Davutoğlu’ndan önemli açıklamalar
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır’daki darbeden 10-15 gün önce Başbakan’ın talimatıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Kahire’ye gidip Mu...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır’daki darbeden 10-15 gün
önce Başbakan’ın talimatıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Kahire’ye
gidip Mursi ile görüştüğünü belirterek, "Tutuklandıktan sonra benim
de Kahire Büyükelçiliğimiz aracılığıyla Mursi ile görüşme talebim
oldu. Mısır’la şu an bile gizli diplomasiyi sürdürüyoruz" dedi.
24 TV’de Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu’nun
moderatörlüğünde ekrana gelen "Yeni Türkiye" programına katılan
Davutoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Suriye’de yaşananların insan olanın tahammül edebileceği şeyler
olmadığını belirten Davutoğlu, "Bugün hiçbir olay Suriye’de yaşanan
insanlık dramını ve insanlık suçunu örtemez. Şam’da bir kimyasal
silah saldırısı bilgisi geldi ve ilk rakamlar 400-600 civarında ölü
olduğuydu. Daha sonra Milli Güvenlik Kurulu toplantısı için bir
araya geldiğimizde bu sayı 1187’ye çıktı. Hepimizin gözleri doldu,
çünkü o sırada Milli İstihbaratımız’ın da tespit ettiği bazı
görüntüler de gösterildi. İnsan olanın tahammül edebileceği
görüntüler değil, büyük bir katliam, büyük bir insanlık suçu artık
bu insanlık suçu sonrasında da hala Suriye konusunda ve Ortadoğu’da
yaşananlar konusunda vicdanı ve gözü kör olanların bu şekilde
kalmasını kabul etmek mümkün değil" dedi.
Suriye’de yaşananların derhal araştırılmasını istediklerini
belirten Davutoğlu, "Buraya gelirken Birleşmiş Milletler (BM) Genel
Sekreteri Ban Ki Mon’la görüştüm. Hemen akabinde İran Dışişleri
Bakanı Cevat Zarif ile görüştüm. Kimse burada kimyasal silah
saldırı yok demiyor. Suriye rejimi dahi bunu kınıyor biz yapmadık
diyor. Bu konuda ben BM Genel Sekreteri’nden iki konuda talepte
bulundum. Acil olarak BM Genel Konseyi’nin toplanmasını ve buraya
gidilip derhal araştırılmasını talep ettim. Şu anda orada araştırma
yapan ekip üç yerde yetkilendirilmiş diğerleri için Suriye
rejiminin izin vermesi lazım. Derhal izin verilmesi için İngiltere
ve diğer bazı ülkelerle de mektup gönderiyoruz. Başka bir grup
yaptıysa o grubun cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız"
diye konuştu.
Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın darbeden önce Mursi ile
görüştüğünü belirterek, "30 Haziran’daki gösterilerden 1 hafta 10
gün önce Sayın Başbakan’ımız özel bir görevlendirmeyle bir
arkadaşımızı Mısır’a gönderdi. Sayın Mursi ve diğer güvenlik
yetkilileriyle de görüşmeler yapıldı. Olağanüstü hal yaşanmasın
diye söyleyeyim MİT müsteşarımız gitti. Durumu kritik gördüğümüz
için oranın güvenlik yapısıyla ilgili değerlendirmelerde bulunduk"
ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Tutuklandıktan sonra benim de Kahire Büyükelçiliğimiz
aracılığıyla Mursi ile görüşme talebim oldu. Mısır yönetimi,
‘Davutoğlu, ikinci evi gibi gelsin. Ancak tutuklu liderlerle
görüştüremeyiz’ dediler. Bunun üzerine gitmedim. Çünkü 12 Eylül
döneminde bir ülkenin bakanı gelip Demirel’le görüşmeseydi nasıl
bir görüntü ortaya çıkardı? Mısır’a gidip Mursi’yi görmeden
dönseydim, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir temsilcisi darbeyi
destekliyor gibi anlaşılırdı" dedi.
Aktif dış politika konusuna değinen Davutoğlu, "Aktif dış politika,
darbeyi mazur gösterecek şekilde Mursi ile görüşmeden yönetimle
görüşmekse biz bunu yapmayız. Buna aktif dış politika değil darbeye
meşruiyet kazandırma denir. Ama aktif dış politikanın gereği olan
şeyler, perde gerisinden bir gizli diplomasiyle, bakın bunların bir
kısmını ilk defa açıklıyorum, gizli diplomasiyle bir faaliyet
yapmaksa biz bunları şuanda bile sürdürüyoruz. Ama o faaliyet
sürerken çıkıp biz şunu yapıyoruz demek, o faaliyete zarar verir"
ifadelerini kullandı.
ABD’ye 3 mesaj ilettiklerini belirten Davutoğlu, "ABD’nin
açıklamaları dolayısıyla Başbakanın konuşmasına muktadil oldum.
Gece Başbakanın konuşmasının tamamını çıkartarak okudum. Sabah da
ABD’ye şu üç mesajı ilettik: Türkiye ile ABD dost ve muttefik iki
ülkedir. Aramızdaki kanallar açıktır. Türkiye ve ABD birbirleri ile
basın üzerinden konuşmazlar. Basına yansımış şekliyle tepki
verilmesi tasvip ettiğimiz bir konu değil.
Bu konuşmada ABD adı bir kere bile geçmiyor. Tepki verecekse İsrail
versin. ABD’nin adı geçmeyen metin için ABD’nin bizi kınamasını
kabul etmeyiz. Katliamlara kaç kere kınama geldi?" diye
konuştu.
(İHA)