Devlet eliyle uyuşturucu sevkiyatı!
Abone olUyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin anlatıyor: Uyuşturucuyu devlet eliyle piyasaya sürdüler....
Taraf Gazetesi'nden Fırat Alkaç'a çarpıcı
açıklamalarda bulunan ünlü uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin
Baybaşin Hüseyin Baybaşin, bir döneme damgasını vuran
Kısmetim-1 ve Lucky-S gemileri hakkında çarpıcı iddialarda bulundu.
Dubai’den yola çıkan ve Kıbrıs yakınlarında yapılan bir operasyon
sonucu batırılan Kısmetim-1 gemisinin içinde uyuşturucu madde
bulunmadığını söyleyen Baybaşin, Lucky-S gemisinde yakalanan
uyuşturucunun ise devlet görevlileri tarafından piyasaya
sürüldüğünü ileri sürdü. Baybaşin, “Lucky-S gemisindeki uyuşturucu
piyasaya sürüldü. Bundan Emin Arslan ve Necdet Menzir’in bilgisi
vardı. Şeyhmuz Daş konuşmasın diye öldürüldü. Kısmetim-1 ise
kamuoyunu yanıltmak için batırıldı” dedi.
Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün bir süre önce
tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’la ortak iş
yaptığını iddia eden Baybaşin, İstanbul Cumhuriyet savcılarından
Mehmet Berk’e sekiz sayfalık bir ihbar mektubu yolladı. Emin
Arslan’ın avukatı Zuhal Dönmezer Çakıroğlu, Baybaşin’in iddialarını
ciddiye almadıklarını belirterek, “Lucky-S ve Kısmetim-1 gemileri,
Veli Küçük ile Arslan’ın ilgisinin olup olmadığını bilmiyorum.
Bizim soruşturmamız dışı bir konu” dedi. Emin Arslan’ın
tutuklanmasının ardından İstanbul Adliyesi’ne gelerek “Emin
Arslan’a kefilim” diyen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı,
Baybaşin’in iddiaları karşısında şunları söyledi: “Benim iki gün
önce söylediğim bir lafı değiştirecek halim yok. Emin Aslan’ı 20
yıldır tanırım.”
Baybaşin, tutuklu bulunduğu Zootermeer Cezaevi’nden Taraf’a önemli
açıklamalar yaptı. Hüseyin Baybaşin’in iddiaları şöyle:
Uyuşturucu piyasaya sürüldü
“Lucky-S gemisi uyuşturucu dolu halde yakalandı
bunlar piyasaya satıldı. Böylece Türkiye ve dünya kamuoyuyla dalga
geçildi. Gemideki uyuşturucunun her gramının nereye teslim
edildiğini Mestan Şenel ve Emin Arslan bilir. Şeyhmuz Daş
konuşmasın diye öldürüldü. Ben Necdet Menzir’i de olayın içinde
biliyordum. Menzir yaptığı açıklamada ‘Ben pay almadım’ demiş. Ama
olayı A’dan Z’ye iyi biliyor. Basında Lucky-S gemisinin içindeki
uyuşturucunun suçlusu olduğum yazıldığı için durum hakkında
araştırma yaptım. O operasyona katılan görevlilerden ve o
uyuşturucunun sonradan tekrar yakalanmasında adı geçen kişilerden
öğrendim. Uyuşturucuyu yakalatan bir şahıs ile de görüştüm. Hiçbir
şüpheye yer kalmayacak kadar doğruluğuna inandım ve kamuoyuna
açıkladım. Bu bilgi Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Merkez
Komutanlığı ve MİT’in arşivlerinde de vardır. Lucky-S gemisinde
yakalanmış olan uyuşturucunun iki tonluk kısmı sonradan Türkiye’de
yakalandı. Yakalanan madde gemideki uyuşturucuyla aynıydı.
Kısmetim-1 ve Lucky-S gemileri şov için kullanıldı. Afganistan’a
para değil silah gider uyuşturucu gelirdi. Bu pislikleri vatanı
PKK’dan kurtarmak bahanesiyle yapıyorlardı.
Boş gemi batırıldı
Kısmetim-1 adlı gemi Mestan Şenel’in emrindeki grup
tarafından kasıtlı olarak batırıldı ve gemi boştu. Bu geminin
batırılmasıyla ilgili yargılanan kişiler mağdurdular. Kısmetim-1
adlı gemide uyuşturucu varmış gibi gösterildi. Bütün dikkatler bu
gemiye çekildi. Daha Kısmetim-1 yakalanmadan yedi-sekiz ay önce
emniyet ve istihbarat birimleri bu gemiyi konuşuyorlardı. Gemi
Dubai Ajman limanındayken bir personelinde 12 kilogram eroin
yakalandı. Bundan ötürü Kısmetim-1 limanda bir yıl bekletildi. ABD,
İngiliz, Interpol ve Dubai görevlileri Kısmetim-1 gemisini didik
didik aradı. Bir gram uyuşturucu yoktu gemide. Ancak o dönemde,
Türkiye’ye gemilerle uyuşturucu geldiği, bunların Avrupa ve dünyaya
satılmak üzere hazırlandığı konuşuluyordu. Yahya Demirel, Emin
Arslan ve Mestan Şenel ile bu gemi konusunu çok kez konuştum.
Ayrıca, bu gemi gibi o yıllarda onlarca uyuşturucu yüklü gemi
ülkeye gelerek, pazarlandı. Aynı şekilde Azerbaycan üzerinden
araçlar da uyuşturucu madde getiriyordu.”
