Depremde herkes millet bahçelerine koştu! Bakan Kurum: Atatürk Havalimanı millet bahçesi örnek bir toplanma alanı olacak
Abone olÇevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum TV100 canlı yayınında konuştu. İstanbul depreminde vatandaşların millet bahçelerine gittiğini belirten Bakan Kurum, Atatürk Havalimanı yerine kurulan millet bahçesinde diğer kentlere örnek olacak bir afet hazırlık planının oluşturulduğunun altını çizdi ve çalışmaların bu yıl tamamlanacağını belirtti.
Çevre, Şehircilik ve İklim
Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tv100 canlı yayına katıldı.
İstanbul’daki depremlerin ardından 6 bin 539 binayla ilgili hasar
ihbarı alındığını, yapılan incelemede 101’inin az hasarlı olduğunu
açıkladı. Bu az hasarlı binaların vatandaşların talebi
doğrultusunda İstanbul’da devam eden Yarısı Bizden kampanyası
kapsamına alınıp finansman desteğinden faydalanabileceğini
açıkladı. Bakan Kurum, yıl sonunda ‘bugüne kadar yapılmış en büyük
sosyal konut kampanyasının’ başlatılacağını müjdeledi, “Evi olmayan
gençlerimiz, emeklilerimiz ev sahibi olabilecekler” dedi.
Muhalefetin Arnavutköy’deki sosyal konut projesiyle ilgili,
“Dediler ki, ‘Kanal İstanbul projesinin parçasıdır’. Kuyruklu
yalan. Kirli siyaseti bir tarafa bırakın. Deprem üzerinden siyaset
olmaz. Söylemeyecektim ama söyleyeyim. Büyükşehir Belediyesi bu
konutlara ‘su vermem’ diyor. Su verse de vermese de biz o konutları
söz verdiğimiz gibi vatandaşımıza yapacağız. Suyunu da
bağlayacağız” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tv100 Genel Yayın Yönetmeni Deniz Gürel ve Kübra Par’ın sunduğu Özel Röportaj programına konuk oldu. Canlı yayında soruları cevaplayan Bakan Kurum, İstanbul’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından yapılan çalışmalara ilişkin son bilgileri paylaştı: 6 bin 539 bina hasarıyla ilgili ihbarlar aldık. Arkadaşlarımız bu binaları yerinde bire bir incelendiler, tespitlerini yaptılar. Bu binalardan bin 473'ü hasarsız ve 101'i az hasarlı olarak tespit edildi. Az hasar dediğimiz, bina kılcal çatlakları, sıva çatlakları gibi.. En çok ihbarı sırasıyla Bahçelievler, Esenler, Bağcılar, Zeytinburnu, Avcılar ve Küçükçekmece olarak gidiyor. Bu da bizim İstanbul risk haritası dediğimiz haritayla da kısmen örtüşüyor. Hasarların yüzde 80'i Avrupa yakasından. Bütün hasar tespiti inşallah 2-3 gün içerisinde tamamlamış olacağız.
İSTANBUL’DA AZ HASARLI BİNALAR İÇİN YARISI BİZDEN
KARARI
Bakan Kurum, 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından az hasarlı olduğu
belirlenen binaların vatandaşların talebi doğrultusunda İstanbul’da
devam eden Yarısı Bizden kampanyası kapsamına alınıp finansman
desteğinden faydalanabileceğini açıkladı: Arkadaşlarımıza talimat
verdim, tamamladıktan sonra binası az hasar almış vatandaşlarımızla
irtibata geçilecek. Depremde az hasar almış tüm vatandaşlarımızı
Yarısı Bizden Kampanyasına dahil edeceğiz. Bakanlığımızın kentsel
dönüşümle ilgili bir başkanlığı var. Genel Müdürümüz, İl
Müdürlüğümüz var. Vatandaşlarımız buraya başvurabilirler. ALO
181'den yine kentsel dönüşümle ilgili binasında risk olduğunu
düşünen, dönüştürmek isteyen tüm vatandaşlarımız Bakanlığımızın
ilgili birimlerine başvurabilir.
