Dilimizi kurmalıyız
Abone olYönetmen Fehmi Gerçeker, Türk sinemasının kendi dilini oluşturması durumunda başarılı olacağını söyledi.
Çalışmalarını Amerika’da sürdüren yapımcı–yönetmen Fehmi
Gerçeker, Türk sinemasının genç yönetmenlerinden umutlu olduğunu
söyledi. Eğitim ve kültür filmlerinin ünlü yönetmeni, “Türk
sinemasından çok iyi sesler geliyor. Bu seslerle Türk sinema dili
kurabilirsek, dünyada yerimizi alacağımıza inanıyorum.” dedi.
Gerçeker’e göre, bütün dünyayı saran globalleşme akımının, yerini
yavaş yavaş antitezi olan yerelleşmeye bırakması, Türk sineması
için de bir fırsat olabilir. Yerel ögeleri özgün bir dille
anlatabilen Türk filmleri, dünya sinema endüstrisi içerisinde
kendine bir yer edinebilir. Gerçeker, Türk sinemasının kendi içinde
yaşadığı değişimlerle bu noktaya geldiğine inanıyor. Bir zamanlar
yılda en az 150 film yapılırken bu sayının bugün 10–15 filme düşmüş
olması ise ona göre “süzme bir sinema”nın müjdecisi. Hollywood
sineması haricinde neredeyse bütün dünyada görülen bu yönelimle,
ancak eleğin üstünde kalabilenlerin adı anılacak. ‘Piri Reis’ ve
‘Mevlana’ belgeselleri ile dünyaya açıldı Gerçeker’in yaşamöyküsü
ve bugüne kadar gerçekleştirdiği projeler de söylediklerini
doğrular nitelikte. Birçok sanatçı, “Avrupa’ya açılacağım,
Amerikalılarla çalışacağım.” şeklinde hedeflerinden söz ederken
Fehmi Gerçeker, “Piri Reis”, “Mevlana” gibi çalışmalarıyla çoktan o
dünyanın içindeki yerini almış durumda. “Piri Reis” belgeseli; ABD,
İspanya, Portekiz ve Brezilya hükümetleri tarafından resmî Tv
programı kabul edildi. Aynı belgesel, 1992’de Amerika’nın keşfinin
500. yılı kutlamalarının resmî Tv programı unvanını aldı ve ayrıca
TC Kültür Bakanlığı, New York Eğitim Bakanlığı, Indiana ve Columbia
üniversiteleri ödülleriyle Brezilya Deniz Kuvvetleri’nin özel
kutlama plaketinin de sahibi oldu. Yönetmenin, Mevlana’nın hoşgörü
anlayışını işleyen çalışması ise geçtiğimiz yıl, 11 Eylül’ün
birinci yıldönümünde, İkiz Kuleler’in yerinde yapılan törende
gösterildi. 20 yıldır yaşadığı Amerika’da, Gerçeker’in bazı
filmleri de Amerikan hükümeti tarafından lise müfredatına alınmış.
Gerçeker, başarılarının ardında, konularına hem Doğulu hem de
Batılı bir bakışla yaklaşabilmesinin etkili olduğunu söylüyor. Bu
da onun bir Amerikan oyunu olan “Fool For Love”a da bir Mesnevi
uyarlamasına da alışılmış formların dışında bir yorum getirmesini
sağlıyor. Yurtdışında yaşıyor olmanın getirdiği imkânları da inkâr
etmiyor Gerçeker; en azından daha kolay ve daha çok araştırma
yapabiliyor. “Piri Reis” belgeseli için gerekli olan materyalin
yüzde doksanına yurtdışındaki kaynaklarla ulaşan yönetmen,
“Türkiye’de Piri Reis haritasını bir tek donanmada bulabildim.”
diyerek bu farkı anlatıyor. Araştırma imkânı, insanın kendi içine
doğru da gelişiyor kuşkusuz. Amerika’da yaşadığı süreçte,
Mevlana’yı daha yakından tanıdığını itiraf eden Gerçeker’in bu
çalışmalarla yapmak istediği, topluma gerçekten yararlı ve kalıcı
işler sunabilmek. Genç kuşak sinemacılara eğitim veriyor Genç kuşak
sinemacıların yetişmesine katkıda bulunma isteği, yönetmenin
Türkiye’de gerçekleştirdiği son çalışmasına da temel olmuş.
Türkiye’de geçirdiği kısa zaman dilimlerini de sanatsal üretimlerle
değerlendiren Fehmi Gerçeker, daha önce New York ve Brezilya’da
yaptığı bir atölye çalışmasını, geçtiğimiz ay İstanbul’da
gerçekleştirdi. Değişik iş kollarından 10 kişinin oluşturduğu bir
grupla yapılan çalışmalar sonucu, ortaya iki kısa film çıktı. Ancak
bununla yetinmeyen ve Gerçeker öncülüğünde New York sinema
ekolünün, ‘hata yaparak öğrenme’ yöntemini temel alan ekip, sık sık
bir araya gelerek geliştirdikleri projelerle üretimlerini
sürdürüyor. Gerçeker’in üretme çabasından tiyatro da nasibini
almış. Yönetmen, New York’ta iki yılda bir olmak üzere bir tiyatro
oyunu sahneliyor. Film çalışmalarından arta kalan zamanlarda
tiyatroyla ilgilenen yönetmen, belgesel filmlerde yapamadığı oyuncu
yönetimini bu şekilde gerçekleştirdiğini söylüyor. Gerçeker,
önümüzdeki aylarda da Mesnevi’den aldığı bir bölümü, dans ve
sinematografik öğelerle birleştirerek sunacağı bir oyun
sahneleyecek. Bunun dışında gerçekleştirmeyi planladığı iki önemli
projesi daha var: Senaryosunu Mahinur Ergun’un yazacağı, Fikret
Mualla’nın hayatını anlatan bir film ve Mevlana belgeselinin
DVD’sini hazırlamak. FEHMİ GERÇEKER: İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi mezunu Gerçeker, 1972’de “F Yapım” adlı Tv reklam filmi
şirketini kurdu. 1980’lerde, sinema üzerine lisansüstü eğitim
yapmak için New York’a giden; ancak eğitimini televizyon üzerine
yapan Gerçeker, bitirme tezi olarak Behind The Camera’yı hazırladı.
Çalışma, o yıl ulusal bir Tv kanalında gösterilmek üzere seçildi ve
yönetmen bu çalışmayla 1986’da ‘Yılın Tv Yapımcısı’ ödülünü
aldı.