Demirtaş'tan flaş Sur açıklaması! Ne olursa olsun...
Abone olHDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde ikinci kez sokağa çıkma yasağı hakkında açıklama yaptı.
Diyarbakır’da bulunan HDP Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaş, merkez Sur İlçesi’nde bugün Sabah
uygulamaya konulan sokağa çıkma yasağı nedeniyle aralarında Mir
Dengir Mehmet Fırat, Celal Doğan, Leyla Zana ve HDP Grup Başkan
Vekili Pervin Buldan’ın da aralarında bulunduğu bir grup
milletvekili ile Dağkapı Şeyh Sait Meydanı’nda basın açıklaması
yaptı.
Demirtaş, arkalarında bulunan Sur İlçesi’nde sokağa çıkma yasağı
uygulandığını, çatışma ve helikopter seslerini duydukları bu
bölgenin kent merkezi olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
"Bütün bu olağanüstü durumların, bütün bu olağanüstü
gelişmelerin hiç yaşanmasına gerek kalmadan, bütün bu işlere hiç
girmeden, girişilmeden sorunları çözme yöntemi hali hazırda yanı
başımızda dururken, güvenlik konsepti ve güvenlikçi bakış açısı ile
bir kez daha 90’ları aratacak günlere dönülmüş olması Türkiye
açısından çok büyük bir talihsizliktir."
Demirtaş, konuşarak, diyalog ile sorunları çözme imkanı olmadığı
takdirde bu güvenlik politikasına bir anlam biçebileceklerini de
ifade ederken, halkın büyük bir barış özlemi, barış iradesi
bulunduğunu ve müzakere diyalog sürecinin desteklendiğini
söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şöyle
dedi:
"Halkımızda mutlaka, ne olursa olsun barış masasına dönülmesi
konusunda büyük bir istek, özlem ve ısrar var. Türkiye’nin
doğusundan batısına, Kürt halkının,Türkiye toplumunun tamamına
yakınının duygu ve ısrarını dile getiriyoruz. Bu çağrının
mutlaka ciddiyetle değerlendirilmesini bekliyoruz. Yaptığımız
çağrılar sıradan, gelişi güzel ’Laf olsun, torba dolsun’ çağrıları
değildir. Herkesin bütün tarafların çağrılımızı olgunlaşmış, halk
düşüncesi olarak dikkate alması, ele alması ve değerlendirmesi
gerekir.
Ankara’nın da Kandil’in de halkın bu beklentisi ile ilgili somut
net bir proje, bir gelecek, bir cevap ve beklentiye karşılayacak
bir tutum ortaya koyması gerekir. Ben ve arkadaşlarımız, partimiz
2015 yılında bu coğrafyada demokratik siyaset çok güçlü bir irade
sahibi iken halkın muazzam bir desteği, demokratik siyasetin
cesaret, öz güven, gücü varken, AKP’ye ve güvenlikçi politikalarına
karşı direnemeyecek durumda değiliz. Demokratik siyaset açısından
kendimizi çaresiz hissetmiyoruz. Bu nedenle devletin ve AKP’nin
politikaları ne kadar yanlış olursa olsun, dayatma, baskıcı olursa
olsun bunların hepsine tanıklık ediyoruz, bizler de baskıyı yaşayan
insanlarız. Halkımızın tümü bu baskı ve tutuklamaları
görüyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçenin belediye
başkanları tutuklu şu anda. Sadece halkının iradesini temsil etme
bakımından dik durdukları için cezaevindeler. AKP ve devlet aklı bu
güvenlik politikalar ile baskıları artırabilir. Ama, HDP’nin duruşu
demokratik siyasi çizgidir. Bizler her türlü sorunu lokal, yerel ve
genel bütün sorunların çözümü konusunda diyaloga açığız. Diyalog
ile her türlü sorunu çözme konusunda elimizden gelen ne varsa o
gayreti göstermeye hazırız."
Demirtaş, kim olursa olsun tek bir insanın burnu kanamaması için
siyasetçiler olarak inisiyatif, halktan görev, destek, oy
aldıklarını belirtirken, Ak Parti’nin müzakere ve diyaloga dönüp
çatışma, gerilim savaş konseptini kenara bırakıp barışa giden
kapıları açmayı denemesi halinde iyi ve doğru bir iş yapacağını öne
sürdü.
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, son siyasi gerilim, siyasi
rekabet ve yaklaşan seçimlere bakmaksızın her türlü katkıyı sunmaya
hazır olduklarını ifade ederken "Ama güvenlikçi konsepti
dayatmalarla partimizi hiçleştirmeye çalışarak linç kültürü ile
yaptığımız açıklamaları çarpıtıp neredeyse bütün bu olup bitenlerin
faturasını bize çıkartmaya çalışırlarsa küçük hesap ve 1 Kasım
seçim hesabı ile ülkeyi götürmeye çalışırlarsa yazık
ederler" dedi.
