Dışişleri'nden Rumlara çok sert uyarı
Abone olDışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum tarafını petrol/doğalgaz aramaları konusunda uyardı
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Rum
tarafının tek yanlı olarak tüm Ada adına, Ada'nın bütününe ait olan
doğal kaynaklar konusunda söz söyleme, girişimde bulunma ve anlaşma
imzalama hak ve yetkisine sahip olmadığını
bildirdi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ''"uluslararası hukukun, yarı kapalı bir deniz olan Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı veya münhasır ekonomik bölge sınırlandırmalarının, ilgili ülkeler arasında ve tüm tarafların hak ve çıkarları gözetilerek, hakça yapılmasını amir" olduğu kaydedildi.
Açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY), uluslararası hukukun hilafına ve üçüncü tarafların haklarını ihlal ederek, 2003 yılından itibaren Doğu Akdeniz'deki ülkelerle deniz yetki alanlarını sınırlandıran ikili anlaşmalar yapma gayretlerini sürdürdüğü ve petrol/doğalgaz arama faaliyetlerinde bulunduğu dile getirildi.
RUM KESİMİNİN ANLAŞMALARI
GEÇERSİZ
GKRY'nin yaptığı bu anlaşmalar ve petrol/doğalgaz arama
faaliyetlerinin Kıbrıs sorununun çözümünü olumsuz etkilediği ve
bölge ülkeleri arasında yeni ihtilaflara neden olduğunun
vurgulandığı açıklamada, ''Bu duruma ilişkin olarak, gerek
ülkemizin gerek KKTC'nin görüşleri ve ikazları bölge ülkeleri ve
BM nezdinde zamanında kayda geçirilmiş, Kıbrıs Adası'nın
güneyinde geçerliliği bulunmayan ruhsatlara dayanarak
petrol/doğalgaz arama-çıkarma faaliyetlerine ilgi duyan şirket ve
ülkelerin sorumluluk ile hareket etmelerini beklediğimiz
belirtilmişti'' ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
''Konuya yaklaşımımız ve görüşlerimiz geçerliliğini elan muhafaza etmektedir.
Kıbrıs Adasının güneyinde önümüzdeki Ekim ayı başında fiilen sondaj çalışmalarına başlanılacağına yönelik son dönemde çıkan haberler ve yapılan resmi açıklamalar ışığında, bazı hususlara tekrar dikkat çekilmesinde fayda bulunmaktadır.
"RUHSAT YETKİSİNE SAHİP
DEĞİLLER"
Kıbrıs Rum tarafı tek yanlı olarak tüm Ada adına, Ada'nın bütününe
ait olan doğal kaynaklar konusunda söz söyleme, girişim yapma
ve/veya anlaşma imzalama hak ve yetkisine sahip değildir. Bu tür
yasal dayanaktan yoksun faaliyetler, Ada'da ve bölgede gerginlik
yaratmakta, kurucu halk olan Kıbrıs Türkleri'nin Ada'nın doğal
kaynaklarından eşit şekilde yararlanma hakkına halel getirmekte,
halen devam etmekte bulunan görüşmeler sürecine zarar
vermektedir.
Yeni bir ortaklık kurulması amacıyla Ada'nın geleceğini belirlemeye yönelik görüşmelerin devam etmekte olduğu ve kritik bir aşamaya ulaştığı bu dönemde, bu tür tek yanlı faaliyetlerde bulunmanın taşıdığı risk ve sakıncalar ise aşikardır. Rum Yönetimini hareket tarzı zamansız olduğu kadar bir sorumsuzluk örneğidir. Bu hareketler uzlaşı çabalarına darbe vurmaktadır.
Bir başka bölge ülkesinin de GKRY'nin imzaladığı bir ikili sınırlandırma anlaşmasını BM nezdinde girişim konusu yapması, bu tür tek yanlı teşebbüslerin bölgenin barış ve istikrarına menfi etkide bulunduğunun ve mevcut sorunlara yenilerinin eklenmesine yol açtığının en açık kanıtıdır.
YETKİ GASPI...
Uluslararası toplumun, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının
Ada'nın doğal kaynaklarından eşit olarak faydalanma hakkını gasp
etmeye yönelik bu girişimlerine prim vermemek için sorumlulukla
hareket etmesi gerekmektedir.
Ülkemiz ve KKTC bölgedeki meşru hak ve çıkarlarını korumak amacıyla uluslararası hukuka uygun şekilde bundan böyle de diplomatik ve siyasi kanallardan girişimlerini sürdüreceklerdir. Türkiye'nin ve KKTC'nin bu maksatla gereğine tevessül edeceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır. Beklentimiz kapsamlı çözüm görüşmelerinin sürdüğü bir ortamda görüşmeleri raydan çıkarabilecek, bölgede gerilimi yükseltebilecek, oldu-bittiler yaratmaya matuf tek yanlı girişimlerden önemle kaçınılmasıdır."