Dikkat! 7lik deprem bekliyoruz
Abone olİster felaket tellallığı ister aşırı hassasiyet deyin ancak bilim insanları pekte iç açıcı konuşmuyor. İşte o yorumlar;
Kuzey Marmara Fay Hattı üzerinde son iki yılda 3’ten
büyük 45 deprem kaydedildi. Marmara Denizi’nde olan deprem sayısı
ise 2 bin 500’e ulaştı. Uzmanlara göre bunun anlamı şu: “Deprem
kendisini hatırlatıyor, bölgede büyük deprem olma potansiyeli
var.
Olası Marmara depremi ve alınması gereken önlemler gündemden
düşmeye başladığı deprem gerçeği kendisini yeniden hatırlatıyor.
Son olarak haftasonu meydana gelen 4,2 büyüklüğündeki deprem buna
bir örnek. Uzmanlara göre; bu tür depremlerin öncü ya da daha büyük
bir depremin tetikleyicisi olarak algılanmasının yanlış, ancak fay
hattı bu depremlerle varlığını hatırlatıyor ve karakteri hakkında
önemli ipuçları veriyor.
"FAY SON DERECE AKTİF”
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan (İTÜ Jeofizik Mühendisliği
Bölümü)
“Bölgenin genel karakterine baktığımız zaman, o hat üzerinde son
iki yılda 3’ten büyük 45 deprem kaydedildi. Son iki yılda Marmara
Denizi’nde kaydettiğimiz deprem sayısı ise 2 bin 500 civarında.
Sıklıkta bir artış ya da azalma söz konusu değil. Marmara
Bölgesi’nde son iki yılda 5,6-5,7 büyüklüğünde deprem de
oldu. Dolayısıyla Marmara’nın genel karakterine uygun bir
şey. Kaldı ki, depremin genel karakterine, Kuzey Marmara Fayı
dediğimiz ve uzun yıllardır oldukça aktif olan, üzerinde onlarca
deprem olan bir faydan bahsediyoruz ve son sarsıntılar bizim için
çok sürpriz değil. Bunlar bölgenin karakterine uygun olan, ama
genel anlamda bize o fayın gelecekte büyük deprem yaratma
potansiyeline sahip olduğunu gösteren hareketlerdir. Bunları öncü
şok gibi algılamak yerine, fayın normal hareketinin bir göstergesi
olarak algılamalıyız. Bugüne kadar yapılan jeolojik ve jeofizik
çalışmalar da zaten bunu söylüyor.
Deprem bilimde öncü depremi tespit etmek çok çok zordur.
‘Bu öncü şoktur, bunun arkasında büyük şok
gelecektir’ diyebileceğimiz bir cetvel ya da şablonu
yoktur. Biz şu andaki bilgilerimize, teknik bilgilere göre ancak
arkasından büyük bir deprem geldiğinde, bu öncü şokmuş diyebilecek
durumdayız hâlâ. Ama bu konuda dünyada çok sayıda bilimsel çalışma
devam ediyor. Önümüzdeki yüz yıl içinde öncü işaretleri umarım daha
iyi tanıyabiliriz. Ancak bugünkü bilgilerimize göre bunu söylemek
durumunda değiliz.”
”OLAĞANDIŞI BİR ŞEY YOK”
Prof. Dr. Gülay Altay (Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü)
“Depremin merkezi Marmara Denizi’nin batı kısmında Tekirdağ ve
Marmara Adası arasındaki Batı Marmara çukuru. Bu, 2002’den bugüne
bu bölgede tespit edilen en büyük deprem olarak ölçüldü, ancak bu
olağandışı bir duruma işaret etmiyor. Yaşanan 4,2 büyüklüğündeki
depremden sonra 17 tane daha artçı deprem kaydedildi. Bu
büyüklükteki bir deprem için bu sayıdaki artçı deprem olağandır.
2000 yılından bu yana kadar genelde Marmara Bölgesi’ndeki fay
hattının devamında bir hareketlilik yaşandığını söyleyebilir,
bunlar düzenli olarak kayıt altına alınıyor.
Son depremin, olası Marmara Depremi ile ilgili olarak bir öncül
deprem olmasından ya da tetiklemesinden bahsetmek doğru olmaz,
bugünkü teknik imkanlarla bunu bilebilmek mümkün değil. Ancak bu
deprem gerçeğini göz önünde bulundurmamız gerçeğini de değiştirmez.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda büyük bir deprem olacağı
öngörülebilir, ancak kesin bir tarihten elbette bahsedilemez. Bu
yıl da olabilir, yarın da olabilir.
