Davutoğlu'ndan cemaate olay benzetme
Abone olİnternet gazetelerinin temsilcilerini de bu gezilerde misafir eden Davutoğlu, Van'dan Eskişehir'e hareketinden sonra gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
İNTERNETHABER-
SÜLEYMAN ÖZIŞIK: Partisinin il kongrelerine
katılan Başbakan Davutoğlu dün sabah saatlerinde Van'daydı.
Başbakanlık kortejeninin geçtiği cadde ve sokaklarda büyük sevgi
gösterileriyle karşılanan Davutoğlu, asıl coşkulu karşılamayı ise
parti kongresinin yapılacağı Van Fuar ve Kongre Merkezi’nde
yaşadı.
AK Parti Van İl Başkanı Zahir Soğanda’nın Kürtçe ‘Hoş geldiğiniz’
sözüne Kürtçe ‘Hoşbulduk’ diye cevap veren Davutoğlu uzun süre
alkışlandı. Kısa tuttuğu ziyaretin ardından Van'dan Eskişehir'e
hareket eden Başbakan Davutoğlu, uçakta internet medyası
temsilcileriyle sohbet etti ve sorularını cevapladı.
HDP lideri Selahattin Demirtaş ve paralel yapı hakkında önemli
açıklamalar yapan Davutoğlu en önemli mesajını ise Cumhurbaşkanı
Erdoğan ile arasını açmaya çalışan kesimlere gönderdi.
Zaman yetersizliğinden dolayı sadece gündemi meşgul eden konularda
sorular yönelttik Başbakan'a...
İşte o sorular ve aldığımız cevaplar:
SÜLEYMAN ÖZIŞIK: Medyada bugün Sayın Cumhurbaşkanı'nın, "Bizi Sayın Başbakanımla karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar" şeklinde bir ifadesi yer aldı. Siz de böyle bir çaba görüyor musunuz? Cumhurbaşkanı ile yaşadığınız bir sıkıntı var mı?
AHMET DAVUTOĞLU: Geçen sene Gezi'den beri bazı
kesimilerin sürekli bir hesapları söz konusu oldu. Türkiye'de var
olan istikrarı zedelemek için hep bir olağanüstü durum peşinde
oldular bir takım çevreler. Gezi sürecinde denediler olmadı. 17-25
Aralık darbe girişimi keza. Hükümet ve parti üzerinde manipülatif
girişimlerle bir şüpheli durum oluşturmaya çalıştılar. 30 mart
seçimlerinde millet bunlara gereken cevabı verince bunlar artık,
Gezi'de olsun, 17-25 Aralık'ta yapamadıkları şeyleri Ak Parti
içerisinde karışıklık çıkartarak yapma girişimine soyundular.
Sürekli olarak Cumhurbaşkanlığı konusunda bir karışıklık
pompaladılar. Bir çatışma çıkarmaya çalıştılar. Ama bu olmadı.
Herkes, tüm teşkilat tek bir aday üzerinde, Sayın
Cumhurbaşkanımızın ismi üzerinde kenetlendi ve Cumhurbaşkanımız
milletimizin büyük teveccühü ile seçildi. Baktılar bu olmadı
ardından acaba Başbakanlık konusunda bir ihtilaf çıkartabilir miyiz
derdine düştüler ama bu da olmadı. 3 dönem kuralına takılan
milletvekillerini manipüle etmeye çalıştılar. Bunda da muvaffak
olamadılar. Şimdi de seçilmiş Cumhurbaşkanı ile seçilmiş Başbakan
arasında bir tefrika çıkartabilir miyiz peşindeler. Ama tabi
onların bilmedikleri bir şey var: Bizde bir dava ahlakı vardır.
Meseleye bakışımız budur. Bizim sayın Cumhurbaşkanımızla
dostluğumuz düne dayanmıyor. Ben Dışişleri bakanlığımdan önce 7 yıl
süreyle Sayın Cumhurbaşkanımızın ki o zaman Başbakanımızdı
kendileri Baş Danışmanlığını yaptım. Ailemden daha çok Sayın
Cumhurbaşkanımızla birlikteydik. Keza Sayın Cumhurbaşkanımız da
aynı durumdaydı. Dışişleri Bakanlığım döneminde de gelişen tüm
krizlere, tüm manipülatif saldırılara karşı birlikte mücadele
ettik. Bu bağlamda onların beklentileri kursaklarında kalacaktır.
