Davutoğlu’na tam destek
Abone olAK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, “AK Parti’de bir nefer olmakta, AK Parti’de Başbakan olmakta aynı derecede onurlu bir görevdir....
AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, “AK Parti’de bir
nefer olmakta, AK Parti’de Başbakan olmakta aynı derecede onurlu
bir görevdir. Hiçbir zaman görev beklentisi içinde olmadım ve bu
düşünce ile bu partide siyaset yapmadım” dedi.
Parlamentoda basın toplantısı düzenleyeceğinin duyulmasından sonra
adına çeşitli spekülasyonların yapıldığı AK Parti İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım, basın toplantısında istifa edeceği
yönündeki beklentileri boşa çıkardı. Kurucusu olduğu AK Parti’nin
bir neferi olmaktan her zaman gurur duyduğunu belirten Binali
Yıldırım, 2002 yılından bu yana AK Parti’ye gösterilen desteği
anlattı. Binali Yıldırım, “10 Ağustos’ta da Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde partimizin kurucu Genel Başkanı, Başbakan, değerli
liderimiz Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin seçilmiş 12.
Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanlığı devir teslimi ile beraber, bir
gün önce yapılacak olağanüstü kongre ile birlikte bir genel
başkanlık seçimi gerçekleşecek. 10 Ağustos ve 21 Ağustos arasında
geçen sürede olağanüstü genel kurulda kimin AK Parti Genel Başkanı
olacağına dair parti içindeki temayül yoklamaları, istişareler ve
parti mekanizmalarının çalışma sürecini hep birlikte izledik. Bu
süre içinde birçok arkadaşımızın ismi gündeme geldi. Bu soru ile
her bir arkadaşımız muhatap oldu. Bana da bu soralar yöneltildi ve
şöyle denilmişti, ‘muhtemel genel başkan adayları arasında isminiz
geçiyor ne diyorsunuz’ dediler. Benim verdiğim cevap , ‘bizim AK
Parti grubu olarak 313 milletvekili var, hepsi genel başkan olacak
kalite ve kapasiteye sahiptir. Bizde bir liderlik kavgası olmaz.
Yapılacak istişareler, parti için yapılacak temayüller neticesinde
en uygun sonucu elde ederiz’ demiştim. İlk olarak MKYK toplandı,
daha sonra partimizin genişletilmiş il başkanları toplantısı
yapıldı, arkasından da milletvekili grubumuz bir araya geldi ve
kendilerine ‘genel başkan olarak kimi görmek istersiniz’ sorusu
soruldu. Muhtemel genel başkan adayları ortaya çıktı. Sonuçta dün
itibari ile genel başkanımız, seçilmiş Cumhurbaşkanımız, 27 Ağustos
olağanüstü kongrede genel başkanlığa aday olacak arkadaşımızı
resmen açıkladı Bu isim Ahmet Davutoğlu” diye konuştu.
DAVUTOĞLU’NA TAM DESTEK
Genel Başkanlığa aday olacak Ahmet Davutoğlu’ndan övgü ile bahseden
Binali Yıldırım, “Ahmet Davutoğlu bey ile beraber biz 60. ve 61.
hükümetlerde birlikte çalıştık. Aynı Bakanlar Kurulu’nda görev
yaptık. Kendisi birikimli, akademik kariyeri geniş, çalışkan ve
gayretli bir arkadaşımız. Kendisinin bu göreve layık görülmüş
olmasından dolayı duyduğum memnuniyeti ifade ediyorum ve kendisine
başarılar diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra AK Parti
ülkemiz için, milletimiz için, 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi için
çalışmaya gayret edecektir” şeklinde konuştu.