“BUGÜNE KADAR YAPILMIŞ EN BÜYÜK SOSYAL KONUT KAMPANYASI
OLACAK”
Bakan Kurum, İstanbul başta olmak üzere 81 ili kapsayan yeni bir
sosyal konut müjdesini verdi: Önceliğimiz deprem bölgesi. Deprem
bölgesiyle birlikte inşallah bu yıl sonu tüm Türkiye'de yeniden
sosyal konutla ilgili büyük bir kampanya yapacağız. Detaylarını
Sayın Cumhurbaşkanımız milletimizle paylaşacak. 2025 yılında da tüm
gücümüzle İstanbul'da olacağız. 2025'teki kentsel dönüşümle ilgili
bu müjdeyi de buradan vermiş olalım. Hem proje anlamında hem de güç
anlamında bütün gücümüzle İstanbul'da olacağız. Yıl sonunda 81 ili
kapsayan, inşallah bugüne kadar yapılmış en büyük kampanyayı
vatandaşımıza yapıyor olacağız. Yıl sonunda bütün detaylarını
açıklayacağız. Evi olmayan gençlerimiz, emeklilerimiz ev sahibi
olabilecekler. Gençlerimize kontenjan verdik. Ben şimdi görüyorum.
18 yaşında, 19 yaşında, 20 yaşında gençler kuradan ev sahibi olmuş.
Ne güzel değil mi? Yani hayata yeni bir evle başlıyorsunuz. Belki
daha evlenmedi bile.
KANAL İSTANBUL İDDİALARI
Bakan Kurum muhalefetin Arnavutköy’de devam eden sosyal konut
projesi ile ilgili “Kanal İstanbul rantı” iddiasına şu yanıtı
verdi: Hatırlayın, depremden iki- üç gün önce Özgür Özel bizim
sahibinin belli olduğu, tamamen evi olmayan vatandaşlarımıza
yaptığımız konut projesini eleştirdi. Ne dediler? Lüks konutlar
yapıyorlar dediler. Buradaki projenin tamamı sosyal konuttur. Evi
olmayan dar gelirli vatandaşlarımıza kurayla belirlediğimiz
sahiplerinin belli olduğu vatandaşlara yapılan konutlardır. Lüks
konut değildir. Bu, birinci yalan. İkincisi, Araplara satacaklar
dediler. Buradan konut alacakların tamamı Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı, bu ikinci yalan. Dediler ki, su kaynaklarını burada, bu
projeyle birlikte İstanbul'un suyunu kesiyorlar. Buranın Sazlıdere
Barajı ile alakası yok. Barajı yıkacaklar dediler. Kenarından,
köşesinden ilgisi alakası yok. Çünkü baraj yerinde duruyor. Gitsin
baksınlar, görmüyorlarsa. Biz bu projeyi su kaynaklarına zarar
vermeyecek şekliyle, plan, yönetmelik, imar planı neyi emrediyorsa
bu çerçevede yapıyoruz. Dediler ki, Kanal İstanbul projesinin
parçasıdır. Bu da kuyruklu yalan. Bu projenin Kanal İstanbul'la
yakından, uzaktan ilgisi yoktur. Şimdi, bu kirli siyaseti bir
tarafa bırakın. Deprem üzerinden siyaset olmaz. Biz vatandaşımıza
yapıyoruz dememize rağmen, anlatıyoruz ama anlamıyorlar. Ya bu
sosyal konutun Kanal İstanbul'la alakası nedir? Nasıl örtüştürdünüz
ben anlayamıyorum. O söyledikleri konutların içinde bir tane lüks
konut yok. Göstersinler varsa.