Bizim aramızda bir ihtilaf çıkmaz tekraren söylüyorum bizim dava
ahlakımız buna müsaade etmez.
NEVZAT ÇİÇEK: Biraz polemik istiyor sanki bir takım çevreler. Sizin üslubunuz malum. Retorik çok iyi. Acaba çatışma sevmeyen bu üslubunuzu mu kaşımaya çalışıyorlar?
AHMET DAVUTOĞLU: Benim gerektiğinde ne kadar
sert konuşyuğumu herkes bilir. Mavi marmara hususunda birleşmiş
milletler genel kurulunda yaptığım konuşmada verdiğim sert tepki
ortadadır. Gerektiğinde çatışmayı da iyi biliriz.
Bakın polemikse gerektiğinde yapılır. Ama hayatın her anı polemikle
geçirilmez. Dikkat edin Kılıçdaroğlu da Bahçeli de sadece kendi
cenahlarına konuşmaktadırlar. Siz eğer Türkiye'nin partisi olma
iddiasındaysanız her kesime hitap edebilmelisiniz. Öyle olmalı ki
her yerde oy alabilesiniz. Mesela bakın biz geçen hafta Erzurum'da
... konuştuk ardından Balıkesir'e geçtik ve orada da Kuvay-i
Milliye ruhuna atıfta bulunduk. Bu hafta Van'da kardeşlikten, tüm
provakasyonlara rağmen çözüme olan inancımızdan bahsettik.
Türk-Kürt kardeşliğine olan inancımızı tekrarladık. Eskişehir'de
ise Van'ın selamını paylaştık. Feqi Teyran ile Yunus Emre'nin
kardeş olduğunu ve aynı duygularda birleştiklerini dizeleriyle
aktardık. Türkiye'nin tümünün partisi olma iddiasının gereği budur.
Türkiye'nin yeni bir siyaset yapma diline ihtiyacı vardır.
NEVZAT ÇİÇEK: Çözüm süreci toplantılarınız devam ediyor efendim. Her şey yolunda mı çözüm sürecinde?
AHMET DAVUTOĞLU: Bu tür süreçlerde her şey yolunda demek kolay değildir. Her şey iyi giderken birden bire bir provakasyonla karşılaşabilir ve ortam bir anda sıkıntıya girebilir. Şua anda 6-7 Ekim'e göre iyi durumda tabi süreç ama bu tarafların olaya yaklaşımlarına bağlıdır. Biz 6-7 Ekim sonra soğuk kanlı bir şekilde meseleya yaklaştık ve Yasin Börü'nün katillerini yakaladık. Çözüm sürecini asla gözardı etmeden, kamu düzenini esas alarak ilerlemeye devam ediyoruz. Kamu düzeni olmazsa olmazımızdır. Bölgedeki illegal faaliyetlerde, haraç toplamadır, yol kesmedir, adam kaçırmadır bu tür olaylarda ciddi bir azalma yaşanmaktadır. Çözüm süreci sabır gerektiren bir süreçtir. Kararlı bir şekilde, kamu düzeninden asla taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz.
SÜLEYMAN ÖZIŞIK: Efendim Selahattin Demirtaş
çözüm sürecinde kendisinin muhatap alınmadığını, iktidarın
kendisinden habersiz bazı HDP'lilerle görüştüğünü söylüyor. Bu
iddia doğru mu?
AHMET DAVUTOĞLU: Öyle mi dedi Sayın Demirtaş? Peki
Pervin Buldan, İdris Baluken kimi temsil etmektedir? Adalet,
herkese hakkını vermek demektir. Ben kendisini 1 Ekim'de
başbakanlıkta ağırladım. Başka bir partinin eş başkanı olarak
ağırladım. Ve gönlümü açarak konuştum kendisiyle. Siyasi bir risk
aldım. Kendisi görüşme sonrasında "çok olumlu bir görüşme
gerçekleştirdik" açıklamasında bulundu. Sonra n'oldu?
6 Ekim'de Diyarbakır'da sosyal medya mesajlarıyla büyük bir tahrike
sebep oldu Demirtaş. Lider olduğunuzda sorumluluk sahibisiniz.