Basın toplantısını duyurduğu andan itibaren sosyal medyada çok
çeşitli bir haber trafiğinin başladığını söyleyen Yıldırım,
“Yoğunlaşılan şey, ‘acaba Binali Yıldırım ne diyecek, aykırı çıkış
mı yapacak’ gibi bir takım spekülasyonları maalesef izledim. Şunu
paylaşmak istiyorum, 10 Ağustos ile birlikte Türkiye yeni bir
siyasi yola girmiş durumdadır. Bu yol yeni Türkiye yoludur. Yeni
Türkiye’de hedef demokrasimizi daha da geliştirmek, yeni Türkiye’de
hedef halkımızın refahını artırmak, büyük Atatürk’ün bize işaret
ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmaktır. Ülkenin,
bölgesinde istikrarın, güvenin timsali, dünyada da sözü dinlenen
bir Türkiye oluşturulması ve Türkiye’nin dünyanın 10 büyük
ekonomisi arasında yerini almasıdır. Bu hepimizin, bütün
vatandaşlarımızın ortak hedefi ve arzusudur. Yeni Türkiye’de
kardeşlik ve çözüm var, barış var, Bugünlerde ülkemizde var etmeye
çalıştığımız bu barış ve kardeşlik ortamını bozmaya çalışan bazı
sorumsuz davranışlar meydana gelmektedir, bunu esefle karşılıyoruz.
Barış olacaksa, kardeşlik olacaksa herkesin sorumlu davranması ile
mümkün olacaktır. Çözüm süreci demek her şeyden vazgeçmek,
Türkiye’nin değişmezleri, bu toprakların kuruluşundaki ilkelerinden
vazgeçmek demek değildir. Bu ülkenin her karış toprağı şehit kanı
ile sulanmış, bu ülkede her inanıştan insanlar birlikte yaşamanın
erdemini tarih boyunca göstermiştir. Bizim çözüm sürecinde şartlar
ne olursa olsun vazgeçemeyeceğimiz 4 esasımız var; tek devlet, tek
millet, tek bayrak ve tek Türkiye. Bunlar geçilmezlerimizdir,
hiçbir şart altında, çözüm süreci öne sürülerek Türkiye’nin toprak
bütünlüğü üzerinde hiç kimse tartışma açamaz” ifadelerini
kullandı.
"MAALESEF SON 60 YIL İÇİNDE..."
“Türk demokrasisi ve Türk siyasi hayatı maalesef özellikle son 60
yıl içinde zaman zaman demokrasi dışı, milli irade dışı bir takım
girişimlerle sekteye uğratılmıştır” ifadelerini kullanan Yıldırım,
bu girişimlerin bazen açık, bazen de kapalı, örtülü darbeler
şeklinde olduğunu söyledi. Yıldırım, “ Dost modern, postmodern
darbeleri bu ülke yaşamıştır. 17 Aralık süreci ile başlayan, milli
iradeye, milli güvenliğe yönelik paralel darbe girişimini bu ülke
yaşadı. 30 Mart’ta yapılan seçimler tamamen paralel yapının milli
iradeye karşı ortaya koyduğu girişim ile mücadele ederek
geçirilmiştir. 30 Mart’ta halk paralel yapıya sandıkta cevabı
vermiştir. Cemaatler irşat eder, siyaset ülkeyi idare eder. Türkiye
bir hukuk devletidir, bu mücadele bu hükümetin işi değildir, bu
mücadele Türkiye Cumhuriyetinin istiklal ve istikbal mücadelesi.
Hiçbir kayıtsız örgüt, hiçbir yapılanma milli irade adına güç
kullanamaz, milli irade adına güç kullanacak olan ancak milletten
sandıkta desteği alanlardır. Millet getirir millet götürür. Türkiye
artık bu dönemleri geri bırakacak demokrasi olgunluğuna erişmiştir”
açıklamasında bulundu.
