Kanaatim o ki referandumdan güçlü bir başarı elde edilip anayasa
paketi kabul görürse birçok sorunun çözümü kolaylaşacağı
gibi, Kürt sorunun çözümü için de kapı aralanacak gibi.
Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır’daki konuşmasından ben bunu
sezdim, anladım, hissettim.
'Kürt kardeşlerim!' deyip konuşmasına başlayan
barış ve huzurun mimarı Cumhurbaşkanımız, Diyarbakır’ın kalbinin
bir köşesinde yer alan bir şehir olduğunu samimiyetiyle bir eda ile
ifade etti. Ayrıca şu konularda da manidar bir açıklamada bulundu
ki, her birinin sürece olan etkisi diğeri kadar
önemlidir.
Kanaatimce Kürt kardeşlerim diyerek Diyarbakırlılara seslenmesi
PKK/KCK’yi bir kenara bıraktığına işrettir. Çünkü Cumhurbaşkanının
yaşam felsefesi, inancı ve duruşu bu kesim insanlarla uyuşmuyor ki
onlara kardeşim diyebilsin. Anlaşılan bu süreç artık Kürt
vatandaşlarıyla selamlaşarak ilerleyecek. Olur mu dersiniz
bal gibi olur bence.
*Tarihi birliktelik; Sultan Alpaslan zamanındaki Kürt-Türk
ittifakı, Yavuz Sultan- İdrisi Bitlisi, Sehaddini Eyyubi, Kürtlerin
Kurtuluş Savaşı'ndaki duruşuna değindi. Bu çok önemli bir mevzu bir
an evvel tarih dersini revize edip, Türk Kürt tarihi birlikteliğine
dikkat çekmek lazım. Tek bir vatandaşımız 'Kürtler şöyle
böyle' diyerek PKK’ın faaliyetlerini Kürt
vatandaşlarımızın hanesine yazarsa bu sorun devam eder. Abartmaya
gerek yok ama en az Türkler kadar istiklal mücadelesini
verdiklerini söylenebilir. Kıbrıs savaşında gönüllü olarak
askerlik şubesinin önünde sıraya giren Kürt gençlerinin hakkını
yiyenler utansın.
Sonrasında da Cumhuriyet döneminde binbir çeşit zulme maruz
kalan Kürtlerle selamlaşmak devletin boyun borcudur.
*Silahlı kimselere hayır diyen Erdoğan, barış barış diyorlar ne
barışı arkadaş silahlı kimseler barış mı olur? Barışı istiyorsan
önce silahları bırakacaksınız, barış öyle lafla olmaz.
*'Projesi olanlar buyursun konuşalım' diyen
Cumhurbaşkanımız elinde silah olmayan herkesle konuşabiliriz, kimin
elinde memleketimizin barış, huzur ve selameti için bir proje varsa
buyursunlar getirsinler konuşalım, tartışalım.
*Barışın fedaileri biziz, biz iktidara geldiğimizden bu yanı her
fırsatta hak ve özgürlükler için hayırlı adımlar attık. Annelerinin
ak sütü kadar helal olan, verilen bu hakların hiç birinden
vazgeçilmeyecek, geri adım atılmayacaktır, bunu herkes böyle
bilsin.
Sadece bu kadarına bile bakılırsa barış ve huzurun umudunu
koruduğunu söyleyebilirim.
Umarım vatandaşlarımız hem bu umudu taşıyor, hem de hükümetin
devletin elini güçlendirecek katkıyı verecektir.
Diyarbakır’dan kamuoyuna bu ufuk verici açıklamayı yapıp, barış
ve huzurun kapısını aralayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’a teşekkür ederim, çözüm süreci buzdolabından çıkmak
üzeredir inşallah, ama daha samimi, yerli ve güvenilir muhataplarla
tabi. Çünkü HDP ve çevresi maalesef bu konudaki kredilerini
tükettiler.