Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014 yılında Cumhurbaşkanlığına aday olup,
partisinden istifa ettiğinde kendisini uğurlayan binlerce kişiye
“Bu bir veda değil, başlangıçtır” demişti.
33 ay sonra aynen dediği oldu.
Cumhurbaşkanı o gün partisinden ayrılırken Türkiye için de yeni
dönemin kapısını açarak, sistem değişikliğinde tarihi bir
başlangıç yaptı. Türkiye o gün belki bugünlerdeki değişimin
boyutunu tam anlamıyla anlayacak durumda değildi ama geldiğimiz
nokta büyük bir değişim ve dönüşüm projesiyle karşı karşıya
olduğumuz ve bu değişimi yaşayan nesil olarak tarihe imza attığımız
gerçeğidir.
Nasıl ki;
10 Ağustos 2014 halkın doğrudan sandığa giderek Cumhurbaşkanını
seçmesi Türkiye için bir milatsa, 16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi Değişikliğinin kabulü de bu miladın fiiliyattan
hukuka dönüştürülmesinin ilk adımıdır. Türkiye artık yeni bir
döneme girmiştir ve sistem değişikliği dün ilk uygulama ile start
aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti Genel Merkezi’ne giderek yasanın
kendisine verdiği hakkı kullandı ve AK Parti rozetini takarak
resmen partili Cumhurbaşkanı dönemini başlatmış oldu.
*****
*****
*****
TV kanallarından tarihi ana tanık olan milyonlardan biri
olarak AK Parti Genel Merkezi’ndeki törenden ve
Cumhurbaşkanı’nın yeniden AK Parti rozeti takarak Türkiye için bir
ilki oluşturan fiiliyattaki durumundan etkilendiğimi
belirtmeliyim. Kendisi de bu heyecanını ve mutluluğunu “879
günlük hasret sona erdi.Yuvama, evime, aşkıma dönmekten
mutluyum” sözleriyle belirtti.
Başbakan Binali Yıldırım’ında hakkını vermek lazım. Başbakan
olduğu 10 aylık dönemde, dünyada hiçbir ülkenin kolay
kolay göremeyeceği bir darbe girişimi, üst üste gelen terör belası,
küresel güçlerin finans krizi yaratma çabası, Suriye iç
savaşı gibi bir sürü ülkemizi derinden etkileyen olaylar
zinciriyle baş etti. Göreve geldiğinde bu görevin bir bayrak
teslimi olduğunu çok iyi biliyordu. Ve bu ülkenin son başbakanı
olacağını da…
Görev adamı olarak bu süreci çok iyi yönetti, bir önceki
Başbakan Ahmet Davutoğlu gibi Cumhurbaşkanı ile yönetim krizi
yaşamadı, yaşatmadı.
Dün Cumhurbaşkanına parti rozetini takarak 21 Mayıs’ta AK Parti
Genel Başkanlık koltuğunun yolunu da açtı. 21 Mayıs’ta önce parti
genel başkanlığını, eğer erken seçim yaşamazsak 2019 yılında da
Başbakanlık müessesesini kapatarak görevini sona erdirecek.
Binali Yıldırım’ı tarih bu ülkenin son Başbakanı olarak yazacak
ama, değişimi yönlendiren adam olarak da haklı bir yere mutlaka
koyacak.
*****
*****
*****
Bundan sonra ne olacak?
Sistem nasıl işleyecek?
Daha önce denenmemiş ve ülkemize has bir yönetim sistemi olduğu
için değişim ve dönüşümü millet olarak hep birlikte
yönlendireceğiz. Kodları anayasa değişikliğinin içinde
bulunduğundan adım adım sistem işleyecek.
2019’a kadar yol haritası belli.
Değişimin ikinci adımını 21 Mayıs’ta AK Parti Olağanüstü
Kongresi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti genel başkanı seçilmesi
oluşturacak. İktidar partisi bu kongrede MKYK, MYK’sını
değiştirecek. Ardından bir kabine değişikliği yaşanacak.
İktidar ve hükümet değişimiyle beraber, Meclis uyum çalışmaları
için hızlı bir tempoya girecek.
Bu arada iktidar partisi kendi içinde ilçe ve il kongre sürecini
başlatırken, içindeki FETÖ ile bağlantılı olanlar ile değişime ayak
uyduramayanları da temizleme yoluna gidecek. Aynı temizlik yerelde,
referandumda genelin altında kalan il ve ilçe belediye
başkanlıklarında yaşanacak. Bu kapsamda 6-7 büyük ilin
belediye başkanının görevden alınıp, yerine Meclis içinden bir AK
Partili üyenin vekaleten göreve gelmesi bekleniyor.
2018 yerelde ve genelde yatırım ve hizmet yılı olarak
belirlendi. 2019’un Mart’ında yerel seçimler, 2019’un
Kasımında Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri yapılacak.
Böylelikle Türkiye yeni yönetim sistemine tam anlamıyla geçmiş
olacak.