Dink suikastını Erhan ve ben yapacaktık
Abone olDink cinayetiyle ilgili mahkemeye mektup gönderen tanık, cinayet planını Erhan Tuncel'le birlikte yaptığını söyledi.
Tokat’ta tutuklu bir mahkum, Ogün Samast'ın örgüt suçundan
yargılandığı İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ne ihbar mektubu
gönderdi. Kendisinin ve ailesinin can güvenliğinin sağlanması
halinde cinayete ilişkin bilgi ve belgeleri paylaşmaya hazır
olduğunu bildiren ihbarcının mektubu mahkeme tarafından savcı
Muammer Akkaş’a gönderildi.
Savcı tarafından ifadesi alınan, Tokat Cezaevi’nde tutuklu
bulunan M.A’nın mektubunun tam metnine Radikal ulaştı.
İsmail Saymaz imzalı Dink ailesi avukatlarının araştırılmasını
istediği mektupta M.A; Dink cinayetini Erhan Tuncel’le birlikte
yapmayı planladıklarını, daha sonra Tuncel’le İstanbul ’a gelerek
Büyükada’da bir papazı öldürmek üzere keşif yaptıklarını iddia
ediyor. M.A, bir F tipi cezaevine nakli ve güvenliğinin sağlanması
karşılığında gizli tanık olacağını söylüyor. Kendisinin de jandarma
istihbarattan olduğunu iddia eden M.A hüküm giydiği cinayeti
işlediği silah ile Dink’in ölümüne neden olan silahın aynı usta
tarafından yapıldığını ileri sürdü. M.A’nın iddiaları şöyle:
ERHAN TUNCEL’LE ARDEŞEN’E ZİYARET: 2006 yılı 6.
ayında 1. Ordu’da ve İstanbul Jandarma’da görevli iki rütbeli
tarafından uçakla Trabzon’a gönderildim. Devlet görevlilerinin
vasıtasıyla Erhan Tuncel’le görüştüm. Erhan’la bir suikast
yapılacağı ama suikastın kime yapılacağı kesin olmamakla ilgili
görüşme yaptık. Daha Ardeşen’ne giderek başka şahıslarla görüştük.
Erhan, Ardeşen Emniyeti’nde çeşitli kişilerle görüştü. Daha sonra
Ardeşen’den otobüse binerek, İstanbul’a döndük.
BÜYÜKADA’DA KEŞİF: İstanbul’da buluşup Büyükada’daki Aya
Yorgi Kilisesi’ne gittik. Dink’ten önce ilk hedef misyonerlik
yaptığı istihbaratını aldığımız Aya Yorgi papazıydı. Keşif yaptık,
fotoğraf çektik. Adanın çeşitli bölgelerine giderek, eylemden sonra
kaçılabilecek tahmini yerleri gözden geçirdik. Erhan bu işi 23
Nisan veya 29 Ekim’de yapmamız gerektiğini söyledi. Neden diye
sorduğumda, o tarihte adada ayin yapıldığını, cemaatin orada
olacağını, kaçmanın kolay olacağını, eylemin daha çok ses
getireceğini söyledi.
SANTORO’YU BİZ GÖMDÜK: Geri dönmek için vapura bindik.
Erhan, Trabzon’da vurulan ‘Papaz Santoro’yu’ kastederek, “Onu da
biz gömdük” dedi. “Kim? Kim?” diye tekrar sorduğumda “Santoro,
Santoro” diye cevap verdi.
AKIN BİRDAL’IN RESMİ: Erhan elindeki dosyayı zaman zaman
açıyor, bir yandan telefonla konuşuyordu. Dosyanın bir bölümünde
Akın Birdal’ın fotoğrafını gördüm. Başka sayfalarda da çeşitli
sokakların, caddelerin fotoğrafları bulunuyordu. İstihbaratçı olmam
ve bu işlere aşina olmam sebebiyle bir suikast planının daha
olduğunu tahmin ettim.
İSTİHBARATÇILAR İŞİN İÇİNDEYDİ: Dink suikastını Erhan ve
ben yapacaktık. Üç istihbaratçı gözlemci olacaktı. O dönem jandarma
istihbaratçısıydım. Suikasttan sonra Erhan ve beni istihbaratçılar
alarak onların eşliğinde önce Artvin’e, Gürcistan’a, Gürcistan’dan
Rusya’ya geçiş yapacaktık. Olay yeri delilleri, telefon kayıtları
(sinyalleri) ve kamera kayıtları yok edilecek ve ulaşılamayacaktı.
Suikastın amacı azınlıklara ve Türkiye Cumhuriyeti’ne zarar veren,
bu ülkenin ekmeğini yiyip ihanet eden Türk düşmanlarına mesaj
olacaktı.
SİLAHLAR BENZER: Olaydan önce Erhan’ın bana verdiği ve
Dink’i vuracağım silahla başka bir cinayet işledim. Silah adli
emanette. Dink’in öldürüldüğü silahla aynı makinede yapılmış ve
aynı kişi tarafından imal edilmiştir.