Davutoğlu'ndan taşeron işçilerine kadro müjdesi
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, asıl işlerde çalışan taşeron işçilerinin seçimden sonra kadroya alınacağını müjdeledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yol-İş
Sendikası'nın düzenlediği törende, karayollarında çalışan 6417
işçiye kadro verildiğini belirterek, asli görevlerde çalışan
taşeron işçilerin seçimden sonra kadroya alınacağını
müjdeledi.
Davutoğlu'nun konuşmasından
satırbaşları
6417 karayolları işçisinin kadrosu hayırlı olsun. İnsan onurunun en önemli parçası emektir. Devletin asli görevi alın terinin hakkını vermektir. Alın teriniz kurumadan hakkınız verilecektir. Bu bizim için kutsal bir düstur, temel bir ilkedir.
Biz gerek geleneksel kültürümüzden, inancımızdan gelen temel kültürü harekete geçiriyoruz, onunla birlikte sosyal devlet ilkesi çerçevesinde sendikal hakların gereğini yapıyoruz. Bizler bu alanı bir çatışma alanı değil, birlikte Türkiye'yi ve dünyayı inşa etme alanı olarak görüyoruz.
Dünya emekçilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik
ediyorum. 1 Mayıs bundan sonra 12 Eylül darbelerinden bir daha
etkilenmeyecek ve ebediyete kadar Emek Günü, dayanışma günü
olacaktır.
Yarın alanlara çıkacak olan kardeşlerime sesleniyorum. Yarını bir düğün gibi, bir şölen gibi kutlamayalım. Sakın ola ki, marjinal grupların bir takım provokatörlerin oyununa gelmeyelim. Ben bir kez daha 1977'de Taksim'de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza taziyelerimi sunuyorum. O kara bir gündü. O zaman ben lise son sınıftaydım, o zaman İstanbul'a nasıl bir kara bulutun çöktüğünü hatırlarım. O gün provokatörler devreye girdiler ve kanlı bir pazar günü yaşandı.
O kanlı olaylardan sonra üç yıl içinde vatan evlatları sağcı ve solcu diye bölündü. Cepheler kuruldu, çatışmalar yaşandı. Benim okuduğum lisede bir bu taraftan bir diğer taraftan, Levent ve Kenan'ın ölümünü halen hatırlarım. Provokatörler bu kutuplaşmanın önünü açtılar ve karanlık 12 Eylül darbesi yaşandı. Bütün bu tecrübelerden sonra yarın meydana çıkacak olan bütün işçilere, bu acı hatıraları da hatırlayarak, bir daha bu ülkenin gerilimlere sahne olmaması için omuz omuza vermeye davet ediyorum. Gelin o hayatını kaybeden kardeşlerimizi birlikte analım. Tekrar birdaha bu tür kutuplaşmalara fırsat verecek olan davranışlardan uzak duralım. Taksim'e yarın gelecek olan herkese Taksim açıktır. Sembolik olarak gelecek olanlara açıktır. İlk fırsatta ben de oraya gidip bir karanfille orada anacağım. 7 Haziran'a doğru seçime giderken bu ülkede kaos çıkarmak isteyenlere fırsat vermeyelim.
Bütün kaybettiğimiz dostlarımızın emekçilerimizin hatıralarını analım. Ama bunu yasadışı gösterilerle bir çatışma ortamında yapmayalım. Omuz omuza verelim ve bir daha bu ülkeyi kimse karanlık ortama götürmeyecek diye haykıralım, haykıralım, haykıralım... İnadına özgürlük döyelim, inadına emeğin onuru diyelim. Bütün işçiler, bütün özgürlük yanlıları için yarın güzel bir gün olsun, bir bayram günü olsun. Onun için tekrar, bugün sabah İstanbul Valimizle de konuştum, tekrar çağrıda bulunuyorum, Taksim'de anmak için gidecek sembolik grup karanfillerini koysunlar. Sonra da gidip anmak hazırlanan meydanlarda gidip özgürce kutlasınlar.