Beklentide olanların beklediği şekilde açıklama yapmadığını
kaydeden Yıldırım, “Bu basın toplantısında bazılarının ümit ettiği
gibi herkesi şaşırtacak bir açıklama ne yazık ki yapamıyorum. Bu
beklentide olanlar kusura bakmasın. Farklı amaç ve niyet aramak
isteyenler, AK Parti içine nifak sokmayan isteyenlerin maalesef bu
seferde elleri boş dönmüşlerdir” açıklamasında bulunarak AK
Parti’nin ülkenin daha ileriye gitmesi, halkın refahının daha da
artırılması için, elde edilen güven ve istikrarının devamının
kalıcı hale getirilmesi için var gücü ile çalışacağını belirtti.
Yıldırım, “62. Hükümet 28 Ağustos’tan sonra göreve başlayacak. Yeni
Başbakan 27 Ağustos olağanüstü kongrede seçilmiş olacak ve ataması
yapılacak. Artık seçimler dönemini bir tarafa bırakacağız ve tekrar
gerçek gündeme döneceğiz. Milet seçimlerin konuşulmasından, her gün
yeni bir beklentinin oluşmasından ziyade geleceğe, ekonomiye,
kalkınmaya, reformlara yönelik çalışmaların biran önce başlamasını
bizlerden bekliyor. Bu süreçte şahsıma bu göreve bizi gönüllerinde
layık gören milletvekillerimize, MKYK üyelerimize, MYK üyelerimize,
il başkanlarımız, belediye başkanlarımıza, kadın örgütlerimize
gençlik örgütlerimize gönüllerinde bize yer verdikleri için
teşekkür etmek istiyorum. Bugüne kadar partim içinde görevlere
talip olmadım, hep verilen görevleri layığı ile yapmanın gayreti
içinde oldum. Benim anlayışım partide Başbakanlık da çok onurlu bir
görevdir, partinin düz bir neferi olmak da onurlu bir görevdir.
Dört cumhuriyet hükümetinde kesintisiz görev yapan bir Ulaştırma
Bakanıydım. Bu süre içinde milletimizin verdiği destek. Ülkemizde
sağlanan güven ve istikrar ayrıca 12. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’ın bize yol göstermesi ve liderliğinde ülkemizde kalıcı
eserleri yapan ekibin içinde yer almanın da onurunu yaşıyorum.
Türkiye’nin gündeminde onlarca yıl bulunan bütün projeleri hayal
olmaktan gerçeğe dönüştüren AK Parti iktidarının sorumlu bir bakanı
olmak benim için en büyük mutluluktur. 100 yıllık Marmaray rüyası,
Ankara İstanbul hızlı treni, üçüncü köprü, üçüncü hava limanı,
modern hava limanları, hızlı tren yolları, bilişim yolarının
Türkiye’nin Afrika seviyesinden Avrupa’nın önde gelen ülkeleri
arsında yer alması bu dönemde yapılmış çok önemli hizmetlerdir. Bu
hizmetlerin halkımızın gönlünde kalıcı yer bıraktığını bugün görmüş
olmanın mutluluğunu yaşıyorum. 10 Ağustos artık Türkiye’de yeni bir
dönemin başlangıcıdır. Yeni dönem yeni Türkiye’dir. Bu yol daha
fazla demokrasi, daha refahını artırmış bir Türkiye, kardeşliğini,
birliğini ve beraberliğini daha da kuvvetlendirmiş bir Türkiye’dir.
Her şeyden fazla ihtiyacımız olan kardeşliğimiz birliğimiz ve
beraberliğimizdir. Bölgemizdeki olan olaylara baktığımızda bunun ne
kadar hayati olduğunu bir kez daha görmekteyiz. Bir kez daha genel
başkan adayı olarak, müstakbel Başbakan adayı olarak ismine karar
verilen Ahmet Davutoğlu kardeşimizi kutluyorum. Bu partinin bir
milletvekili olarak bugüne kadar olduğu gibi hiçbir görev ve mevki
beklentisi olmadan tüm desteğimi 62. Hükümetin başarısı için gayret
edeceğim” dedi.