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BU KONUTLARA ‘SU VERMEM’
DİYOR”
Arnavutköy’de devam eden TOKİ'nin 28 bin konutluk projesine
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi yazıyla ‘su vermeyeceğini
bildirdiğine dikkat çeken Bakan Kurum şöyle devam etti:
Söylemeyecektim ama söyleyeyim; Büyükşehir Belediyesi bu konutlara
‘su vermem’ diyor. ‘Su bağlamam’ diyor. Evi olmayan kimse kuradan
çıkmış almış. Biz yapacağız onlar da su vermeyecekmiş. Bize resmi
yazıyla geldi; ‘Biz buraya su bağlayamayız. Kanalizasyonunu
bağlayamayız.’ O bağlasa da bağlamasa da su verse de vermese de biz
o konutları söz verdiğimiz gibi vatandaşımıza yapacağız. Suyunu da
bağlayacağız. Tarım Bakanlığımızla Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğümüzle, onlar yapmazsa, biz yapacağız. Buradan da duyurmuş
olalım.
“BAŞKAN VEKİLİ NURİ ASLAN AFAD TOPLANTISINA
KATILDI”
Bakan Kurum, muhalefet belediye başkanlarının görüşme taleplerinin
hiçbirini reddetmediğini belirterek, İstanbul’daki AFAD
toplantısına iddia edilenin aksine İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Başkan Vekili Nuri Aslan’ın katıldığını açıkladı: Nuri Bey iki gün
bizim AFAD’da yaptığımız toplantılarda oradaydı. Saatlerce beraber
konuştuk, istişare ettik, başka konular da konuştuk. Yani kendisine
açıp sorulabilir. Ne talebi varsa, bilhassa dönüşümle alakalı her
türlü desteği vereceğimizi kendilerine söyledik. İstanbul'da
dönüşümle alakalı her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu kendisine
ifade ettim. Ne zaman bir talebiniz varsa beraber toplantı da
yapabiliriz dedik. O da iyi olacağını söyledi. Vali bey inşallah o
toplantıyı da ayarlayacak. 39 ilçemizle birlikte o toplantıyı da
kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Yeni bir talep varsa, bizden bir
beklenti varsa onları da hep birlikte gerçekleştireceğiz.
“BİZ EKREM BEY İLE DE ZAMANINDA GÖRÜŞTÜK”
Tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile
de İstanbul’un sorunlarının çözümü noktasında görüştüklerini
belirten Bakan Kurum, “Biz Ekrem Beyle de zamanında görüştük. Ekrem
Bey de ‘Bakanlıkla görüşemedim’ diyemez. Ne talepleri varsa
Ankara'da Mansur Bey'le, İzmir'de onlar gelmedi biz gittik İzmir
Körfezi için. Hiçbir sorun yok. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı
ile hep görüşüyoruz. Antalya'yla da öyle bir sorunumuz yok bizim.
Yeter ki bir şey yapmak istesinler biz hazırız” dedi.
“BELEDİYESİ, VATANDAŞI, BAKANLIĞI HEP BİRLİKTE BU
MÜCADELEYİ YAPALIM”
Muhalefet belediyelerine bir kez daha kentsel dönüşüm için iş
birliği çağrısı yapan Bakan Kurum, programda şunları söyledi:
Gelin, bu siyaseti deprem üzerinden yapmayın. Gelin hep birlikte
İstanbul'u kurtaralım. İstanbul'u kurtarma seferberliğine ortak
olalım. Gelin hep birlikte, dönüşmesi gereken yerle alakalı
oturalım, istişare edelim, projelerimizi yapalım. Biz size, siz
bize destek olun. Üç tane ben yapıyorsam bir tane de sen yap. Hep
birlikte bu İstanbul'u kurtaralım. Yani bu bir seferberlikse hep
birlikte yapılması gereken bir iş. Hep birlikte elimizi, gövdemizi
taşın altına koymamız gereken bir durum. O yüzden ben buradan yine
bu çağrımı yenilemek istiyorum. Yani hep birlikte bu mücadeleyi
yapmak zorundayız. Üçlü sacayağı gibi; belediyesi, vatandaşı,
Bakanlığı hep birlikte bu mücadeleyi yapalım. Ve İstanbul'un
geleceğini, ülkemizin geleceğini hep birlikte kurtaralım.
