı açıklamada, 'Eksternal (dışarıdan) ve Internal
(içeriden) Monitorizasyon' olarak iki türlü bebek sağlığı takip
sistemi bulunduğunu belirterek, "Dışarıdan izlemle bebek kalp
hareketleri ve rahmin kasılması (doğum ağrıları) ancak dolaylı
olarak, yani dışarıdan annenin karnına yerleştirilen cihazlarla
takip edilebilmektedir. Bu yöntemin alternatifi, bizim de Acıbadem
Hastanesi Yüksek Riskli Gebelikler Servisi ve Doğum Bölümü'nde
uygulamaya başladığımız, farklı aşamalardan oluşan internal izlem
veya doğrudan doğum izlem ve takip yöntemidir" dedi. DOĞRUDAN DOĞUM
İZLEM SİSTEMİ Doğrudan izlem yöntemlerinde, rahmin ağzı doğum
sırasında belirli bir açıklığa ulaştıktan sonra, bebeğin başına çok
küçük bir elektrot takılmasıyla, gelen kalp sinyallerinin bire bir,
çok net ve sağlıklı olarak değerlendirildiğini ifade eden Doç. Dr.
Lembet, "Direkt bebek sağlığı izlem yöntemleri arasında dünyada son
yıllarda "Fetal Pulse Oksimetre" (Bebek oksijen ölçümü) yöntemi
kullanılıyor" diye konuştu. Doç. Dr. Arda Lembet, bebeğin cildine
yapıştırılan bir algılayıcı sayesinde, tüm doğum eylemi sırasında
bebeğin aldığı oksijen miktarını tahmin etmenin mümkün hale
geldiğini kaydederek, "Böylece, klasik yöntemlerle bebek kalp
hareketlerinin ve sağlık halinin net olarak değerlendirilemediği
durumlarda, bu ölçümle bebeğin rahim içindeki sağlık hali ve
oksijenlenmesi tespit ediliyor. Böylece hızlıca doğuma
geçilebiliyor. Zaten bu yöntemin en büyük yararı da bu" dedi.
Klasik yöntemlerle bebeğin streste olduğu sanılarak doğuma geçilen
durumların yaklaşık yüzde 40-60'ında gereksiz yere müdahale
yapıldığının görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Lembet, metodun bu
yanılgıyı ortadan kaldırdığını bildirdi. AĞRININ ŞİDDETİ ÖLÇÜLÜYOR
Doç. Dr. Arda Lembet, direkt izlem yönteminin bir başka özelliğinin
de, doğum sırasında rahim ağzı açıldıktan sonra özel bir bağlantı
yardımıyla, rahimde oluşan basıncın ölçülmesine ve rahim içine sıvı
verilmesine imkan tanıması olduğunu söyledi. Özellikle doğum
eyleminde suni sancı verilen durumlarda, klasik yöntemlerle doğum
ağrılarının gerçekte oluşan gücü konusunda yorum yapmanın imkansız
olduğunu belirten Doç. Dr. Lembet, "Zira ağrılar, bu yöntemlerde
hastanın karnına bağlı cihazlarla dolaylı olarak izlenmektedir.
Doğrudan izlem yönteminde ise ağrı şiddeti sayısal olarak büyük
netlikle ölçülebilmektedir. Alınan bu bilgiler eşliğinde, suni
sancı verilmesi ve doğumun takip ve planında, en uygun ilaç
dozlarının seçilmesi ve anormal doğum süreçlerinin erkenden
saptanması mümkün olmaktadır" diye konuştu. Doç. Dr. Lembet, rahim
içine sıvı verilmesi yönteminin gösterilmiş en büyük yararının ise
bebek çevresinde amniyon sıvısının yeterli olmadığı ve göbek
kordonu sıkışması göstergeleri olan bebeklerde, verilen sıvıyla bu
bulguların tamamen düzeltilebilmesi olduğunu ifade ederek, "Ayrıca,
anne karnına dışkısını yapan bebeklerde, verilen sıvıyla dışkısını
yutmaları ve buna bağlı ortaya çıkabilecek sorunları da
engellenmektedir" dedi.