Oslo görüşmeleri sonucu gerek devlet gerekse İmralı binbir
zahmet sonucu bir mutabakata varmıştı.
Bir yandan devlet diğer yandan bir kesim Kürtler bu mütabakattan
memnun olmadığı halde memnuniyet derecesini bilmediğimiz halde
devlet adına hükümet PKK adına Öcalan bu anlaşmaya onay
vermişti.
Hani bir ifade var “en iyi barış taraftarları memnun
olarak masadan kalkmadığı barıştır” deniliyor. Yani
barışta tarafların içinde bir ukde kalıyor.
2013 nevrozunda okunan Öcalan’ın mektubu bana da umut verici
olmuştu ki ikinci gün “aklın yolu birdir” başlıklı
bir yazı kaleme almış, umut ve mutluluğumu dile getirmiş,
kamuoyuyla paylaşmıştım.
Zaman içinde PKK tarafından bir oyunbozanlık oldu, PKK dışarıya
çekilmekte gevşek davrandı, Kandil silahsızlanma kongresine itiraz
etti, bölgeyi hegemonyasına aldı ve özyönetim teraneleriyle halka
farklı bir şeyler anlattı.
“Buralar benden sorulur” dercesine halk
üzerinde bir tahakküm kurdu. Yol kesmeler, adam öldürmeler,
molotoflu saldırılar… Devlet bunu dehşetle izledi öyle ki
halk artık illellah etti.
Yetmedi Kürdistan coğrafyasında 14 şehrinde hendek barikat
mücadelesiyle savaşı şehirlere taşıdı. Bu hem buralarda yaşayan
vatandaşlarımıza hem de devlete pahallıya mal oldu. İşin acayip
tarafı da HDP vekillerinin buna destek vermeleriydi.
Totalda binlerce insanın ölümüne ve milyarca ekonomik zarara ve
yüz binlerce vatandaşlarımızın mağduriyetine neden oldu. Sonunda
sıfır elde bir şey kalmadı, yalan siyaseti için işe yarayan bir
cümle dışında “devlet buraları yaktı yıktı” zaten
bir toplantıda biri demişti ki bu mücadelenin 10 yıl sonra önemi
ortaya çıkacak, hani sözüm ona eveliyati unutulacak ve elde mezkur
cümle kalacak.
Bu kadar sıkıntıdan sonra dönüp dolaştı tekrar ilk duruma
geldik. İyi bir yanı Devlet Bahçe’liden bu barışçıl teklifin
gelmesidir.
PKK’ye seslenerek, şu yanlışı bu yanlışı yapacağınıza silahınızı
bırakıp devlete teslim olun diyor, daha ne desin?
Görünen o ki çözüm sürecinde olduğu gibi PKK’nin devlet
tarafından muhatap kabul edilmesi çok zor.
Çünkü barış eylem planını sekteye uğratan Kandil oldu,
dolayısıyla bir daha aynı hataya düşüp dışarıdan kurulu bu örgütün
hangi sözüne inanılarak hareket edilebilir ki yapabildiğini
fazlasıyla yaptı.
Bence en iyisi Devlet Bahçeli’nin bu çağrısına cevap vererek
ülkemize, bölgemize huzur ve sükunetin gelmesine imkan
verilebilir.
Her geçen gün HDPKK çamura batıyor. Kürtler
kendi içinde birçok sivil toplum kuruluşları kurarak kendi
kararlarını oluşturup, kendini ifade ediyorlar artık.
Ama insan ölümüne “artık yeter” diyorlar.
Herhalde bunu fark eden sadece ben değilim.
Hayırlı huzurlu bir yaşam diliyorum. Malum bu da tuzak kurmakla,
adam öldürmekle olmuyor.
İnşallah yarın Malazgirt’te Cumhurbaşkanımız umut verici bir
konuşma yapar, hayata olan bağlılığımız bir destek daha bulur.