Malum bir ilde devletin ruhu valinin şahsında tecelli
etmektedir.
*Vatandaşlarla selamlaşması,
*Sivil toplum ile işbirliği,
*Yerel yönetim ile ortak hareket etmesi,
*Bürokrasiyi halkın hizmetinde çalıştırması,
*İl sorunlarının ara ara belirlenerek profesyonel eylem
planlarını uygulayarak halka nefes aldırması,
*Yerel dinamiklerle iş birliği geliştirerek bu vesileyle halka
güven vermesi
Hangi birini anlatayım hepsi de valilik ruhu aracılığıyla
tecelli edebileceği mevzulardır bence.
İlk etapta her Cuma günü “vatandaşın sesi”
içerikli bir kamera ile valiliğin karşısındaki anıt parkta
vatandaşa kamera yönlendirerek “karşınızda vali olsaydı ne
söylemek isterdiniz?” sorusunu yönlendirip bu şekilde
vatandaşın sesini yarım saat kadar, 8-10 vatandaşı
dinleyebilir.
Haftanın belli bir saatinde 8-10 vatandaşı mesai saati dışında 1
saat dinleyebilir. Bu vatandaşlar müracaat edenler arasında kura
ile seçilebilir.
100 kadar sivil toplum kuruşlarını belli, objektif şartlara göre
akredite ederek, bunları kuruluş amaçlarına göre 20-25 kişilik
gruplara ayırarak zaman zaman onlarla işbirliği içinde olabilir,
onlarla istişare edebilir.
Belediyelerle sıkı bir program birliği içinde olup, bu vesileyle
daha fazla halkla diyalog oluşturabilir.
İl müdürlerinden 6 aylık, bir yıllık, iki yıllık eylem
planlarını alıp çalışmalarını takip edip değerlendirebilir.
Vali yardımcılarını uyararak bürokratik işlerin daha hızlı
işlemesini sağlayabilir.
*Bazen bir yazı ilgili kurum müdürünün teklifi ilçe Kaymakamının
“Oluru”yla valiliğe geliyor, ya çok geç
imzalanıyor ya da reddediliyor gel de kahrolma.
*2010 yılında benim şube müdürlüğüne atandığıma dair yazım 17
gün vali yardımcısının odasında kaldı, sorduğumda da “yazı
burada yok” cevabını alıyordum.
Neyse ki emekli olup vatandaşlığa terfi ettik de artık bu
yanlışları dillendirebiliyoruz, buna da şükür, zaten ben bu tür
yanlışlar karşısında dayanamadığım için emekli oldum.
Sivil bir “il konseyi” oluşturarak, bir yandan
anketler yaparak diğer yandan ilgili kimseleri dinleyerek sorunları
tespit edip, çözümü için çaba sarf edebilir.
Kent Konseyinin işlevsel hale gelmesi için belediye başkanını
ika edebilir.
Bir de her gün bir kelime, haftada bir cümle, bir deyim
öğrenerek Kürtçeyi anlayacak düzeyde, kendini ifade edecek ölçüde
öğrenebilir.
Kısacası bu şehrin huzuruna katkı vermeyi dert edinirse aklına
daha ilginç ve daha yararlı bilgilerin geleceğine, projelerin
oluşacağına inanıyorum
Sayın valime sesleniyorum gelin Diyabekir’de sıra dışı bir
valilik yapın, kağıt üzerinde devleti yürüterek devletin şahsı
manevisi şimdiye kadar pek yaşanmadı, nispeten Hüseyin Avni Mutlu
zamanında bir farklılık his edildi o da maalesef FETÖ’nün ağına
takıldı.
Ben sade bir vatandaş olarak “o da bir valiydi”
başlıklı bir yazı ile farklı yanlarını bir nebze de olsa anlatmış,
köşemde değerlendirebilmiştim.
Sizden istirhamım kişi ya da kurum adına herkim sizden randevu
talep etmişse 5 dakikalığına da olsa onlara randevu veriniz, bu
şehirde kimse kendini öteki hissetmesin.
İnsan Hakları Cemiyeti olarak beş defa valilikten randevu
talebinde bulunduk, bize randevu verilmedi. Bizim valinin yardımına
ihtiyacımız mı vardı? Sadece bir nezaket ziyaretiydi, genel merkezi
Diyarbekir’de olan bir insan hakları kuruluşu oluşmuştu,
kendilerini de haberdar edecek, belki de valiliğin çalışmalarına
katkı verecektik.
Makamınızdaki güleç yüzle paylaştığınız fotoğraf bir umut verdi,
inşallah o umut yeşerir, büyür şehrimize ve ülkemize huzur ve
mutluluğa kaynaklık eder. Bir vali çok şeydir diyor, başarı
bekliyorum.
Umarım bir yazıya sığmayacak kadar arkanızda hoş bir seda
bırakırsınız, hoş geldiniz, şimdiden görevinizi hayırlı olsun
diyor, başarılar diliyorum.
Hayırlı bayramlar diliyorum