Demirtaş: Hükumet barışın sesini duymak zorunda
Abone olBDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin etrafının bir savaş çemberiyle çevrelenmiş durumda olduğunu söyleyerek, "Halk barış istiyor....
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin etrafının bir
savaş çemberiyle çevrelenmiş durumda olduğunu söyleyerek, "Halk
barış istiyor. Hükümet de bu barış sesini duymak zorundadır. Şu
anda AKP hükümeti dışında bölgede askeri müdahale hevesi güden
kimse yoktur" dedi.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kadıköy’de Barış Mitingi düzenlendi.
İskele Meydanı’nda düzenlenen mitinge BDP Eşbaşkanı Selahattin
Demirtaş ve Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de katıldı. Miting
alanına gelen Demirtaş ve Önder, bir süre partililerle
selamlaştı.
Miting öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan
Demirtaş, “Bu yılki 1 Eylül önceki yıllarla kıyaslandığında en
fazla önem addedendir. Türkiye’nin etrafı şu anda özellikle
Ortadoğu’daki gelişmelerden kaynaklı bir savaş çemberiyle
çevrelenmiş durumda. Bugün barışa dair sözü olan herkesin sadece 1
Eylül’de değil her gün barış adına meydanlarda olması gereken
gündür. Türkiye toplumu barış istiyor. Bugün sokakta kime sorsanız
sağcısına solcusuna herkes ’barış’ diyecektir” dedi.
Hükümetin meydanların sesini duyması gerektiğini söyleyen Demirtaş,
“Hükümet de bu barış sesini duymak zorundadır. Şu anda AKP hükümeti
dışında bölgede askeri müdahale hevesi güden kimse yoktur.
Ankara’daki bir elit siyaset grubu dışında savaş isteyen yok. 1
Eylül meydanları da bunun fotoğrafıdır. Ankara’nın bu sese kulak
vermesi lazım. Halk şu anda aslında barış isteyen bir hükümet
olursa, hükümetin barış politikalarına destek olmak için sokakta.
Ama savaş yanlısı bir politika izlerse hükümete onun karşısında
olduğunu göstermek için de bugün alanlarda. Umut ediyorum Ankara’da
sağduyunun sesi hakim olur ve Türkiye hem dış politikada hem iç
politikada kalıcı barış için çaba sarf eden bir çizgiyi esas alır”
diye konuştu.
BDP’li Sırrı Süreyya Önder ise, İmralı’ya giden son heyette yer
almadığının hatırlatılması üzerine, “Barışa katkı sunmak için
heyette olmak şart değil. Bütün arkadaşlarımız bu müzakereleri
yürütebilecek yetkinliktedir. Bu nöbeti başka arkadaşlar alır.
Burada bir sorun yok. Fakat hükümetin bu konudaki tahammülsüzlüğü
ülkenin hakikati ile özdeşleşmiyor. Sorunu çözücü de değil. Yarın
bir gün sıkıntıya düşüldüğünde -ki hiçbirimiz istemiyoruz- bunlar
tek tek değerlendirilecek noktalar. Şu an nerede olursak olalım
hepimiz barışa katkı sunmalıyız. Ben de bunu yapıyorum. Yapmaya da
devam edeceğim” ifadelerini kullandı.