Söyleyeceğiniz her sözden mesulsunuz. Ayrıca benim görevlendirdiğim
bakanların görüşmeleri benim adıma yapılmaktadır. Diğer eş
başkanlarla görüşmeler sürmektedir. Kaç tane eş başkan var bilemem.
Ve eğer bir siyasi muhatap alınmak istiyorsa sorumluluk bilinciyle
davranmalı, soğukkanlı yaklaşabilmelidir. Selahattin Demirtaş'tan o
süreçte olayları yatıştırıcı mesajlar bekledik. Kendisini bizzat
aradım. Ama işte yaşanan olaylar ortada. Fakat son süreçte HDP
içerisinde farklı sesler, özeleştiri yapan isimler görüyoruz. Bu
gerçekten memnuniyet veren bir durumdur.
NEVZAT ÇİÇEK: Edendim kamu düzeninin sağlanması manasında şu an neredeyiz? 6-7 Ekim olayları sonrasında şu an gelinen noktayı akatarabilir misiniz
AHMET DAVUTOĞLU: Bugün Van'da hep birlikte gördük. Bir şekilde hayat normal akışında. Gayet huzurlu ve kontrol altında her şey. Yepyeni bir şehir inşa edildi Van'da. Olaylar dinmiş. Bizim kararlı tutumumuz sonuçlarını veriyor. Provokasyonlarla ortalığı karıştıranlara da göz yummuyoruz. Bakın medyada pek yer almadı ama 6-7 Ekim olaylarında ortalığı karıştıranlar şimdi tek tek hesap veriyor. Şu ana kadar yaşanan olaylardan dolayı 800 kişi tutuklandı. Bunlar tutuklananlar. Yaklaşık 3 bine yakın kişi gözaltına alındı ve sorgudan geçirildi.
SÜLEYMAN ÖZIŞIK: Efendim çözüm süreciyle alakalı bir takvim var mı paylaşabileceğiniz? Bazı çevrelerden gelen açıklamalar var ve o açıklamalarda 2015 yılının ortalarında PKK'nın tamamen silah bırakacağı konuşuluyor. Sizin böyle bir beklentiniz var mı?
AHMET DAVUTOĞLU: Her hangi bir takvimi sizinle paylaşmam mümkün değil. Yeni bir takım adımlar atıyoruz. Bu adımlara göre sürecin nasıl ilerlediğini hep birlikte göreceğiz. Gönül ister ki bu çözüm hemen şu an gelsin. Ama işte bölgemizdeki karışıklıklar ortada.
NEVZAT ÇİÇEK: Efendim Kandil ve İmralı arasında çözüm süreci ile ilgili bir ihtilaf durumu söz konusu. Kandil sürekli Cemil Bayık vb isimler vasıtasıyla çok tehditkar ve tahrik edici bir dil kullanıyorlar. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
AHMET DAVUTOĞLU: Bakın bunlar geçen
sene Mayıs ayında silah bırakacaklardı. Gezi olayları ile süreç
karıştı. Açıkçası Gezi olaylarıyla bunların arasında bir bağlantı
olduğunu düşünüyorum. Çözüm süreci tam sonuca varacakken işte o
olaylar meydana geldi. Her şey bir anda durdu. Açıkçası ne zaman
çözüm süreci sona yaklaşsa hemen bir provakasyon yaşanıyor ve süreç
tıkanıyor. Bu rahmetli Özal'ın ölümüyle de böyle oldu. Refahyol
hükümetinin düşürülmesiyle de çözüm süreci tıkandı. Yakın
tarihlerde de yaşananlar benzer. Habur sürecinde yaşananlar, Oslo
sızdırmaları hep çözüm sürecini sabote etti. Yalnız bu işi yapanlar
şimdi çok şaşkınlar. Çünkü ülke yönetimi sendelemedi. Hep
sendeletmişlerdi ama bu sefer başaramadılar. hükümetimiz çok
kararlı bir şekilde yaşanan tüm olumsuzluklara süreci sürdürmeye
niyetli olduğunu açıkça göstermiştir. Ak partinin bu tavrı heyecanı
da dimdik ayakta tutmaktadır. Türkiye'de istikrarın, birlikte
yaşamanın, huzurun tek adresi Ak Partidir.
