Demirtaş'a demediğini bırakmadı!
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, barıştan sıkça söz eden Demirtaş'ı eleştirdi, terörle bağlarını kesmelerini istedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, CHP
ve MHP'ye koalisyon teklifi götürdüklerini, HDP'ye ise böyle bir
teklifte bulunmadıklarını ifade ederek, bunun sorumlusunun
kendileri olmadığını söyledi. HDP'nin terörle, şiddet arasına
mesafe koyamadığını anlatan Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
sözlerine ise destek çıktı.
Mehmet Ali Şahin, partisinin Karabük İl Başkanlığı'nca düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar arzu ettiğini; ancak yüzde 41 oy aldıklarını milletin böyle taktir eddiğini söyleyen Şahin, CHP ve MHP'ye koalisyon teklifi götürdüklerini; ancak aynı teklifi HDP'ye yapmadıklarını kaydetti. Şahin, bunun sorumlusunun kendileri olmadığını söyleyerek şunları ifade etti;
"Cumhurbaşkanımız da Genel Başkanımızı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. Parlamentoda grubu bulunan 3 siyasi partiye ziyaretlerimiz oldu. Tabii iki siyasi partiye CHP ve MHP’ye koalisyon önerisinde bulunduk, HDP’yi ziyaret ederek koalisyon önerisinde bulunmadık. Bunun sorumlusu biz değiliz. Bunun sorumlusu HDP’ye oy veren vatandaşlarımız da değildir, bizzat HDP’nin yöneticileridir. Çünkü terörle, şiddetle arasına mesafe koyamamıştır. Şiddeti ve silahı siyasetlerinin teminatı olarak görmüşlerdir ve hala bu anlayışlarına devam ediyorlar. Şiddeti ve silahı bir hak arama olarak görmüşlerdir ve bunu devam ettiriyorlar.
Mehmet Ali Şahin, partisinin Karabük İl Başkanlığı'nca düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar arzu ettiğini; ancak yüzde 41 oy aldıklarını milletin böyle taktir eddiğini söyleyen Şahin, CHP ve MHP'ye koalisyon teklifi götürdüklerini; ancak aynı teklifi HDP'ye yapmadıklarını kaydetti. Şahin, bunun sorumlusunun kendileri olmadığını söyleyerek şunları ifade etti;
"Cumhurbaşkanımız da Genel Başkanımızı yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. Parlamentoda grubu bulunan 3 siyasi partiye ziyaretlerimiz oldu. Tabii iki siyasi partiye CHP ve MHP’ye koalisyon önerisinde bulunduk, HDP’yi ziyaret ederek koalisyon önerisinde bulunmadık. Bunun sorumlusu biz değiliz. Bunun sorumlusu HDP’ye oy veren vatandaşlarımız da değildir, bizzat HDP’nin yöneticileridir. Çünkü terörle, şiddetle arasına mesafe koyamamıştır. Şiddeti ve silahı siyasetlerinin teminatı olarak görmüşlerdir ve hala bu anlayışlarına devam ediyorlar. Şiddeti ve silahı bir hak arama olarak görmüşlerdir ve bunu devam ettiriyorlar.
“KOD ADI BARIŞ, GERÇEK ADI SAVAŞ”
Her ne kadar son hafta Demirtaş, örgüt silah bıraksın demişse
de bunun samimi olduğuna inanmakta zorlanıyoruz. Çünkü HDP’nin
Meclis'teki Grup Başkanvekili Pervin Buldan, 'PKK bir terör
değildir' demiştir. Peki nedir? Daha dün bir TIR’ı
içindeki malzemelerle yaktılar. Geçen hafta Ağrı Doğubeyazıt’ta 3
TIR’ı içindeki malzemelerle yaktılar. Diyarbakır Şirvan’da 2.5
milyon dönüm araziyi sulayacak olan barajın yapımını engellemek
için 3 ay içinde 12 kez sabotaj yaptılar. Şimdi böyle bir örgüt
terör örgütü değilse nedir. Sizin kırsal kesimde birçok köyde
almanızı sağlayan bu örgüt ve bunun silahlı unsurları değil mi
silah bıraksın ama buna bizim gücümüz yetmez demek inandırıcı
olmuyor. Barış sözcüğünü çok sık kullanıyorlar. Demirtaş, barış
dedikçe benim gözümün önünde canlanan insan figürü şu; bir insan
bir elinde keleş, bir elinde bomba, belinde C-4 patlayıcılar. Ama
bu adamın ismi barış. Böyle bir adamın isminin barış olması neyi
değiştirir. Aslında barış kod adlarıdır. Aslında bu adamın
ismi savaştır. Bu konuda kamuoyunu tatmin edici
açıklamaların ötesinde adımlar atılması düşüncesindeyiz.
"BUNUN SORUMLUSU KENDİLERİDİR”
Parlamentonun en güçlü partisi olarak 3 siyasi partiye de
koalisyon önerisinde bulunmayı arzu ederdik. Onlara da bir
koalisyon önerisinde bulunmalıydık ama bunun sorumlusu
kendileridir. Dolayısıyla terör sorunu bizim çözmemiz
bakımından HDP’ye çok önemli görevler düşmektedir. Silah
bıraksınlar, Türkiye’ye doğrultmasınlar demek kafi değildir. Bugün
Cumhurbaşkanımızın bayram namazı sonrası yaptığı açıklama son
derece değerli ve isabetlidir. Bu bağlamda aynen
katılıyorum."