Kim marjinal gruplarla şiddet ortamına gitmek isterse, bilinsin ki kamu düzeninden hiçbir koşulda izin verilmeyecektir. Yarın istiyoruz ki, 1 Mayıs 2015 güzel ve örnek bir gün olsun. Bütün vatandaşlarımızın özgürce bayramını kutladığ ıbir gün olsun. Ben Vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum. Bütün işçi konfederasyonlarımızın sağduyusuna güveniyorum.
Yarını bayram havasından karanlık bir güne taşımak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Sadece hükümet olarak biz değil, ey aziz işçilerimiz, hep beraber fırsat vermeyeceğiz.
12 yıl içinde devrim mahiyetinde reformlar yaptık. Sosyal
Güvenlik reformunu biz çıkardık. 1 Mayıs'ı İşçi Bayramı ilan ettik.
Tüm emekçilerimiz eskiden SSK kuyruklarında beklerdi. Şimdi bütün
hastanelerimiz açıktır. Darbe döneminin yasalarını birer birer
kaldırdık ve toplu iş sözleşmesi kunununu hayata geçirdik, 350 bin
işçimiz sendikalı oldu. Müstakil iş güvenliği yasası çıkardık.
Masa etrafındaki bütün sendikalar, hükümet olarak biz,
emekçilerimizin iş güvenliğini konuştuk. En fazla onur duyduğum
hizmetlerimizden biri, iş güvenliği yasasını çıkarmış
olmamızdır.
Bundan sonra bizzat takip edeceğim, iş güvenliği yasasının
uygulanması konusundan en ufak bir taviz vermeyeceğiz.
Memurlarımıza yıllardır beklediği toplu sözleşme hakkını da biz
verdik.
2008'den bu yana 6 milyon yeni istihdam alanı açtık. Geçen yıl 1 milyon 400 bin vatandaşımıza iş imkanı bulduk.
Bir kere şunun bilinmesini isterim, taşeron meselesi Ak
Parti iktidarının bulduğu birşey değildir. Taşeron meselini ilk
olarak 1936'da CHP iktirarında başladı. Önümüzde bulduğumuz bu
devasa problemi çözmek için bir çok adım attık. İlk önce
işçilerimizin haklarını tanzim ettik. Onlara asgari üç yıllık
sözleşme şartı getirdik. Ayrıca ücretli izin hakkı sağladık.
Ücretlerin tam ve zamanında ödenmesi şartını getirdik. Bütün bunlar
yetmediği gibi gecen sene, yani taşeron işçileriyle asıl işçiler
arasındaki eşitsizlikleri giderdik. 2014'te başlayan yasal süreç
başladı, asıl iş yapanlar taşeron işçi olarak çalışmayacak.
Bakanlar Kurulu'na bu yetki verildi, o günde bu yana tasnif
ediyoruz. Asıl iş alanlarında kesinlikle taşeron işçi uygulamasına
son vereceğiz. Yardımcı işçi hizmet alımı olan alanları da tek tek
tanımlayıp sınırlayacağız. Belli ihtisas alanlarında yardımcı iş
uygulamasına devam edeceğiz, ama bunlar hiçbir zaman asıl işlerde
çalıştırılmayacak.
Karayollarında çalışan taşeron işçilerimize kadro imkanı
veriyoruz. Bu karara ulaşmak için saatlerce görüşmeler yaptık. Ben
tek tek sizlerin ne şartlarda çalıştığınızı dinledim.
Karayollarında çalıştığınız işçiler, asıl iş yapıyorsunuz, yardımcı
iş yapmıyorsunuz.
Bu ilk aşamadan sonra bütün sektörlerde tek tek tasnif
yapacağız, seçim sonrasında asıl işte çalışan bütün taşeron
işçilerimize bu müjdeyi vereceğiz inşallah. Tek kriterimiz var,
asıl işte çalışıyor olmak.