Demirtaş'tan Cizre açıklaması HDP heyeti dönüyor!
Abone olCizre'de neler oluyor? HDP heyeti geri dönme kararı aldı. HDP Eşbakanı Selahattin Demirtaş beraberindeki HDP'li heyetle İdil-Cizre arasındaki son durumlarına ilişkin açıklama yaptı.
CİZRE'ye gitmek için yola çıkan HDP'li heyetin
güvenlik güçlerince İdil-Cizre arasında durdurulması sonrası, HDP
Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı basın açıklaması
sonrası, heyet İdil'e geri dönme kararı aldı.
Sabah erken saatlerde, İdil’den Cizre’ye doğru yola çıkan HDP
heyeti, polislerin araçlarla geçmelerine izin vermemesi üzerine ana
yoldan ayrılıp araziden yürüyerek Cizre’ye ulaşmaya çalıştı.
Cizre'ye yürümelerine polis tarafından izin verilmeyen HDP heyeti
İdil'e dönme kararı aldı.
HEYETE İDİL'DEN YEMEK GETİRİLDİ
Radikal muhabiri İdris Emen'in haberine göre, grubun önünü bir
süre sonra yeniden kesen polis ilerlemelerine izin vermedi. Burada
uzunca bir süre bekleyen ve polis tarafından çembere alınan
gruptakiler için, bulundukları yerden 500 metre uzaklıktaki bir
köyde yemek hazırlandı. Cizre yönündeki bu köye gidilmesine de
polisten izin çıkmayınca heyete İdil’den yemek getirildi.
GECEYİ İDİL'DE GEÇİRECEKLER
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yaptığı açıklamanın
ardından geri dönen heyet geceyi İdil'de geçirecek.
DEMİRTAŞ 'DÖNMEYECEĞİZ' DEMİŞTİ
Radikal'e konuşan Demirtaş, ''Bugünlerde suskun kalan
kim varsa ben vicdanıma not ediyorum onları. Yani bugün suskun
kalan yarın konuşursa bizim için hiçbir bir kıymeti
yoktur" demişti.
Demirtaş, amaçlarına ulaşmadan dönmeyeceklerini vurgulamıştı.
İÇİŞLERİ BAKANI'NDAN "CİZRE YÜRÜYÜŞÜ"NE İLİŞKİN İLK
AÇIKLAMA
İçişleri Bakanı Selami Altınok, HDP heyetinin Cizre yürüyüşüne
ilişkn yaptığı ilk açıklamada, "Cizre’de sokağa çıkma yasağını
hepimiz biliyoruz. Bütün vatandaşlarımızın olduğu gibi, sayın genel
başkanların, milletvekillerinin güvenliği her şeyden önce geliyor.
Sivil vatandaşların, başkalarının güvenliği aşamasında
gösterdiğimiz hassaiyeti sağlıyoruz." diye konuştu.
İşte o açıklamalardan çarğıcı satırlar:
"AMACIMIZA ULAŞMADAN DÖNMENİN BİR ANLAMI YOK"
Biz Cizre’de yaşanan trajediyi durdurmak ve duyurmak için yola
çıktık. Amacımıza ulaşmadan dönmenin bir anlamı yok. Zaten iki
gündür yollardayız ve hep şunu söylüyoruz, Cizre'de binlerce polis
ve asker var. Cizre'de 120 bin insan var. Hükümetin iddiasına göre
silahlı PKK militanları var. Sayısı kaç bilmiyorum. Teknik olarak
iddialar böyle.
"CENAZELERE BUZ KONARAK KOKMASI ENGELLENİYOR"
Ve sekiz gündür Cizre'de ne olup bittiğini bu karartma ve abluka
nedeniyle öğrenemiyoruz. Dünya öğrenemiyor. Biz telefonla bilgi
alıyoruz. Öldürülen çocuklar var, kadınlar var, siviller var. Az
önce milletvekili arkadaşlarla görüştüm cenazeleri şu anda halen
taziye evinde. Ve üstüne buz konarak cenazelerin kokması
engelleniyor. Çünkü defin etmek için dışarı çıkmak yasak.
"CUMHURBAŞKANI ALENEN YALAN SÖYLEDİ"
Ekmek almak mümkün değil, içme suyu bitmiş durumda, elektrik yok.
Ve 120 bin insan 8 gündür devlet tarafından kesintisiz olarak rehin
alınmış durumda. Dün Cumhurbaşkanı ‘Günün belli saatlerinde sokağa
çıkma yasağı ilan ediliyor’ dedi. Ve alenen yalan söyledi.