“SAMANDAĞ’DA SAĞLAM ZEMİN NEREDEYSE ORAYA
ÇALIŞTIK”
Bakan Kurum, Samandağ’daki rezerv alanla ilgili eleştirilere de
yanıt verdi: Bakın Asi Nehrinin kenarında sıvılaşma zemin problemi
bina kalitesi sebebiyle o binalar yıkıldı değil mi? Şimdi yeni
yapacağımız yerde bu standartlara dikkat etmek durumundayız.
Samandağ'da diğer ilçelerde olduğu gibi görüştük. En sağlam zemin
neredeyse oraya çalıştık. Samandağ’a belediye başkanımızla,
“vatandaşımız ne istiyor, nerede yapılmasını istiyor” o istişareyi
birlikte gerçekleştirdik. Beraber karar aldık. Sağlam zemin
neredeyse oraya çalıştık. Kamu mülkiyeti varsa ilk önce ona baktık.
Yoksa mecburen şahısların alanlarını kamulaştırmak durumundayız.
Orada kamulaştıracağımız arsanın hak sahibi 2-3 kişi itiraz ediyor.
Edebilir, parası, bedeli neyse o bedeli ödemek suretiyle
kamulaştırıyoruz. Bilim insanlarımız da diyor ki sağlam zemin
şurası ve orada o istişare çerçevesinde kamulaştırma işlemimizi
yapıyoruz. Ki belediye başkanımız da bana teşekkür etti. Oraya
gittiğimizde sağ olsun hep birlikte bize o iş birliğini sergiliyor
bak geldi bizi ziyaret etti. Hatta orada el sanatları ile ilgili
ipek kozası meşhurmuş. Ondan işte orada gitmiş kravat almış. Mesela
ben çok mutlu oldum onu saklıyoruz.
“İSTANBUL’DA KONUTLARIN YÜZDE 60'I YENİ YÖNETMELİKLERE
GÖRE YAPILDI”
Bakan Kurum, konuşmasında İstanbul’un yapı stokuyla ilgili verileri
de paylaştı: İstanbul'da 2000 öncesi 3 milyon 393 bin bağımsız
bölüm yapılmış. 2025 yılı itibarıyla İstanbul'umuzda 8 milyon 70
bin bağımsız bölüm var. Bunun 3 milyon 393 bini 2000 yılı ve
öncesi. Bizim yeni yayınladığımız yönetmelikten önce yapılmış
yapılar. Yani yıkılma riski yeni yönetmeliğe göre yapılmadıkları
için diğer binalara göre daha fazla. Onun da incelemesini yaptık.
Bugün baktığımızda bağımsız bölüm sayısı 8 milyon 70 bine çıkmış ve
bu şu demek yüzde 60'ı yeni yönetmeliklere göre yapılmış,
mühendislik hizmeti almış ve orada bir plan proje çerçevesinde inşa
edilmiş yapılar. 2000 yılındaki bina stokuna baktığınızda
İstanbul'un tamamı riskliyken bugün İstanbul'un yüzde 60'ı güvenli
hale gelmiş. Diğeriyle ilgili devletimiz bir mücadele ediyor. Bu 3
milyon 300 bine de baktığımızda, zemin sınıflarına, sıvılaşma
riskine, ruhsat yığına göre değerlendirdiklerinde 1,5 milyonunun
riskli olduğunu görüyoruz. Acilen dönüşmesi gereken 600 bin konut.
Bu aslında İstanbul’u kurtarma operasyonumuz. Biz 2012 yılından
bugüne 548 bin bağımsız birimi yıkmışız. 2012 yılından bugüne 923
bin bağımsız bölümü dönüştürmüşüz.