Demirtaş, konuştukları bölgenin arkasında kimlerin kimleri vurmaya
çalıştığını, hiç istemedikleri halde kaç cenaze çıkacağını
bilmediklerini ifade ederken konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İŞİMİZ CENAZELERİN OLDUĞU TABUTLARI OMUZLAMAK
DEĞİL"
"Bizim, halkımız ve Türkiye toplumunun işi sadece genç bedenlerin
konulduğu tabutları omuzlarında taşımak, ölümün bilançosunu tutmak
değildir. Bizlerin işi oradan cenazelerin çıkmasını engellemektir.
Silvan’dan da haberler geliyor; yaşamını yitirenler var, 3
mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. Bu koşullarda seçimi
düşünmeyi bir tarafa bırakıp insanların canını kurtarmak dışında
hiçbir şey düşünemeyiz. Diyalog kapıları sonuna kadar
zorlanmalıdır. İlla ’kamu düzenini sağlayacağım’ diye operasyonel
yaklaşım dayatılır ve bunun üzerinden bir siyasi bir politika
hayata sokağa geçirilmeye çalışılırsa oradan barış, çözüm çıkmıyor.
Cizre’de 10 gün boyunca sağa çıkma yasağı ilan ettiler.
Taradılar, operasyon yaptılar, iletişimi kestiler. İnsanların su ve
ekmeğini kestiler, 120 bin kişilik bir şehri zindana çevirdiler ne
oldu? 10’uncu gün gittik Cizre’ye. Yıkılmış, harabe bir kent,
duyguları kırılmış bir halk, ama şu devlete ve hükümete yüzde 1,
binde 1 inancı varsa onu da yitirmiş bir halk kalmış geriye. Dimdik
ayakta, iradesi, acıları ile birlikte bir halk kalmış geride. Kim.
ne kazandı, e elde edildi. Cizre’de, Diyarbakır’da bir sorun var.
Bu sorunun adı; Kürt sorunudur. Kürtler’in kendi dil,
kültür ve tarihi ile kendi topraklarında özgürce yaşama sorunudur.
3 genç eline silahları aldı diye bütün kentleri bombalayarak
memleketi Suriye’ye çevirerek neyi çözeceksiniz?"
"20 MİLYON KÜRDÜN GÖNLÜNÜ KALBİNİ KIRARAK İKTİDAR OLSANIZ
NE OLUR"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "20 milyon Kürdün
kalbini, gönlünü kırarak bu ülkede iktidar olsanız ne olur, 400
vekiliniz olsa ne olur? Türkiye’nin 3’te 1 nüfusunu bu şekilde
duygu olarak ülkeden koparsanız başkan olsanız ne olur? Ülkeye
barış getirebilir misiniz?" dedi.
Demirtaş, yeniden barış masasının düzeltilmesini, gereken kişilerin
gerekirse 1 yıl konuşaya başlaması ancak 1 kişinin ölmesine izin
verilmemesi gerektiğini söyledi. Demirtaş şöyle devam etti:
ÇÖZÜM MÜZAKEREDİR
"Sorunları konuşarak çözmek ayıp, ihanet, korkulacak bir şey değil. Böyle ortamlarda barış, diyalog müzakere diyemeyen korkaktır. Savaş tek başına kahramanlık değildir, hangi savaş barış ile sonuçlanmıştır? Önemli olan onurlu bir barışı halkımıza armağan etmektir. Yenme- yenilgi, ezme üzerine onurlu bir barış kurulabilir mi? Bütün halkımız bundan emin olsan HDP’nin kurulduğu günkü duruşu neyse bugünkü duruşu odur. Diyarbakır, İstanbul Edirne’de söylediğimiz neyse burada Diyarbakır Şeyh Said Meydanı’nda söylediğimiz odur. Başka söylemler ile halkı kandırarak yüzde 13 almadık. Kürt yoktur, Kürtleri unutacağız diye yüzde 13 almadık. AKP ve devlet birlikte yaşama inancına saldırı gerçekleştiriyor. HDP’nin yarattığı duyguyu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Uyarımız; kimse bu tuzağa düşmemeli, herkes bu konuda dikkatli olmalıdır. Çözüm yolu müzakeredir. Savaşı, çatışmayı kabul etmiyor doğru görmüyoruz. Gerçekten insanların yapacağı hiçbir şey olmadığına inansak, parlamentoda olmazdık. ’Çare yok’ der, parlamentodan çekilirdik. Ama biz halkımız ile çareyiz, bu çarenin önünün kapatılmaması lazımdır. Mesajların dikkate alınması, ciddiyet ile değerlendirilmesi ve cevap verilmesi lazımdır. Bu halkın sesi, duygusudur. İfade ettiğim şey Selahattin Demirtaş’ın değil, milyonların görüşüdür."