Diyanet'e özerklik beklentisi
Abone olMemur-Sen'e bağlı Diyanet-Sen Samsun 1 No'lu Şube Başkanı Hacıbey Özkan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 26 yıldır Teşkilat Yasası bulunmadığını belirtti.
Memur-Sen'e bağlı Diyanet-Sen Samsun 1 No'lu Şube Başkanı
Hacıbey Özkan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 26 yıldır Teşkilat
Yasası bulunmadığını belirterek, kurumun özerk yapıya
kavuşturulması, başkanın seçimle işbaşına gelmesi ve din
hizmetlerinin siyasi otoritenin etkilerinden arındırılması
gerektiğini belirtti. Genel İdare içinde yer alan Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın, 22 Haziran 1965 tarihinde 633 sayılı yasa ile ilk
kez kapsamlı bir kanuna kavuştuğunu, ancak daha sonra bir çok
maddesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilince tüzük, yönetmelik
ve yönergelerle idare edilmeye başlandığını söyleyen Hacıbey Özkan,
"Anayasamızın 136. maddesi Diyanet İşleri Başkanlığı için, 'özel
kanunda gösterilen görevleri yerine getirir' demesine rağmen
başkanlık 26 yıldır bir Teşkilat Yasası'na kavuşturulamamıştır. Bu
da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın vermesi gereken hizmetleri
vermesini engellemekte ve Diyanet'i tartışılır duruma
düşürmektedir" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halkı dini
yönden aydınlatmak ve halkın ihtiyacı olan din hizmetini sunmak
için varolduğuna dikkat çeken Özkan, Diyanet'in inanç yönünden
Türkiye'de birliği ve beraberliği temsil eden olmazsa olmaz bir
devlet kurumu olduğunu vurguladı. Özkan, "Onun için Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın verimli ve yararlı çalışmalarına herkes yardımcı
olmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu tartışmalı durumdan ve
siyasi müdahalelerden korunması, devletçi ve bürokratik yapıdan
kurtarılması ve günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için
demokratik ve sivil bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Ancak
bu sayede çağdaş ve yeterli din hizmeti sunulabilir. Bunun için de
anayasanın 136. maddesinin amir hükmü gereği Diyanet İşleri
Başkanlığı'nın teşkilat ve görevleri hakkındaki kanun biran önce
çıkartılarak Diyanet İşleri Başkanlığı özerk bir yapıya
kavuşturulmalı ve başkan seçimle işbaşına gelmelidir. Bu sayede
başkan, temsil ettiği kitleye daha fazla önem verecek ve onların
sorunlarını çözmeye çalışacaktır" diye konuştu. 1950'de ve daha
sonra çeşitli vesilelerle farklı yerlerde dile getirilen, merhum
Ahmet Hamdi Aksekili döneminde de, Ord. Prof. Dr. A. Fuat Başgil'in
başkanlığında bir komisyon tarafından hazırlanan teşkilat yasa
taslağında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerkliği ve başkanın
seçimle işbaşına gelmesi görüşünün yer aldığını hatırlatan Özkan,
"1993 yılında gerçekleştirilen 1. Din Şurası'nda Diyanet'in, YÖK ve
RTÜK gibi özerkliğe kavuşturulması ve başkanın seçimle işbaşına
gelmesi görüşü benimsenmiştir. Din hizmetleri idari bakımdan siyasi
otoritenin etkilerinden arınmış olmalıdır. Böyle olması dini
hassasiyeti olan kimselerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılama
ve dinin birlik ve bütünlüğünü koruma açısından daha elverişlidir.
Bu tür bir çözüm vatandaşıyla barışık bir siyasi otorite için de en
iyi çözümdür" ifadelerini kullandı.