Veli Küçük’le Arslan ilişkili
Liceli Hüseyin Baybaşin, Ergenekon sanığı ve JİTEM
kurucularından emekli Tuğgeneral Veli Küçük’le, Mehmet Emin
Arslan’ın birçok ortak iş yaptığını iddia etti. Emin Arslan’ın,
Küçük için altı sahte pasaport ve kimlik hazırladığını iddia eden
Baybaşin, “Veli Küçük ile şahsen tanışmıyorum. Kendisiyle müşterek
tanıdıklarım vardı. Kocaeli ve Sapanca’da bazı suç gruplarını para
karşılığında destekliyordu. 1991 yılında Emin Arslan, Veli Küçük’e
verilmek üzere altı adet sahte yeşil pasaport ve aynı pasaportlar
için kimlik ve silah ruhsatı ile birlikte silah götürüp Üsküdar’da
bir oto galerisinde bırakmışlardı. Veli Küçük para yerine Mehmet
Emin Arslan’a bir Mercedes araba teklif etmişti. Arslan, Küçük’ün
onlara vermek istediği arabayı Vatan Caddesi’ndeki benim oto
alım-satım yerime getirdiler. Arslan değerinden fazla para
istiyordu. Beyaz bir Mercedes 200’ti. Mestan Şenel’de İstanbul
Narkotik Şube Müdürü’ydü. Mesut adındaki şoförüyle aynı arabaya
müşteri getirmişti.... Yaptığı çok kanunsuz işleri duydum ama
devlet
millet için tek bir yaptığını duymadım” dedi.
Arslan’ın avukatı: Söyledikleri iddia, ilişkiyi ben
bilmiyorum
“Köstebek” suçlamasıyla tutuklanan Emniyet Genel
Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın avukatı Zuhal Dönmezer Çakıroğlu,
Hüseyim Baybaşin’in iddialarını ciddiye almadığını belirterek
“Hüseyin Baybaşin’in söyledikleri iddiadan ibaret. Bunlar Arslan’ın
yargılandığı soruşturmayla ilgisi yok. Ayrıca Lucky-S ve Veli
Küçük’le Arslan’ın ilişkisinin olup olmadığını bilmiyorum”
dedi.
Tuncay Güney: Eroin pazarlığını yüzbaşı yaptı
Kısmetim-1 gemisi, Ergenekon davasında da gündeme
gelmişti. Ergenekon firarisi Tuncay Güney, 2001 yılında polise
verdiği ifadede Kısmetim-1 gemisiyle ilgili şunları anlatmıştı:
“Kendi edindiğim bilgiler ışığında söylüyorum. Ergenekon’un geliri
bankalardan (usulsüz krediler), büyük işadamlarından (şantajla),
mafya gruplarından, uyuşturucudan sağlanırdı. Kısmetim-1
gemisindeki eroinin sahibi, uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş ve
Ergenekon örgütüydü. Bir senaryo hazırlandı. Gemi Akdeniz’in
ortasında boş batırılacak ve eroin yurtdışına satılacaktı. O
günlerde Daş polisin elindeydi. Üst düzey iki kamu görevlisi
gemideki mala ortak olmak istiyordu. Pazarlıklara dahil edildiler.
Ergenekon adına pazarlığı JİTEM’ci yüzbaşı yürütüyordu. Geminin
delilleri yok etmek için kaçakçılar tarafından nasıl batırıldığı,
İstanbul’dan götürülen gazeteciler tarafından kare kare
görüntülendi. İki kamu görevlisinin ortak olduğu eroinin yerine
ulaştırıldığını biliyorum. Ergenekon o yıllarda tamamen yeraltına
inerek uyuşturucuya bulaştı. Doğu’dan gelen eroinin Türkiye
üzerinden geçişini organize ediyordu.”
Baybaşin’in mektup gönderdiği Avcı: Arslan’a ben
kefilim
Emniyet’in iki numaralı ismi Emin Arslan’ın da
tutuklandığı uyuşturucu operasyonu kapsamında ifade veren Eskişehir
Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Hüseyin Baybaşin’in iddiaları
karşısında “Emin Aslan’ı 20 yıldır tanırım. İki gün önce söylediğim
bir lafı değiştirecek halim yok” dedi. Arslan’ın tutuklanmasının
ardından İstanbul Adliyesi’nde ifade veren ve adliye çıkışında “Ben
ona kefilim” diyen Avcı, Baybaşin’in kendisine bir mektup
yolladığını belirterek, şöyle devam etti: “Hüseyin Baybaşin’in
kendisi ve ailesinin eroin kaçakçılığı konusunda mahkûmiyet
kararları var. O dünya polisinin tanıdığı birisi. Ben böyle birisi
hakkında açıklama yapmak istemem. Benim bilmediğim ve anlamadığım
konular. Bana da bir mektup gönderdi, çeşitli iddialarda bulunmuş.
Benim iki gün önce söylediğim bir lafı değiştirecek halim yok. Emin
Aslan’ı 20 yıldır tanırım.”
Taraf’ın ulaştığı, Hüseyin Baybaşin’in Hanefi Avcı’ya gönderdiği
mektupta şunlar yer alıyor: “Benim M.E. Arslan ve suç ortakları
aleyhinde şikayet müracaatlarımın davaları devam ediyorken ve
Beşiktaş Adliyesi’nde M.E. Arslan ve suç ortakları aleyhinde dava
süreci başlamışken, sizin, Hanefi Avcı olarak ‘Ben M.E. Arslan’a
kefilim’ diye basın açıklaması yapmanız yargıya müdahale değil
midir?”