Davutoğlu'ndan flaş Pensilvanya açıklaması: Neden gitti?
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, 2013’te ABD Pensilvanya’da Fethullah Gülen’le yaptığı son günlerde gündeme getirilen görüşmesinin detaylarını anlattı.
Erdoğan’ın 2013 yılı Mayıs ayında Gülen’e “dön” çağrısı
yaptığını anımsatan Davutoğlu, “Bunu iyi niyetimizle
yaptık, sivil toplum alanında tutabilir miyiz diye yaptık.
Yurtdışında örgütlenerek başka istihbarat ya da dış ülkelerin
tesiri altında olan bir yapıya dönüşmüş olmaları konusu vardı. Onun
için Türkiye’ye davet ettik” dedi.
Milliyet Gazetesi'ne yaptığı açıklamada Gülen’in kendisine
“Şimdi vakti değil” yanıtı verdiğini belirten
Davutoğlu, “Bugün anlıyorum ki, ‘Şimdi değil’ demekle
Aralık ayındaki darbeyi bekliyormuş. Humeyni’nin İran’a döndüğü
gibi dönecekti” diye konuştu.
İşte Başbakan Davutoğlu'nun Pensilvanya
ziyaretinin detayları:
Bakın ben hayatta yalan söylemedim, hiçbir şeyi gizli yapmadım,
devletin gizli işleri hariç. 2013 yılında Eylül ayında BM Genel
Kurulu’na gittiğimizde, Başbakanımızın (2013’te Başbakan olan
Erdoğan), Cumhurbaşkanımızın (2013’te Cumhurbaşkanı olan Gül)
bilgisi dahilinde gittim, doğrudur. Fethullah Gülen ile 2 veya 3
kere karşılaştım. Ondan önceki son karşılaşmam da 1995 yılında
sempozyumda tebliğ sundum, kendisi teşekkür etti, o kadar. Son bir
kez, gidişatın kötüye doğru gitmekte olduğunu biliyorum. Elimizde
istihbarat raporları var. Ne yapmakta, neyi hedeflemekte
olduklarını görüyorduk.
GELSİN İSTEDİK
Açık ve net mesajımızı onlara son bir kez, açıkçası vermek istedik.
Birkaç saat görüştük, son bir çağrı ile meşruiyet çizgisi içinde,
sivil toplum ya da cemaat yapısı içinde kalınması ve bunun için de
Türkiye’ye dönmesini istedim. Cumhurbaşkanımız 2013’ün
Mayıs’ında Gezi olayları oldu, Mayıs’ta ‘gel diye’ çağrı yapmıştı.
Çünkü dışarıda ne çevirmekte olduğunu ve hangi yabancı unsurların
tesirinde olduğunu bildiğimiz için Türkiye’ye gelsin
istedik. Bu bir testti, sınavdı. Kendisi ‘şimdi vakti
değil’ dedi. Her ne surette olursa olsun, hükümete karşı, devlete
karşı bir tavır içinde olmayacağını söyledi. Ak Parti’ye karşı da
tavır içinde olmayacağını söyledi.
SON BİR HAMLEYDİ
Onlar kaydetmeye meraklı, neyse kayıtları çıkarsınlar. Hayatta
yalan söylemedim. Ekrem Dumanlı denilen kişi beni
tehdit ediyor, ‘Yedi, içti’ diyor. Biz yemeğe mi
gitmişiz?
Son derece saygılı karşıladılar. Saygı ifade ettiler.
Yayın organlarınız, Suriye konusunda, rejim ağzıyla
yayın yapıyor, Türkiye’yi eleştiriyor, bilmediğiniz konu ise bana
sorun, bildiğiniz konu ise başka ülkelerin devletlerine yakın tavır
sergilemeyin’ dedim.
Şunu da söyledim; ‘büyük bir birikim, insan birikimi var
bürokraside, ama yanlış işlerle bunu kimse harcamamalı, yanlış iş
yapmamalı’ dedim. Meşruiyet zeminine çağrı için son bir
hamleydi. Eğer o gün dediklerimizi dinleselerdi bugün meşruiyet
sınırları içinde kalsalardı ve çekilselerdi sivil toplum alanına
iddia ettikleri gibi eğitim alanına çekilselerdi, istihbaratçılık
yapmaktan, devlete nüfuz etmekten kaçınıp doğru dürüst birçok diğer
yapı gibi kendi doğasında seyreden bir sivil toplum olsalardı şu
anda ne Türkiye devleti zarar görürdü ne yaptıkları faaliyet zarar
görürdü ne de bu gereksiz süreçler yaşanırdı.