Derin devlet var mı?
Abone olCHP'li Haluk Koç, "Derin devlet vardır" diyen Başbakan'a yüklendi... Kafatasçı milliyetçilik için bakın neler söyledi...
Fatma Sibel
Yüksek
İnternethaber/ANKARA
CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "derin devlet vardır" açıklamasının "siyasi acizlik" olduğunu söyledi. "Devletin rakımı olmaz" diyen Koç, İnternethaber'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Sayın Koç, iktidar ile muhalefet arasındaki tartışmalar
son zamanlarda neden 'milliyetçilik', vatanseverlik, vatan hainliği
gibi kavramlar üzerinden yapılıyor?
Toplumda nereye giriyoruz, nereye sürükleniyoruz konusunda bir
duyarlılık oluştu."Bize biçilen rol nedir" sorusunu soruyor toplum
kendisine..Ama Sayın Başbakan toplumdaki bu duyarlılığa kafatası
ırkçılığını çağrıştıran bir milliyetçilik suçlaması ile karşılık
veriyor. Hakedilmiş bir davranış değil bu...
"Kafatasçılık" vurgusu yapan gruplar da yok
mu?
Toplumda böyle marjinal gruplar tabii ki olabilir, ama başbakanın
tanımlamaları yanlış. Ulusal duyarlılık dünyanın her ülkesinde
vardır. Çok temel bir kavramdır milliyetçilik...Oysa Sayın başbakan
milliyetçiliği basit bir şekilde şoven ve ırkçı bir çizgiyle ifade
ediyor. Milliyetçilik Türk milletinin her ferdinde vardır.
CHP'nin milliyetçilik anlayışı nedir?
Milliyetçilik, CHP'nin temel ilkelerinden birisidir. Ama Sayın
Başbakan'ın anlayamayacağı kadar farklı bir milliyetçiliktir
bu..Birleştirici bütünleştirici, bir etnik tuzağa düşmeyen,
kök-köken tartışması yapmayan bir milliyetçiliktir. Atatürk
milliyetçiliğidir. Kendini Türk milletinin bir parçası hisseden,
birlikte sevinen birlikte üzülen herkes bu milletin bir parçasıdır.
Başbakan'ın elinde pergelle kafa tası çapı ölçerek bir takım
kişileri itham ederek, ilkel ve bağnaz bir ırkçılık anlayışını
çağrıştıran bir suçlamada bulunmaya hakkı yok. Böyle marjinal
gruplar her zaman olabilir ama bu duyarlılığı basit bir
milliyetçiliğe indirgemek kadar yanlış bir şey yoktur...
Ortaya çıkan bu 'milliyetçilik dalgası' neye bağlı
sizce?
Bir karşı koyuş var toplumda. Sen ekonomik, siyasi, diplomatik her
türlü teslimiyeti sergiledikten sonra, bu duyarlılık ortaya
çıkınca, bunu küçümseyeceksin, kötüleyeceksin farklı mecralara
çekeceksin..Bu, çok kötü bir siyasi kozdur.Kendi çelişkileri ile
başbaşa kalmış bir Başbakan portresi ile karşı karşıyayız..
Bir de 'derin devlet' tartışmaları var. Sayın Başbakan,
"derin devlet vardır" diyor. Sizce de var mı?
Ben devleti rakım ölçülerine göre tanımlamıyorum. Devlet bir hizmet
aygıtıdır. Devletin anayasada belirtilmiş kurumları vardır.
Devletinin derinliğinin ne olabileceği de anayasada belirtilmiştir.
Kısa ve net maddelerdir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi de net olarak
tarif edilmiştir...
Sizin tanımladığınız bu devlet yapısı içinde zaman zaman
devlet adına harekete geçen bazı yasadışı çekirdek oluşumlar var
mıdır acaba?
Bunların olabileceği konusunda daha önce yaşadığımız olaylar var,
Bunları gözardında tutmuyoruz. Ama tek başına bir siyasi yürütme
erkini elinde tutan iktidarın 4,5 yılın sonunda bugün anayasal
çerçeve dışında devlet gücünü kullanmayı kendisinde hak gören bazı
gruplar varsa, bunlarla mücadele edemeyip "Var galiba" demesi bir
aczin ifadesidir. Bunu ben tartışabilirim ama başbakan
tartışamaz.
