Defne'yi yazan Uluç'a yaylım ateşi
Abone olHıncal Uluç'un “Defne’nin ölümü tipik bir ‘Su testisi, su yolunda kırıldı’ olayıdır” yazısı büyük tartışma yarattı.
Foster’ın bir gecelik macera için kocasını aldatırken
öldüğünü öne süren Sabah yazarı Hıncal Uluç, yazısını “Defne’nin
ölümü tipik bir ‘Su testisi, su yolunda kırıldı’ olayıdır”
cümlesiyle noktaladı. Bu satırlar, özellikle sosyal paylaşım
sitelerinde ve kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Uluç'a destek
veren de var eleştiren de...
Evrim Sümer – Radikal Hayat/ Anne Çocuk Yazarı:
Bir
anne, ister kocasını aldatsın, ister genelevde çalışsın, isterse
terörist olsun, hepsinden önce annedir. Annenin çocuğuna olan
sevgisi, ilgisi hiçbir parametreden, hayat şartından, tercihten
etkilenmez. Ayrıca iki kişi arasındaki ilişkiye kimse müdahil
olamaz, yorum yapamaz.
Ayşe Özyılmazel: Bu yazı değil, bu resmen kötülük. Bir
yazı okudum, kanım dondu, bu kadarı fazla, çok fazla!
Serdar Arseven (Yeni Akit): Defne Joy Foster'ın
katilleri!...
Ben “Katilleri” işaret ediyorum!..
Sadece Defne’nin değil, milyonlarca Defne’nin katilleri!..
Pis herifler, reyting canavarları!..
Hoşunuza gidiyor değil mi ahlâksız herifler...
Hoşunuza gidiyor; kadın öyle orta malı, onun bunun kucağında
zıplatılmalı!..
Size bunalımlı gençler lazım; aileler çöksün ki daha fazla reyting
alasınız!..
Çöksün ki...
Daha fazla daha fazla!..
Pis Katiller!..
Rezil Herifler!..
Reha Muhtar (Vatan): O kocada sende olmayan her şey var
Hıncal Abi!..
Bir çocuğu korumasını hiç bilmiyorsun değil mi Hıncal Abi?..
Hayatta her zaman bir şeyler söylemek zorunda değilsin...Her zaman
bağırmak, kızmak öfkelenmek mecburiyetinde de değilsin...
İnsanların susacağı, susması gerektiği anlar, susması gerektiği
durumlar vardır... Bazen konuşulmaz susulur... İnsanlık adına, ölen
insan adına sukunet ve tevekkül gösterilir...
Ali Karahasanoğlu (Yeni Akit): Bırakın
artık, şu alkol avukatlığını!:
Öyle anlatıyorlar
ya.. “Yaşam biçimi dayatılıyor” diyorlar ya..
Onun için aktarıyorum, tüm bunların olmadığını..
Ve sonunda, evli bayan, aldığı içkinin tesiri ile fenalaşıyor..
Sonra da ölüyor..
Ve tek bir olayda, binbir rezaletin barındığı bu skandal, “yaşam
biçimi dayatılıyor” iddialarının gölgesi altında gerçekleşiyor.
Mehveş Evin (Milliyet): Fanatik dinciden
beter:
Peki ya “Hıncal abiii”ye ne demeli? Kendini, ölen kadının kocası
yerine koyup acısı üzerine dans etmeler? Küçücük bir bebeğin
annesiyle ilgili anısına ipotek koymalar? Haberci kuşları
kanalıyla “bekâr erkeğin” ağzından laf almalar? “Bir gecelik
ilişki” yaşandığına karar kılıp vaaz vermeler? Ne münasebet?
Metin Arolat: Demiş ki “Kim olduğunu bile
bilmem, yanımdan geçse tanımam”. Yine de kalemini saplamış
“su testisi su yolunda kırılır” diye. Keşke tanısaydın, keşke... O
zaman o kalemi kalbine saplar, yine de yazmazdın. Birileri onun
cenazesinde “Onu nasıl bilirdiniz” diye soracak. “Acımasızdı, kötü
kalpliydi” diye haykıracağım o zaman. Bunlar, Defne’mi bir kez daha
öldürdüler.
Sevim Gözay: Çocuğu, karısı, sevgilisi, aşkı,
seksi olmayan adamın “hıncı” bu kadar zehirli olabiliyor işte.
Işın Karaca: Kağıda dokunan kalem, kibritten daha
çok yangın çıkarır. Empati yapayım diyorum, hiçbir yere
sığmıyorsun.
Armağan Çağlayan: Vicdanın sesi olayım derken, vicdansızlığın sesi olmak!
Tuğba Özerk: Ben Hıncal Uluç’un insan olabilme
ihtimalini sevdim...
