Demirel'den ülkeyi rahatlatacak formül
Abone ol9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'yi rahatlatacak bir formül önerisi olduğunu söyledi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'yi
rahatlatacak bir formül önerisi olduğunu söyledi.
Demirel, Ergenekon davası kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan
Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Gazeteciler
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın seçim öncesinde serbest
bırakılmasının ülkeyi rahatlatacağını öne sürdü.
Demirel, EkoEnerji Dergisi’ne yaptığı açıklamada, Türkiye’nin
rahatsız olduğu, halk kitlelerine bu rahatsızlığın intikal ettiği
bir zamanda seçime gittiğini öne sürerek, şunları söyledi:
“Türkiye bu kadar rahatsız, halk kitlelerine bu
rahatsızlığın intikal ettiği bir zamanda seçime gidiyor. Yani,
hukuksuzluğun diz boyu olduğu bir ülkedeyiz. Bilhassa Türkiye
Cumhuriyeti’nin kanunlarını uygulamada bu kadar çelişki, görülmüş
şey değil. Hem ‘Kanunu uyguluyoruz ne var bunda?’ diyorsunuz, hem
kanunları uygulamıyorsunuz veya yanlış
uyguluyorsunuz.”
SEÇİME GİDERKEN RAHATLATIN TÜRKİYE'Yİ
Ergenekon davasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Demirel,
Türkiye’de tutukluluk süreleri verilecek ceza noktasına geldiğini
iddia etti. Tutuklu olarak hapishanelerde tutulan kişilerin beraat
etmesi durumunda devletin kötü duruma düşeceğini öne süren Demirel,
“Ve tutukluluk süresinin hiçbir kural tanımaksızın böyle
ilâ nihai götürülmeye kalkışılması işkencedir. Türkiye’nin
hapishanelerindeki ahalinin yarısı için tutukluluk süresi çoktan
aşılmıştır. Memleketi rahatlatmak lâzım. Pekâlâ, general kaçıp
gidecek değil ya, niye tutuyorsunuz adamı? Profesör kaçıp gidecek
değil ki, niye tutuyorsunuz Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet
Haberal’ı veya Malatya Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu’nu veya
benzeri kişileri? Niye tutuyorsunuz gazetecileri, Mustafa Balbay’ı
ve Tuncay Özkan’ı? Niye tutuyorsunuz? Tutmayın. Seçime giderken
rahatlatın Türkiye’yi.”
ADALET SİYASİLEŞTİRİLMİŞ
“Bunlar adaletin işidir” demekle olmayacağını savunan Demirel,
“Adaletin işidir, ama pek öyle adaletin işi gibi görünmüyor. Çünkü
şöyle de bir inanç oluşmuş; yani adalet siyasileştirilmiş. Bu
iddialar da yüksek yargı organlarından çıkan iddialar. Bunu ben
söylüyor değilim ki, Yargıtay Başkanı söylüyor, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı söylüyor. Ve Anayasa değişikliğini yapmak suretiyle,
hâkimlerin tayinleri meselesini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu’nu bu şekle getirmek suretiyle yapılan muamele de, o
neticeyi veriyor. Bunları önemsiyor, seçime giderken böyle
değerlendiriyorum.” ifadesini kullandı.