NEVZAT ÇİÇEK: Sayın başbakan, bazı medya
çevrelerinde iddia edildiği gibi MGK'da cemaatlerle ilgili
karaar alındı mı?
AHMET DAVUTOĞLU: Bakın cemaatler lafı ve hatta cemaat söylemi son derece yanlış. Bizim için cemaatler, değerli toplululuklardır. Cemaat denilen oluşum eğer, bürokraside olsun, tsk'da olsun yargı içinde, emniyette paralel bir yapılanma gerçekleştiriyorsa bu bir örgüt olur. Soruyorum size bunun nesi cemaat olabilir Allah aşkına. Yoksa bizim için tüm cemaatler çok saygın kurumlardır. Burada tedbir alınan ve üzerine kararlılıkla gidilecek olgu paralel yapılanmadır. Bu ayrımı çok ama çok iyi yapmalıyız. Altını bir kez daha çizmek isterim mgk'da cemaatler konusu kesinlikle gündeme gelmemiştir. Cemaatlerin tümü bizim için saygın müesseselerdir. Ve bizim dönemimizde tüm cemaatlerin özgürlük alanlarının ne kadar genişlediği ortadadır. Bu rahatlıktan kaynaklanan suistimalleri dahi tolere etmeye çalıştık. Sabırla yaklaşmaya çalıştık. Sen tutacaksın bir ülkeninin başbakanını dinleyeceksin, evine makamına böcekler yerleştireceksin, dışişleri bakanını dinleyeceksin, yüzlerce, binlerce işadamı, gazeteci, bürokratı dinleyeceksin ondan sonra da buna cemaat diyeceksin. Bunun neresi cemaat soruyorum size? Kiramen katibin melekleri mi bunlar?
SERKAN KALEMCİLER: Sayın Başbakan uçağımız inmek üzere artık biraz yeni Türkiye'de yeni medyayı konuşalım isterim. Yeni Türkiye'yi yeni medyadan uzak görüyoruz. İnternet medyasını düzenleyen yasa hala çıkamadı.Bir yasamız bulunmamasına rağmen davalarla vs boğuşuyoruz..
AHMET DAVUTOĞLU: Bu konuda bir
çalışmada bulunduk. Konu hakkında arkadaşlara hemen talimat
vereceğim. Sürecin hızlanması için takipçi olacağım. Bence de bu
konuda derhal bir adım atılmalı. Çünkü bulunduğumuz çağda artık
telefonlarla her dakika haberlere, güncel gelişmelere ulaşmamız
mümkün. Ben açıkçası sürekli takip ediyorum internet gazetelerini
ama açıkçası kağıt gazete kokusunu da seven de biriyim. Kitaplarla,
kağıtla ilişkimi biliyorsunuz. Buna da bir çözüm bulursanız
tamamdır. Ancak bundan sonra sık sık bir araya gelelim ve bu
sorunları da kanuşalım.
SÜLEYMAN ÖZIŞIK: Son bir soru sormak isterim
izninizle. AK Parti'nin kongrelerinin yapıldığı salonlarda yeni
sloganlar dyuyoruz. Bugün benim Van'da duyduğum size atfedilen
birkaç slogan oldu. "Davutoğlu hoca, bizi Osmanlı'ya
götür" gibi veyahut, "Başbakan Ahmet vatan sana
emanet" gibi sloganlar. Bunların içinde sizin en çok
beğendiğiniz bir slogan var mı?
AHMET DAVUTOĞLU: Bizim milletimizin çok ilginç bir
geleneği var. Ben buna ozan geleneği diyorum. Böyle aniden ve çok
spontone gelişen sloganları oluyor. Halk kendi evladını görünce
kendi sloganını üretiyor. Mesela bazıları, "Bilge
Başbakan" diye sesleniyor. Önemli olan milletin gönlünde
yer etmek. Hem akademik hayatımda, hem siyasi hayatımda
gördüğün birşey var. Samimiyet gören millet samimi yaklaşıyor. Bu
da beraberinde böylesine güzel sloganları getiriyor. Doğrusu şu ana
kadar atılan tüm sloganları ben çok benimsedim ancak bundan
önemlisi o sloganlardaki çağrıya layık biri olmaya çalışıyorum.