Doğan'dan ilginç Erbakan açıklaması
Abone ol28 Şubat sürecinde, hükümeti devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla 103 kişi hakkında açılan davanın 4. duruşması devam ediyor.
İNTERNET HABER - Sanık Çetin Doğan ise Batı
Çalışma Grubu'nun yasal bir oluşum olduğunu ileri sürerek irtica
ile mücadele için dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın da
katıldığı toplantılar yapıldığını belirterek "Erbakan,
'Sayın Çiller benim sözlerime tercüman oldu, irtica bir
hastalıktır' demiştir." görüşünü dile getirdi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanık avukatları
tahliye talebinde bulundu. Sanık Kenan Deniz'in avukatı Mustafa
Bir, askerliğin 'anında emir verilip anında yerine getirme' esasına
dayalı olduğuna dikkat çekti.
İç Hizmet Kanunun 13. maddesinde disiplinin tanımlarken mutlak
itaat hükmüne bağlandığını anlatan Bir, şöyle devam etti: "İcradan
doğacak mesuliyetler emri verene aittir. Askerlikte yazılı emir
diye bir müessese yoktur, bir bakış bir hareket vardır. Bir mimik
bile emir yerine geçer. Kanuna aykırı dahi olsa emir ast bunu
yerine getirmekle hükümlüdür." dedi.
Batı Çalışma Grubu'nun MGK kararlarıyla oluşturulduğunu savunan
Bir, bunun tamamen anayasal düzene ve kanunlara uygun olduğunu
ileri sürdü. Burada bir çok kişinin emirleri yerine getirdiğini
ifade eden Bir, emrin hukuka uygunluğunun müvekkil tarafından
değerlendirilmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Çevik Bir'in
avukatı Vefa Toklu ise Genelkurmay'ın elinde hiç bir belgenin
kalmadığını ileri sürdü.
Tutuklulukta delillerin toplanması gibi bir gerekçenin ortadan
kalktığının açık olduğunu savunan Toklu, tutukluğun devamlılığı
kararlarında kişi ve toplum için oluşturacağı tehlikeden söz
edildiğini hatırlatarak 13 yıl emeklilik yaşamış birinin toplum
için de bir tehlike arzetmeyeceğini kaydetti. Bütün faaliyetlerin
hükümetin talimatları doğrultusunda Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
Genel Sekreterliği koordinesinde karargah çalışmalarının usulleri
çerçevesinde ve kanun ile yönetmeliklere uygun hazırlandığını iddia
ede Toklu, eylemlerin Genelkurmay Başkanı'nın bilgisi ve
talimatları doğrultusunda cumhurbaşkanı ve diğer bakanlıklarla MİT
ve Emniyet ile paylaşımlar yapılmak suretiyle yürütüldüğünü
savundu. Faaliyetlerin ise Refah-Yol Hükümetine yönelik olmadığını,
MGK tarafından belirtilen iç tehdide ve irticaya yönelik olarak
yapıldığını savundu.
Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) yasal bir oluşum olduğunu iddia eden
sanık Çetin Doğan da BÇG'ye yönelik 28 Şubat iddianamesiyle açılan
bu davanın daha önce bütün kamuoyuna mal olmuş bir şey olduğunu
iddia etti. Bu davayla esas itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti
devletinin yetkili organlarınca kabul edilen değerlendirmelere göre
yayınlanan resmi dokümanlar çerçevesinde anayasanın laiklik
ilkesini korumak için kurumların üzerine düşen yaptığı işlemler
nedeniyle, irtica ile mücadelenin yargılanma durumuna getirildiğini
ileri süren Doğan, "Başkanlıktan sırf irtica ile mücadele için 61
genelge yayımlanmıştır. İrtica ile mücadele için dönemin Başbakanı
Necmettin Erbakan'ın da katıldığı toplantılar yapıldı. 406 Sayılı
MGK kararından sonra 13 Mart'ta bir toplantı yapılmıştır, bu
toplantı maalesef belgelerde yok. Burada irticayla ilgili alınan
kararların uygulanmasına yönelik hararetli tartışmalar yapılmıştır.
Tansu Çiller'den sonra söz alan Erbakan, 'Sayın Çiller benim
sözlerime tercüman oldu. İrtica bir hastalıktır' demiştir. Bunlar
daha sonra basın organlarında da çıkmıştır." diye konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türk ulusunun birlik ve beraberliğini
teminatı olduğunu dile getiren Doğan, AK Parti hükümetlerinin 2004
ve 2006 yıllarında irtica ile mücadele kapsamında genelge
yayınlandığını hatırlattı. AK Parti hükümeti görevdeyken de
Başbakanlık'ta toplantılar yapıldığını ve bu toplantıların 2009
yılına kadar sürdüğünü söyledi.