Demirtaş'tan olay Dersim çıkışı: Ulan hepiniz...
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Meclis grup toplantısında, CHP'nin Dersim özrüyle ilgili ve Alevi sorununa ilişkin çok sert mesajlar verdi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, partisinin Meclis grup toplantısında çok sert mesajlar
verdi.
Demirtaş, haftalardır üst üste Eş Başkan Figen Yüksekdağ'ın konuşma
yaptığı Meclis grup toplantısında, bu hafta kürsüye çıktı.
"BEN ULAN DEMEYECEĞİM AMA..."
Demirtaş, konuşmasının Alevi sorununa yönelik kısmında, kürsüden
yanında getirdiği gazete örneklerini göstererek, Erdoğan'ın Ahmet
Kaya'ya çatal bıçak fırlatıldığı gün o ortamda bulunanlara yönelik
söylediği 'Ulan hepiniz oradaydınız be' cümlesine
atıfta buunarak "Ben 'ulan' demeyeceğim ama hepiniz
oradaydınız be" dedi.
DEMİRTAŞ GAZETE MANŞETLERİNDEN ÖRNEKLER VERDİ
Gazetelerin manşetlerini okuyan Demirtaş, Dersim'de yaşanan o kötü
günlerde, aleyhte haber yapan gazetelerin temsilcilerinin bugün
siyasi partilerde görev aldıklarını işaret ederek; "Bakın o dönemin
üç tane gazete manşeti. Üçünün de bugün siyasi partilerde
temsilcileri var. O dönem hepsi aynı partinin içinde
çalışıyorlardı. Solcu Tan Gazetesi, sözde solcu Tan Gazetesi:
Tunceli'de tam asayiş teessüs etti" dedi ve " Birbirinizi
suçlamanıza gerek yok. Hepiniz Dersim'in sorumlususunuz. Topu
birbirine atmanıza gerek yok. Alayınız suçlusunuz. Devlet olarak
parti olarak hepiniz özür dileyeceksiniz ayrı ayrı. 'Dersim
katliamını sen yaptın!' , 'Yok sen yaptın!' Ulan hepiniz
oradaydınız be!" diyerek seslendi.
İşte Demirtaş'ın Meclis konuşması:
"O DÖNEMİN ÜÇ TANE GAZETE MANŞETİ..."
Bakın o dönemin üç tane gazete manşeti. Üçünün de bugün siyasi partilerde temsilcileri var. O dönem hepsi aynı partinin içinde çalışıyorlardı. Solcu Tan Gazetesi, sözde solcu Tan Gazetesi: Tunceli'de tam asayiş teessüs etti.
Bu Son Posta gazetesi, bugünün sağcılarının belki temsilcileri. Asiler sığındıkları sarp dağlarda imha ediliyorlar. Dersim meselesi tarihe karıştı, açlık baş gösterdi. Büyük bir şehvetle heyecan...
“TANIDIK GELİYOR DEĞİL Mİ, ÇAPULCULAR”
“Çapulcular mahkemede hesap veriyorlar.” Tanıdık geliyor değil
mi, çapulcular. O dönemin çapulcuları da Dersim'den çıkıyormuş
demek ki.
Dönemin Cumhuriyet gazetesi. “Şakilerden 32 kişi maktul düştü,
mağaralara sığınan haydutlar takip ediliyor.”
“ULAN HEPİNİZ ORDAYDINIZ BE"
Birbirinizi suçlamanıza gerek yok. Hepiniz Dersim'in
sorumlususunuz. Topu birbirine atmanıza gerek yok. Alayınız
suçlusunuz. Devlet olarak parti olarak hepiniz özür dileyeceksiniz
ayrı ayrı.
"Dersim katliamını sen yaptın!" "Yok sen yaptın!" Ulan hepiniz
oradaydınız be!
İşte Dersim özrü kendi aralarında bu kadar samimiyetsiz tartışma şeklinde yürüyor. Bizler bu ülkenin eşit yurttaşlarıysak, mezhebimiz inancımız yaşam tarzımız devleti ilgilendirmez. Biz devlete eşit ortaklar olarak birlikte yöneteceksek bu devletin hepimize eşit hizmet sunması döneminde hiçbir çözüm yoktur.
"BAŞA GEÇEN 'DEVLET BENİM MALIMDIR' DEDİ"
Devleti kendilerinden alınmış bir mal olarak görüyorlar. Devlet ne sizin, ne de ötekinindir, bu topraklarda yaşayan halklarındır. Kim devleti ele geçirirse kendi malı olarak görüp o şekilde yönetiyor. Bir şirket gibi. Başa geçen "Devlet benim malımdır" dedi.