“VATANDAŞIMIZ DEPREMDE MİLLET BAHÇELERİNE
GİTTİ”
Muhalefetin tepkilerine rağmen İstanbul depreminde millet
bahçelerinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını ifade eden
Bakan Kurum, “Bu 6.2'lik depremde hepimiz gördük ki vatandaşımız
parklara, bahçelere gittiler. Millet bahçelerine gittiler.
İstanbul'da biz 34 tane millet bahçesi yaptık. En büyüğünü de
Atatürk Havalimanı’nın olduğu yere yapıyoruz. O günkü muhalefeti ne
diyordu? ‘Ne gerek var bu millet bahçelerine?’ Şimdi bütün
vatandaşımız, bu deprem esnasında millet bahçelerinde. Hepsi gidip
orada kendisini güvende hissetti. Çünkü orada sosyal tesis var,
tuvaleti var, altyapısı var. Şimdi biz İstanbul'da bununla ilgili 5
bin 500 tane toplanma alanı belirlemişiz. 5 bin 500 afette acil
toplam alanı var. AFAD'ın sitesinde konumları, yerleri hepsi
mevcut. Ve kişi başına 3.9 metrekare toplanma alanı düşüyor. Bunu
arttırmak zorundayız” diye konuştu.
ATATÜRK HAVALİMANI MİLLET BAHÇESİ ÖRNEK BİR TOPLANMA
ALANI OLACAK
Bakan Kurum Atatürk Havalimanı yerine kurulan millet bahçesinde
diğer kentlere örnek olacak bir afet hazırlık planının
oluşturulduğunun altını çizdi: Burada toplanma alanı yapalım.
Buraya acil durumlarda uçaklar insin, yardım getirsin. Hemen
yanında şehir hastanesiyle birlikte vatandaşımızın sağlık
hizmetiyle ilgili hizmet versin diyoruz. Çadır kurulabilecek. Orada
afet esnasında vatandaşımıza hizmet verecek. Afet sonrasında
toplanma alanıyla birlikte çadır kurulabilecek. Tuvaletiyle, sağlık
tesisiyle, bakım odalarıyla, aşeviyle İstanbul'a vatandaşımıza
hizmet verecek bir millet bahçesini inşallah bu yıl içerisinde
bitirip tamamını açıyor olacağız. Ve bütün millet bahçelerinde,
parklarda bu altyapıyı da ilgili kaymakamlarımızla, belediye
başkanlarımızla, AFAD’ımızla birlikte süreci yürütüyoruz.
“EVİM KÜÇÜLECEK’ KORKUSU ÇOCUĞUMUZDAN KIYMETLİ
Mİ?”
Bakan Kurum vatandaşların ‘evim küçülecek’ korkusuyla riskli
binalarda yaşamaya devam ettiğini belirtti: Evim biter mi, bitmez
mi? Müteahhit yapar da acaba benim alanım düşer mi? Bunların
hepsini toplayın. Bizim evladımızdan, bizim eşimizden, çocuğumuzdan
kıymetli mi? Değil. Ülkemizden kıymetli mi? Değil. Yani bunları
kıyaslamaya gerek yok. Biz çok gördük. Ben bütün afetlere gitmiş, o
acılara şahitlik etmiş biri olarak söylüyorum. Hiçbiri bizim
evladımızı, yakınımızı kaybetmeye değer değil. Çok gördüm ben.
“Keşke bu binam olmasaydı, keşke evim olmasaydı da ben evladımı
kaybetmeseydim” diyen annelerin ağlamasına şahitlik ettiniz mi siz?
Keşke buralarda olmasaydım da benim çocuğum yanımda olsaydı diyen
babaları duydunuz mu hiç? O enkazın başında, “ya yavrum çıksa” diye
ağlayan, bekleyen o gecenin sonunda tir tir titreyerek… Bir
taraftan artık gözünden yaş akamıyor, o kadar ağlamış ki hiçbiri
buna değmez.