DEP'liler yeniden yargılanıyor
Abone olHükümlü avukatlarından Yusuf Alataş'ın izin alarak sorduğu sorular, mahkeme heyetini çılgına çevirdi.
Kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle,
Selim Sadak ve Orhan Doğan'ın yeniden yargılandıkları davada,
duruşma savcısı Dilaver Kahveci, sanık avukatlarının, tanıkları
adeta sorguladığını savundu. Ankara 1 No'lu DGM'deki bugünkü üçüncü
duruşmaya hükümlüler Zana, Dicle, Sadak ve Doğan ile avukatları
katıldılar. Duruşmada, daha önceki yargılamada dinlemeyen kamu
tanıklarının dinlenmesine devam edildi. Şırnak'ın Uludere ilçesine
bağlık Şenoba köyünde bir dönem koruculuk yapan Yavuz Çabuk ile
Necip Oran, aradan uzun zaman geçtiğini, konuyu
hatırlayamadıklarını söyleyerek, eski ifadelerini tekrar
ettiklerini söylediler. Oran'ın çok az Türkçe bilmesi nedeniyle
Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz diyalog kurmakta zorlandı.
Oran, Karadeniz'in ve hükümlü avukatlarının sorularını yanıtlamakta
güçlük çekti. Bismil'in Tepecik Köyü muhtarı Şemsettin Güneş de
Zübeyir Haydar'ın köye geldiğini ve köylülerden korucu olmamalarını
istediğini ileri sürdü. Güneş, köylülerin, Haydar'a, tatsızlık
çıkmaması için hemen Tepecik'i terketmesini söylediklerini ifade
etti. ''(ARKAMIZDA AVRUPA VAR) DEDİLER'' Mardin'in Metinan aşiret
reisi Mehmet Temelli, hükümlülerden Zana ile yine eski DEP
milletvekili Zübeyir Haydar'ın, terör örgütü PKK'ya destek sağlamak
için çalıştıklarını iddia etti. Zana'nın, 1991 yılında köylerine
geleceğini ilettiğini, kendisinin de gelmemelerini istediğini
anlatan Temelli, şunları söyledi: ''Zana ve Haydar, köylülere siz
kürtsünüz. Koruculuk yapmayın. Yakında Kürdistan kurulucak.
Silahlarınızı bırakın dediler. Biz bunu reddettik. Zana, Sadak,
Haydar ve beraberlerinde PKK'nın GAP sorumlularının da aralarında
olduğu 10 kişi 1992 yılında yine geldiler. PKK'nın yolladığı kaseti
izledim. Kendilerine katılmamızı istiyorlardı, aksi takdirde mağdur
olacağımızı belirtiyorlardı. Zana ve Sadak da aynı şeyleri bize
söyledi. Daha sonra bandı adli mercilere yolladım. DEP'liler
şikayetlerimize rağmen çekinmiyorlardı. (Türkiye Cumhuriyeti bizi
içeri atamaz. Bizim arkamızda Avrupa var) diyorlardı.'' Savcıyı
sinirlendiren sorular Temelli'nin beyanlarının ardından hükümlü
avukatlarından Yusuf Alataş, bazı soruların yöneltilmesini istedi.
Alataş'ın, talebi üzerine Mahkeme Başkanı Karadeniz, Temelli'ye,
''aşiret mensuplarından kaçının korucu olduğu'', ''PKK'nın bölge
sorumlularının Zana'larla birlikte evlerine gelmesine karşın neden
o zaman şikayet etmediği'', ''Ahmet Türk'ün lideri olduğu aşiretle
aralarında husumet olup olmadığı ve bunların neler olduğu'', ''1991
seçimlerinde DYP'den aday olan Temelli'nin, Zana ve Dicle'nin
seçilememesi halinde Meclis'e girip girmeme şansı olup olmadığı''
şeklindeki soruları yöneltti. Bu sıra duruşma savcısı Dilaver
Kahveci, itiraz ederek, hükümlü avukatlarının tanıkları adeta
sorguladığını savundu. Dava konusuyla ilgili olmayan soruların
tanıklara sorulmamasını isteyen Kahveci'ye, Mahkeme Başkanı
Karadeniz, ''Burada tahkikatı ben yapıyorum. Lütfen müdahale
etmeyin'' yanıtını verdi. Bunun üzerine Savcı Kahveci, talebinin
tutanağa geçirilmesini istedi. Kahveci, tanık Temelli'nin ifadesini
daha aydınlatıcı sorular yerine sorgulayıcı mahiyetteki soruların
kabul edilmemesini talep etti. Karadeniz'in söz verdiği avukat
Alataş da savcıların sanıkları ve tanıkları istediği gibi
sorgulayabildiğini, ancak duruşmalarda avukatların aynı haklara
sahip olamadığını söyledi. AİHM'nin adil yargılama yapılmadığına
ilişkin gerekçelerinden birinin de tanıkların dinlenmemesi olduğunu
anımsatan Alataş, kendisinin tanıkları sorgulamadığını, soruları
mahkeme heyetine ilettiğini ve uygun bulunması halinde soruların
sorulduğunu belirterek, savcının talebinin reddini istedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümü şu sıralar devam ediyor. Kaynak:
Milliyet