Diyanet'ten yalan haber fetvası
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığı, bir vatandaşın sorusuna verdiği yanıtta, yalan haber konusuna değindi.
İNTERNET HABER / ÖZEL
İÇERİK
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), Türk basınının temel
problemlerinden biri olan asparagas haber kavramıyla ilgili görüş
bildirdi.
Bir vatandaşın, "dini sorular" kapsamında "Yalan haber günah mıdır"
şeklindeki sorusuna bir ayet ile cevap veren DİB, Hucuret
Suresi'nden "Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip
de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri
size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırınız" ayetini
paylaştı.
Ayette "güvenilmez kimselerin getirdikleri haberleri,
doğruluğunu araştırmadan kabul etmenin uygun olmadığı"
yönündeki mananın ve hükmün her zaman geçerli olduğunu belirten
Diyanet, bu talimatın sosyal ve hukuki düzenin yürümesi, haksızlık
ve huzursuzlukların önüne geçilmesi bakımından önemli olduğunu
vurguladı.
PEYGAMBER ZAMANINDAN ÖRNEK
VERDİ
Başkanlık, Hz. Muhammed zamanında yaşanan bir olayı da şu şekilde
aktardı:
"Velid b. Ukbe, Beni Mustalık kabilesinin zekat vergisini
toplamak üzere gönderilir. Velid yolda iken birisi, bu kabileden
silahlı bir grubun yola çıktığı haberini getirir. Velid, onların
savaşmak için çıktıklarını düşünerek geri dönüp Peygamberimize
durumu anlatır. O da haberin doğru olup olmadığını araştırmak ve
gereğini yapmak üzere Halid b. Velid’i gönderir.
Halid kabileye yakın bir yerde konaklayarak durumu
araştırır; söz konusu grubun ezan okuyup namaz kıldıklarını,
İslam’a bağlılıklarının devam ettiğini tesbit eder ve Medine’ye
döner. Sonunda onların, zekat tahsildarı geciktiği için durumu
öğrenmek veya zekatı kendi elleriyle Hz. Peygamber’e teslim etmek
üzere yola çıktıkları anlaşılır."
Diyanet İşleri, yalan haber taşıma anlamında şu görüşleri ifade
etti:
"Yoldan çıkmış' diye çevirdiğimiz fasık, "dinin emirlerine
uymayan" demektir; yalan haber taşıyan kimse de bu kavrama
dahildir. Hz. Peygamber’in ashabı genel olarak doğru, dürüst, takva
sahibi insanlar olarak kabul edilmişlerdir. Buna göre ayette geçen
fasık kelimesi, Velid’in değil, ona yalan haberi taşıyan meçhul
kişinin niteliğidir. Ayetten çıkan genel hüküm, durumu bilinmeyen
veya yalancı, günahtan çekinmez olarak tanınan kimselerin
verdikleri haberlere ve bilgilere güvenilmemesi, bunlara göre hüküm
verilmemesi, harekete geçilmemesidir."