Ah ki ne ah!
İnsanoğlu ne kadar zalimdir!
Uzun zaman birileri “kardeşlik” diye diye
şu Kürt sorununu örtbas ederek, bu ülkenin başına bela etti,
PKK diye menfur bir örgütün gelişmesine, büyümesine meydan
verdi, öyle ki hala da PKK’yi Kürtlerle özdeşleştiren ucuz
politikacı var.
Halbuki var olan bir sorunun çözülmesi için kardeşlik kavramı
yetmiyor, “Adalet” kavramının imdada yetişmesi
lazım olduğuna akıl erdirmiyorlardı. Ta ki Recep Tayyip Erdoğan
imdadımıza yetişene kadar, O’nu da ucuz politikacılar
kıskanıyor.
Şimdi de başka iki kavramı kirlete kirlete anlamsızlaştırmaya
çalışanlar var.
Demokrasi ve Barış!
Adamlar demokrasi dediler 80 vekille meclise gittiler ancak
toplumsal sorunların çözümü için taşın altına elini koymadan
sokaklara dönmeyi tercih ettiler.
Bu memlekette taş üstünde taş kalmadı, akıl almaz bir zihniyetin
planı olan hendek/barikat/çukur siyasetiyle 14 ilimizde yaşamı
sekteye uğrattılar. Kürt vatandaşlarımız irkildi, ürktü, uyandı,
Türk vatandaşlarımızın jetonu düştü, HDP’ye verdikleri desteği geri
almaya çalıştılar ama “sokak siyasetindense mecliste
siyaset yapmak daha evladır” diyerek tekrara HDP’yi 60
vekille meclise gönderdi, ama artık olan olmuştu, zedelenen güven
geri gelmediği gibi onlar da bir türlü sivri siyaset yapmaktan geri
kalmadılar. İşin yok demokrasi de “aynası iştir kişinin
lafa bakılmaz” ifadesince, senin neyin peşinde
olduğun ortaya çıktı, davranışların sözlerini yalanlıyor.
Barış kavramına gelince, kullanmayanı yok, ama biri diğerine
sormuyor ki “arkadaş sen barıştan neyi kast
ediyorsun?”
Barış diyorlar;
Karşıtlarını tehdit ediyorlar,
Evet otobüsüne saldırıyorlar,
Sözün ona sağına soluna göz dağı veriyorlar,
Barışa katkı veren bir davranış sergilemedikleri gibi barışı
zedeleyici faaliyetlerden geri kalmıyorlar.
Bu tür insanları eline fırsat girseydi Allah muhafaza insanlığı
başına her türlü melanet getireceklerdi kanaatimce.
Ya Nevruz günü vurulan o gencin haline ne demeli?
Çocuğun elinde bıçak varmış,
Çantamda bomba var, sizi yok ederim demişmiş,
Polisi tehdit etmiş güya… bunların hepsi yanlış şeyler olabilir
ama bütün bunlar olsa bile bu gencin öldürülmesini gerektirmez.
OHAL yasaları sana ruhsat verebilir fakat Alev Alatlı
filozofumuzun dediği gibi her yasal imkanı kullanmak bazen helal
değildir.
O çocuk o hale gelmişse başta Devlet olmak üzere hepimizin o
konuda kusuru var. Zaten çocuğun yanlış davranışı o müdahale
tarzını topluma normal gösterdi, yoksa bir infiale neden
olabilirdi. Ne varki ona ölümcül ateş etmek işin en kolay
tarafı, asıl olan onu başka yol yöntemlerle etkisiz hale
getirmekti değil mi?
Sevgili dostlar “Barış ve Demokrasi tahammül
ister”, öyle lafla söylemekle olmuyor.
Daha huzurlu ve mutlu günlere diyor, vatandaşlarımı selam ve dua
ile yad ediyorum.