Deniz Baykal ihaneti gördü mü?
Abone olCHP'nin istifa eden lideri Deniz Baykal, "Siz ihaneti gördünüz mü?" sorusuna yanıt verdi.
CHP'nin istifa eden lideri Deniz Baykal Başbakan Erdoğan
ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki ihanet tartışmasını
değerlendirdi.
Bu polemiklerin parçası olmayacağını söyleyen Baykal
"Anlaşılıyor ki Türkiye’de bu kadar büyük hukuksuzluğun
yapılması için bir askeri darbeye ihtiyaç yokmuş. Bir askeri darbe
olmadan da ülkede en temel insan hakları ihlal edilebilirmiş,
masumiyet karinesi yok sayılabilirmiş, haksız tutuklamalar
yapılabilirmiş, yüzlerce insana zulmedilebilirmiş."
dedi.
Baykal ANSİAD üyesi bazı işadamları ile Dedeman Oteli’nde
kahvaltıda biraraya geldi. Toplumun çok tehlikeli bir ayrışma
noktasına sürüklendiğini ifade eden Baykal, bunun hiç kimse için
sürpriz olmadığını savundu. Yaşananlardan iktidarı sorumlu tutan
Baykal en iyi cevabın da 12 Eylül'de sandıkta verileceğini
söyledi.
İHANET TARTIŞMASI
Bir gazetecinin, "Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı
Kılıçdaroğlu arasında ihanet tartışması var. Siz ihaneti gördünüz
mü?" sorusu üzerine Baykal, siyasi polemiklerin ötesine
bakmaya çalıştığını söyledi. Baykal, "Hukukun değerini, önemini
bilelim, hukuka sahip çıkalım, hukuku yozlaştırmak isteyenlere, bir
acayip hukuk düzeni yaratmak isteyenlere meydan bırakmayalım. Böyle
bir süreç var mı? Var. Şu anda bile var. Bugünkü anayasada bile
var. Anayasa değişirse bu çığırından çıkacaktır" şeklinde
konuştu.
Baykal, şunları söyledi:
"Siyasetin içinde suçlamalar, tartışmalar, karalamalar,
polemikler elbette yaşanır. Bunların bir önemi, anlamı yok. Bunlar
demokrasilerde yaşanabilecek olaylardır. Beni ilgilendiren
Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, hukukun üstünlüğü. Bu ikisi de
tehlike içindedir. 12 Eylül tartışması yaratarak bugünkü
hukuk çarpıklığını gözlerden kaçırma oyununa kimse alet
olmamalıdır. 12 Eylül bir darbe dönemidir. Şimdi bir demokratik
hukuk döneminde olduğumuz ifade edilmektedir. Ama bugün
yaşananlar 12 Eylül darbe döneminde yaşananlardan farklı
değildir. Anlaşılıyor ki Türkiye’de bu kadar büyük
hukuksuzluğun yapılması için bir askeri darbeye ihtiyaç
yokmuş. Bu dönem bize bunu öğretti. Bir askeri darbe
olmadan da ülkede en temel insan hakları ihlal edilebilirmiş,
masumiyet karinesi yok sayılabilirmiş, haksız tutuklamalar
yapılabilirmiş, yüzlerce insana zulmedilebilirmiş...
Türkiye bir darbe döneminde değil ama darbe gerçeğiyle
karşı karşıyayız. Herkesin hayatına bir askeri darbe
döneminde bile mazur görülmesi mümkün olmayan haksız müdahaleler
yapılıyor, yanlışlıklar yapılıyor."
POLEMİKLERİN PARÇASI OLMAM
Siyasi günlük tartışmaların, polemiklerin anlayışla karşılanması
gerektiğini anlatan Baykal, haklıdır, haksızdır meselesinin bir
önemi olmadığını
vurguladı. Baykal, "Ben o polemiğin bir parçası olmak
istememem ama bunlar ciddi meseleler. Türkiye çok tehlikeli
yönetiliyor, işler çığırından çıkmak üzere. Demokrasi bir
sorumluluk rejimidir" dedi.
TOPLUMUN DNA’SI SARSILIYOR
"Balyoz Planı" davası kapsamında haklarında yakalama emri çıkan 102
kişiye ilişkin soru üzerine Baykal, demokratik ülkelerde böyle bir
şey yaşanmayacağını savundu. Baykal, şunları söyledi:
"8 yıl önce yapılmış bir tatbikat çalışması ile ilgili hukuki dava
açacaksınız, şu anda ülkenin en temel noktalarında görev yapmakta
olan insanları en ağır suçlamalarla hukuka aykırı biçimde yakalama
emirleri çıkararak yaka paça yakalamaya kalkacaksınız...
Şık değil, hukuki değil, demokratik değil, insani değil...
Ayıp, yakışıksız. Çok yanlış işler yapılıyor. Bu yanlışlar
sadece orada kalmaz. Toplumun dokusu, genetiği bozuluyor, DNA’sı
sarsılıyor. Doğru değil. Hiçbir demokratik ülke böyle bir travma
yaşamamıştır. Ülkeler askeri darbe dönemlerini yaşar, sonra darbe
dönemleriyle hesaplaşır. Bir darbe dönemi yaşanmadan
yaşanması muhtemel bir darbe dönemiyle hesaplaşacağız diye 8-10 yıl
sonra görev başındaki insanların böyle bir muameleye maruz
bırakıldığına dair ne Latin Amerika’da, ne Asya’da bir örnek
vardır. Utanç verici bir tablo."