”7’DEN BÜYÜK DEPREM OLACAK”
Olası depremle ilgili olarak uzun dönemde bir deprem yaşanmadığını
da göz önüne alarak önlemlerin alınmasının daha da acil bir hal
kazanıyor. Daha önceki 1766 ve en son da 1894 yılında İstanbul’da
büyük deprem meydana gelmişti. Buna ek olarak, 1999 Marmara Depremi
de bu bölgedeki depremselliği değiştirdi. 1999 öncesi ile
sonrasında fay hatlarındaki durum aynı değildir. İzmit depreminin,
ileriki depremleri öncelediği varsayımında bulunulabilir. Elbette
bu bir tarih belirleme olarak değerlendirilmemeli, ancak önlem
alınması gerektiği hatırlatması için önemlidir.
Önümüzdeki dönemde İstanbul’da 7’den daha büyük bir deprem
olasılığını her zaman göz önünde bulundurmalı ve buna göre
ciddiyetle önlemler alınmalıdır. Son yaşanan depremleri ise bir
öncü ya da tetikleyici olarak değerlendirmek yerine, depremin
kendisini ve bu bölgedeki fayların hareketli olduğu gerçeğini
hatırlatması olarak değerlendirmeliyiz.”
“KÜÇÜK BÜYÜĞÜ TETİKLEMEZ”
Prof. Dr. Okan Tüysüz (Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü
Müdürü)
“Olası İstanbul depreminin gerçekleşeceği fay hattı üzerinde
olduğunu söyleyebiliriz. 4,2’lik deprem sonrasında oluşan
artçıların sayısı bu büyüklükteki bir deprem için olağandır
doğaldır. Bu deprem ve artçıları, bölgede ciddi bir
gerilim birikimi olduğunu gösteriyor. Bu uyarıya rağmen bunun daha
büyük bir depremi tetikleyeceği gibi bir varsayım doğru olmaz,
çünkü büyük deprem küçüğünü tetikler, küçükler büyüğünü
tetiklemez.
Bunu şu şekilde bir uyarı olarak ele almak daha doğru olacaktır;
buradaki fay deprem üretme potansiyeline sahiptir ve aktiftir,
hareketine devam etmektedir. Çünkü tek bir deprem ve arkasından bir
suskunluk olmadı. Bu da belli bir gerilimin var olduğuna ve bunun
boşaldığına işaret ediyor.
Bu depremin verdiği uyarının dışında da önlemlerin artırılması
konusunda uyarılar vardır. Bunlardan bir tanesi tarihsel deprem
kayıtlarıdır. Depremlerde genelde bir tekrarlama aralığı vardır ama
bu aralık biraz şaşar. Bunu net bunu söylemek mümkün değildir. Şu
an içinde bu periyot içinde olduğumuzu söyleyebiliriz.
Bunun yanı sıra GPS dediğimiz ölçüm sistemler ile yaptığımız
ölçümler de benzer sonuçlar veriyor. Bu cihazlarla yaptığımız
ölçümler bize fayın iki tarafındaki bloklar arasındaki boşluklara
bakarak fay üzerinde ne kadar boşluk oluşmuşsa periyodun o kadar
tekrarlayacağını gösteriyor. Ne kadar çok sıkıştırıyorsanız o kadar
sıklıkla deprem ortaya çıkacaktır. Bu GPS ölçümleri de aşağı yukarı
tarihsel verilerle ortaklıklar gösteriyor.
”17 AĞUSTOS DEPREMİ’NE BENZER OLACAK”
Süre olarak aşağı yukarı 5 metrelik bir atımın
biriktiğini söyleyebiliriz. Yani GPS’te ölçtüğümüzde son depremden
bu yana iki blok birbirine göre faydan yaklaşık 5 metre uzak
noktalara hareket etmiş. Dolayısıyla olası bir depremde fayın iki
tarafının 5 metre ötelenmesi gerekir.
Buna benzer bir durum 17 Ağustos Depremi’nde yaşandı. Fayın bir
tarafı diğerine göre 5 metre civarında hareket etti. Bu da
olası İstanbul depreminin, 17 Ağustos’ta yaşanan depreme
benzeyeceğini gösteriyor.”