İşte bu zihniyeti kırmadığımız sürece demokrasi, barış olmayacak. Onların panzehiridir işte HDP. Emekten yana, ezilenden yana bir çizgiyi halkların iktidarı olarak kurmak için.
İşte Demirtaş'ın Meclis grup toplantısı konuşmasında o
satırlar:
Ahmet Kaya'nın , iki gözümüzün ölüm yıl dönümü, 14
yıl önce 16 Kasım'da Ahmet Kaya'yı sürgünde yitirdik.
"İKİ GÖZÜM BİLSİN Kİ..."
O dostu, o kardeşi, o yoldaşı, hala sıcaklığını hissettiğimizi
belirtiyoruz. On dört yıl önce 16 Kasım'da Ahmet Kaya'yı yitirdik.
Bir konserinde söylemşti, şimdi biz söylüyoruz. Vallahi o dostu çok
özledik. İki gözüm bilsin ki O'nun bıraktığı ülkede hala çok
şey değişmedi... Ayrımcılık, hiçleştirme ve linçler devam
ediyor. Kültüründen, inancından dolayı insanlar
ayrımcılığa maruz kalmaya devam ediyor.
Hazır özür furyası başlamışken: Sayın Oktay Ekşi parlamentoda,
Ahmet Kaya hakknda en ağır yazılar yazanlardan. Umarım özür
diler.
16 Kasım Seyit Rıza ve arkadaşlarının 77. ölüm
yıldönümü. Şahıslarında insanlık onuru adına direnen tüm
şehitleri rahmet ve minnetle anıyoruz. Seyit Rıza’nın
bize bıraktığı o baş eğmez direnişi şanımızla, şerefimizle
sürdürmeye devam edeceğiz.
Özellikle Hükümetin iç ya da dış gündemler nedeniyle her
sıkıştığında sarıldığı bir yöntem var, gündem
değiştirme. Recep Tayyip Erdoğan bunu 12 yıl boyunca
ustalıkla yaptı. Şimdi de Davutoğlu ustasını başarıyla
izliyor.
"MÜSLÜMANLAR AMERİKA'YI KEŞFETTİYSE BUNU TARTIŞMANIN
FAYDASI NE?"
“1178’de Müslümanlar Amerika kıtasını keşfetti” diyor. Bunu
tartışmanın faydası ne? Velev ki öyle, bunun bize faydası
ne? Bir tarafta 1000 odalı saray, bütün makam araçlarnı 0 km
yenileyecksin, halk senden cevap beklerken ortaya haybeden bunu
atacaksın.
Türkiye’yi oyalamaya çalışıyorlar. Burada ciddi tartışılıyor
olabilir ama dünyada gülüyorlar. Konuşacağın başka konu yok
mu? Ne zaman sıkışsalar da Dersim katliamını, Alevileri
gündeme alıyorlar. 7 çalıştaydan sonra Alevilerin sorunlarını
bilmeyen mi var?
"ALEVİLİĞİ SAPKIN BİR MEZHEP GİBİ GÖRÜRLER"
Aleviliği aslında sapkın bir mezhep, Alevileri de dinden sapmış
insanlar olarak görürler. Dertleri Alevileri "yola
getirmek"tir. Alevileri asla eşit bir inanç olarak kabul
etmiyorlar, etmezler. Tarihe de Aleviliği kabul eden Sünni liderler
olarak geçmek istemiyorlar. “Benden yana olanların bu devlette
işi görülür” mesajlarının verildiği dönemde, Alevilere yaşam hakkı
vermezler.
Alevi açılımı... Yaptın da elini tutan mı var?! Bu hafta,
hemen bu hafta yasaları meclise getirin
yapalım. Cemevleri tanınsın, zorunlu din dersleri
kaldırılsın. “Alevi vali de, kaymakam da, rektör de olabilecek”
deyin. Kürt sorunu da böyledir. Bir Kürt gösterin
kendini inkar etmeden yönetime gelebilen. Bir Ermeni gösterin
böyle.
"CHP ÖZÜR DİLEYECEKMİŞ..."
CHP özür dileyecekmiş. Dersimliyi ilgilendiren bu devletin özrüdür.
Birlikte mi özür dilersiniz devlet adına siz
bilirsiniz. Arşivleri açın, Dersim ismini iade edin,
evlatlık verilen kızların akıbetini ortaya
çıkartın. Seyit Rıza’nın ve yoldaşlarının mezarlarını
ortaya çıkartın.