Pınar Altuğ: E Hıncal yuh ama! Pes, ben ne diyeyim sana!
Biricik Suden: Fuları biraz gevşetelim, beyine
oksijen gitsin. HINCını ALa ala bitiremedi hayattan. İnsanları
kötülemek, hatalarını çıkarmak neye iyi geliyor? Başkasına namussuz
demek sizi namuslu yaptı mı bari?
İsmet Berkan (Hürriyet): Hıncal Uluç: Bir provokatörün köşe yazarı olarak
portresi:
Türk basınında sağda solda küçük
Hıncal Abiler var; hiçbiri aslının yerini tutmasa, onun kadar
yaptığını başarılı yapamasa da, en entel kılıklı fikir gazetemizden
çok satanlara kadar her gazetede en az bir tane 'Hıncal Abi'
kılıklı yazar var maalesef.
Serdar Akinan (Akşam): Hıncallaşmak
Ahlak dersi vermek ne zamandır 20 yaşında kızlarla düşüp kalkan
bunu da kamuyla paylaşan 70 yaşındaki bir adamın işi oldu? Çocuğu
büyüdüğünde annesinin nasıl bir insan olduğu, nasıl hayatını
kaybettiği sorusuna kimin nasıl bir yanıt vereceği senin ve
toplumun meselesi değildir..
Pınar Reyhan – Hürriyet Aile Genel Yayın
Yönetmeni:
Umarım Allah ona doğal şartlarda, seviyeli ve kimsenin arkasından
"Aaa Hıncal Uluç nasıl böyle bir şey yaptı hiç yakışmadı" gibi
sözler sarf edeceği bir ölüm nasip etmez. Kendisini çok severim,
çok saygı duyarım ancak ölen birinin arkasından, hem de bu kadar
kanayan yaraya tuz basarak konuşulmaz.
UZMANLAR NE DİYOR?
Defne Joy Foster'ın ölümünün ardından
Uluç'un fitilini ateşlediği tartışmayı yorumlayan uzmanlar da ikiye
ayrıldı. YORUMLAR SONRAKİ SAYFADA
Prof. Dr. Nilüfer Narlı (Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji
Bölümü Öğretim Üyesi): Ölen bir insanın arkasından
konuşmamak gerekir. Çünkü onun amel defteri artık kapanmıştır.
Ölüme karşı öylesine bir kayıtsızlık var ki, bir kadının ölümü bile
onun yerilmesi için kullanılabiliyor.
'YARGILAMAK BİZE DÜŞMEZ'
Erhan Yaşar (Sosyal Psikolog): Kimse
kimsenin özel yaşamını yargılama hakkına sahip değildir. Bu kızın
hareketleri bize ters gelebilir. Ama biz kimiz? Niye bunu
yargılayalım? İnsan ilişkilerinde özgürlüğe inanıyorum. Ama bizde
özgürlük seviyesizlikle karıştırılıyor. Bu meseleleri çözmek için
öncelikle ailenin doğru yetiştirmesi gerekiyor.
'TOPLUMSAL BAKMIŞ'
Mehmet Paksu (Evlilik Danışmanı ve Yazar):
Hıncal Uluç, konuya toplumsal açıdan bakıyor. Sokağa çıksanız
insanların yüzde 90'ı Uluç'a katılır. En büyük varlığımız ve
kutsalımız olan aileyi sağlam tutmazsak dibe vurabiliriz. Evli bir
kadının, bekar bir kişiyle sabaha kadar kalması toplumun
kabulleneceği bir şey değil. Uluç bunu anlatmaya çalışmış.
'İKİSİ DE HAKSIZ'
Prof. Dr. Arif Verimli (Psikiyatrist): Bir
ölünün arkasından kendine vazife çıkarmak, yorum yapmak kesinlikle
etik değildir. Tamam, köşe yazarları toplumun marjinal düşünen
insanları ama bu konuda iki görüşü de haklı bulmuyorum. Kişinin
ölümü, başka insanlara ders olmasını sağlayacaksa köşe yazarlarının
yorum yapma hakkı vardır. Ama yorumun dozu kaçırılmamalıdır. Burada
ilişkilerin irdelenmesi, dozun kaçtığı noktadır.
'İKİSİ DE HAKLI'
Prof. Dr. Aladdin Asna (Marmara Üniversitesi İletişim
Fakültesi eski Dekanı): Defne Joy Foster bir magazin
figürüydü. Magazin figürünün ölümü, magazinle yakın ilişkili bir
olay. Ama bu düzeyde ele alınıp, işlenmesini tuhaf buluyorum. Her
iki yazar da söylediklerinde haklı, ama bu konunun içine
girmelerini haksız buluyorum.