"SANKİ CİZRE'DE HUZUR VAR DA BİZ BOZMAYA GİDİYORMUŞUZ
GİBİ..."
Sekiz gündür Cizre'de katliam var, ne huzuru? Sanki Cizre'de huzur
var da oradaki huzuru biz bozmaya gidiyormuşuz gibi Türkiye
kamuoyunu aldatmaya ve gözleri Cizre'ye çevirmeye çalışıyor.
Bugünlerde suskun kalan kim varsa ben vicdanıma not ediyorum
onları. Bugün suskun kalan yarın konuşursa bizim için hiçbir bir
kıymeti yoktur."
"KONUŞMAMDA SUÇ UNSURU YOKTUR"
Demirtaş, önceki gün düzenlediği basın toplantısındaki sözleri
nedeniyle hakkında 'Türk milletini, Türkiye Cumhuriyet Devletini,
devletin kurum ve organlarını alenen aşağılamak', 'Suç işlemeye
alenen tahrik etmek', 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' ve 'Terör örgütü
propagandası yapmak' gerekçeleriyle açılan soruşturmaya dair şöyle
konuştu:
"EĞER BUNUN SUÇ OLDUĞUNU DÜŞÜNEN VARSA..."
"Bugüne kadar yüzlerce soruşturma ve davaya maruz kaldık. Dünkü de
bir siyasi soruşturmadır. Hukuki bir yargısal süreç değil, siyasi
bir soruşturmadır. Konuşmamın içerisinde asla suç yoktur. Hakaret
yoktur, şiddet ve terör propagandası yoktur. Konuşmamla ilgili
cumhuriyet başsavcılığı veya herhangi bir hukukçunun
suçlayabileceği tek bir cümle yoktur. Buna rağmen Cumhurbaşkanı
talimatıyla partimizi yıpratmak, şahsımda partililerimizi hedef
haline getirmek, özellikle yürütülen psikolojik bir kampanyanın
parçasıdır bu soruşturma. Dünkü konuşmamda şunu dedim; ‘Türk Ceza
Kanunu’nda meşru müdafaa ile ilgili madde var’ dedim. Ve orantılı
olmak şartıyla sizi öldürmeye, evinizi partinizi işyerinizi yakmaya
gelenlere karşı orantılı olmak şartıyla kendinizi savunabilirsiniz.
Ve Türk ceza kanunu bu durumu meşru müdafaa çerçevesinde kabul
eder. Ceza kanunun bu maddesini hatırlattım. Ve bu çerçevede Meşru
müdafaa hakkınız vardır. Kimseye saldırmadan bunu yapmak
zorundasınız dedim. Dolayısıyla ben Türk ceza kanunun bir maddesini
hatırlattım. Eğer bunun bir suç olduğunu düşünen varsa açsın Türk
Ceza Kanunu maddelerine baksın.”
"ANKET YAPMIYORUZ"
"Samimiyetimle söylüyorum, partimizin oy oranını ölçme gibi bir
psikoloji içerisinde değiliz. Anket de yapmıyoruz. Her gün insanlar
her gün ölüyor. Polisler, askerler, PKK'liler, siviller her gün
cenazeler kalkıyor. Bu kadar acı içerisindeki anne baba, yetim
çocuklar, şimdi bunlara bakıp onlar oy oranımızı nasıl etkiledi
diye hesaplamak vicdansızlıktır. Samimiyetimle söylüyorum
partimizin yaptığı bir anket yoktur. Şu anda bölgede siyasi çalışma
yürütecek bir atmosfer yok.
"BEN MİLLETVEKİLLERİMLE BİRLİKTE ŞU DAĞ BAŞINDA
YÜRÜYEMİYORUM BİLE"
Bakın şu anda bu röportajı yaptığımız yer bir dağ başı. Ben
milletvekillerimle birlikte şu dağ başından Cizre'ye doğru katliamı
önlemek için yürüyemiyorum bile. Onlarca çevik kuvvet etrafımızı
sarmış durumda. Dokunulmazlıklarımız olmasına rağmen hukuk dışı bir
şekilde bizi engelliyorlar. Yarın seçim çalışması için geldiğimizde
aynı tutumlarla karşılaştığımızda ne yapacağız? Dolaysıyla bunlar
doğrudan AKP'nin siyasi hedeflerine yönelik askeri ve polisiye
baskılardır.''