Ne yapıyor Hükümet? Muhalefet partisini sıkıştırmak için ucuz
malzeme olarak kullanıyor. Zannediyor ki Dersimli bundan mutlu
oluyor. Acıyla alay etme, acıyla dalga geçme, acıyı
küçümseme. Bunun adı özür değildir. Bugün farklı
partilErdeler, o gün aynı partideydiler.
"YAYINLARINA BAKIN, HEPSİNİN ORTAK
TEHDİTİ..."
HDP bu nedenle onları bu kadar ürkütüyor. Yayınlarına bakın, en
ulusalcısından muhafazakarına kadar. Hepsinin ortak tehdidi.
G20 zirvesinde Başbakan “Gelin, sorunların çözümünde ortak
yol bulalım” diyor. Bize demediğini, dünyanın zenginler
zirvesindeki patronlara söylüyor. Bu ülkede
söyleyemiyor. Çünkü farklılıkları bir kenara bıraktığında
hiçleşecek, çünkü o farklılıklar üzerinden tekçilik
üretiyor.
"BİZİM İÇİN KURTULUŞ MAKAMLARDA DEĞİL; ERMENEK VE
KOBANİ'DE OLMAKTIR"
Kongrelerimiz başladı. Arkadaşlarımız yükseklere bakmasın. Bizim
için kurtuluş makamlarda değil, Ermenek’te, Kobani’de
olmaktır.
HDP kongreleri, yeniden kuruluş ağı olarak sürüyor. Özellikle
kadınlara ve gençlere sesleniyorm, kapılarımız sonuna kadar
açıktır. Siyaset yapmanız için paraya pula, şöhrete
ihtiyacınız yok. Mangal gibi bir yürek ve halk sevdasına
ihtiyacınız var. Bakanlar hakkındaki gensorumuzu
kurtarma faaliyetlerinin aksamaması için gelen rica üzerine
erteledik.
"YIRCA'DA MEVZU SADECE AĞAÇ DEĞİL..."
Bakanlar 2 günlüğüne bürokratlarıyla Ankara’ya gelmek zorunda
kalacaklardı. “Süreç açıldı, bu nedenle geri adım atıldı” diye bir
şey yok. Evet, Yırca’da mevzu sadece ağaç değil.
İnsanoğlu doğada kendine yetebilme konusunda bir dengeye
sahiptir. Doğaya aşırı müdahale etmediğiniz zaman doğa
sizi aç bırakmaz. Bugün yaşadıklarımızsa kapitalizmin aşırı kar
hırsının acılarıdır.
"DOĞAYA AŞIRI MÜDAHALE ETMEDİĞİNİZ ZAMAN DOĞA SİZİ AÇ
BIRAKMAZ"
Doğaya aşırı müdahale etmediğiniz zaman doğa sizi aç bırakmaz.
Bugün yaşadıklarımızsa kapitalizmin aşırı kar hırsının
acılarıdır. Gelişme adı altında talana başladılar. Yırca
işte bunun örneğidir. O zeytinlikler orada bir kültür, insan
ilişkileri yaratmış. O ağaçları kesmekle bunların
tamımını ortadan kaldırıyorsunuz. Orada termik santral
kuracaksınız, orada artık köy kahvesi
olmayacak. Düğünler farklı olacak artık. O köylüler
termik santralde çalışmak zorunda kalacaklar. Bugün
kazandıklarından azını kazanacaklar.
Grev, eylem yapacaklar, altında oturup havasını soludukları
hava yerine polis gazı soluyacaklar.
Yırca’da açlık yok şimdi. Termik santral yapsınlar, 5 yıl
sonra gidin bakın işsizlik olacak. Bunu kalkınma olarak
yutturuyorlar. Karşı çıkanları geri kafalı olarak
niteliyorlar. Tarihini, kültürünü, geçmişini satıp karşılığında
para almayı uyanıklık olarak sunuyorlar. Almanya’da bir
ağaç kesemezsin ama bir Alman şirketi gelip burada ormanını keser,
sesini çıkartamazsın. Polis gelir seni alır.
"AKP KAPİTALİST BİR
PARTİ"
AKP kapitalist bir parti. Paradan başka taptıkları bir şey yok. O dere bize aittir bize, insanlığa. Hasankeyf’te, Yırca’da direnenlerin yanında olacağız. Soma’da, Ermenek’te olacağız. Tek umut biziz. Bunu yapabilecek gücümüz var. 2015 seçimlerinde bütünlüklü politikalarımızla gerçek bir alternatif olarak ortaya çıkacağız.