"Benden öncekiler neden mücadele etmedi" diye soruyor ama
Başbakan...
Sayın Başbakan herhalde bir özeleştiri yapmak
istiyor.."Ben başedemiyorum" diyorsa, iktidar olamamış
demektir.İktidarsız, zayıf bir başbakan var..Şikayet herkes
edebilir, bir tek başbakan edemez...Eğer varsa derin devlet diye
bir şey, şimdiye kadar müdahale edilmemesi suçtur. O da Başbakan'ın
sorumluluğundadır: Görevini yapamıyor diye düşünürüz...
Cumhurbaşkanlığı konusuna gelmek istiyorum. Anayasaya göre
cumhurbaşkanını seçme muşruiyetine sahip bir parlamento var. CHP
tam olarak neyi tartışma konusu yapıyor? Başbakan "adayı olan
varsa açıklasın" diyor. CHP hep Erdoğan'a veya başka bir AK
Partili'ye karşı olma konumunda mı belirleyecek cumhurbaşkanlığı
konusundaki tavrını?
Her yasal olan şey meşru mudur? Biz yasal bir sorundan
bahsetmiyoruz, bir meşruiyet sorunundan bahsediyoruz...
Cumhurbaşkanını seçme sayısına sahip bir iktidar partisinin
meşruiyet sorunu mu var?
Meşruiyet sorunu var...Cumhurbaşkanlığı makamı kapsayıcılık
isteyen, cumhuriyetin temel ilkelerini özümsemiş, bu kavramlarla
gizli-açık bir problemi olmayan veya bu kavramlarla siyasi
çizgisinde militanca mücadele etmemiş olan, Türk milletinin
birliğini, dirliğini temsil edecek olan bir makamdır. İkincisi,
2002'den 2007'ye bir çok siyasi gelişme yaşandı. 2002'de farklı bir
siyasi irade yansıdı. Şimdi aynı iradenin 2014'e kadar görev
yapacak olan cumhurbaşkanını seçmesi isteniyor..Peki,
cumhurbaşkanını seçtikten 6 ay sonra, parlamento aritmetiği çok
farklı bir şekilde oluşursa, artık mevcut olmayan bir siyasi
iradenin 2014 yılına kadar cumhurbaşkanı seçmesi tartışma yaratmaz
mı?
Bütün AK Parti'liler için geçerli mi
söyledikleriniz?
Sayın Erdoğan'ın veya sayın Arınç'ın- ki çok hevesli görünüyor-
veya kendine göre beklentisi olanların bunları çok iyi düşünmesi
gerekir...Kavga ederek o makamda oturmak çok zordur. Cari açık
kıskacıyla kriz riski altında olan bir Türkiye ekonomisi, bir de
inatlaşmayla gelecek bir siyasi istikrarsızlık üst üste eklenince
yüksek şiddette deprem oluşturabilecek bir fay hattı Türkiye'nin
önüne doğal olarak çıkar...
Demokrasi dışı durumlara işaret etmiş gibi
oldunuz...
Hayır hayır, bundan kimse demokrasi dışı bir anlam
çıkarmasın.Kesinlikle çözümümüz sandık. Hala zaman var, gelin
cumhurbaşkanlığı seçiminden önce parlamento seçimini yapın...276'yı
bulun, hanginiz cumhurbaşkanı olmak istiyorsanız olun...Bu
coğrafyada yaşamanın bir bedeli var. Biz İzlanda'da yaşamıyoruz.
Güçlü,uyanık, duyarlı olmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum...
"Burası İzlanda değil" dediniz. 'Statükocu' tabir edilen
bir yaklaşımınız var. "Böyle solculuk olur mu?" diyenler
oluyor mu size?
Böyle solculuk ve demokratlık bal gibi olur! Solcu ve demokrat
olmak önce yurtsevgisi gerektirir..Kendi ulusal çıkarlarını
ekonomik planda da siyasi planda da korumaktan geçer..Kendilerini
aydın olarak sunarak topluma reçete sunmaya çalışanlarla benim
aydınlığım pek örtüşmüyor..
Konuşmalarınıza ilişkin pek çok dava açıldı. Başbakan'ı
neden rahatsız ediyor sizin üslubunuz?
Tane tane ve anlaşılır şeyler kelimeler söylüyorum, herhalde akılda
kalıcı oluyor...Seçim bölgemde böyle diyorlar..