"UCUNDA HİZMET YOKSA..."
Yıldırım; “AK Parti’de bir nefer olmakta, AK Parti’de Başbakan
olmakta aynı derecede onurlu bir görevdir. Hiçbir zaman görev
beklentisi içinde olmadım ve bu düşünce ile bu partide siyaset
yapmadım. Düşündüğüm her şey benim için siyaset demek, millete
hizmet demektir. Ucunda hizmet yoksa, milletin hayatını
kolaylaştırmak yoksa, bu ülkenin insanlarının Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olduğundan gurur duymalarına sebep olacak yollar
yapmadıysanız bakan olmuşsunuz, başbakan olmuşsunuz neye yarar.
Önemli olan insanlara faydalı olabilmektir, bunun için çalıştım”
açıklamalarında bulunduktan sonra gazetecilerin soruları üzerine üç
dönem kriterinin çok önceden verilmiş bir karar olduğunu bu kararın
kararlılıkla devam ettiğini söyledi.
Başbakan adayının belirlenmesi için yapılan temayül yoklamalarında
kendisinin de adının çıktığını ifade eden Yıldırım, “Temayüllerde
bütün arkadaşların yanı sıra bizim ismimizin de çıktığı
muhakkaktır. Biliyorsunuz temayüller konusunda elimizde açık bir
bilgi yok, bunlar sadece genel başkanımızın indindedir. Bu aşamada
bana fazla çıktı, öbürüne az çıktı diye bir spekülasyona girmek
istemem. O şekilde yorumlanacak bir şey söylemedim. Bu süreçte beni
böylesine güzel bir göreve layık gören gönüllerinden böyle bir
görev için beni tercih eden arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Davutoğlu’nu belki de en önce tebrik edenlerden birisi benim.
Dolayısıyla bir kırgınlık yok” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrunnisa Gül’ün
değerlendirmelerine yorum yapmayan Binali Yıldırım, internetin
gelişmesinin suçlusunun kendisi olduğunu belirtti. Yıldırım, “Bu
internetin gelişmesinin suçlusu da benim. Ben bunu yaparken bu
mecranın çok daha kaliteli, faydalı işlerde kullanılması için
yaptığımızı düşünüyorum, dedikodu alanı olması aklımızda olan bir
şey değildi. İnsanlar birileri hakkında bir şey söyleyecekse
yüzlerine söylemesi en doğru olandır. Sosyal medyanın sorumsuz
medya olmadığını, büyük faydaları olmasına rağmen yan etkilerinin
olduğunu da görüyoruz. Yeni nesil eski nesil diye bir sorun bizde
olmaz. Bu partinin kurucuları biziz ama bizde beşeriz. Bizimde bir
dönemimiz var, bayrağı devralacak genç kardeşlerimiz de var. Onları
kendimize rakip görmedik, tecrübe kazanmaları için bildiklerimizi
her türlü desteği verdik ve vereceğiz” şeklinde konuştu.
İzmir’de düzenlenen operasyon ile ilgili sorulan soruları
yanıtlayan Yıldırım, “İzmir Valisi gerekli açıklamayı yaptı. Bu
yapılan tasarrufun ne liman operasyonu ile ne de askeri casusluk
davasıyla bir ilişkisi olmadığını, yasa dışı dinlendiğini iddia
eden 60 yakın vatandaşın müracaatı üzerine yapılan bir şey olduğunu
söylediler. Ben bu tip komplo teorilerine itibar etmem. Bu süreç
kullanılarak bizim yıpratılacağımızı düşünerek haraket ettiler diye
aramıza nifak sokmaya çalışanlara itibar edecek birisi değilim”
dedi.
KÖŞK’E Mİ GİDİYOR
Yıldırım; “Köşk ile ilgili bir görevlendirme olabilir mi?”
şeklindeki soruya esprili bir şekilde cevap verdi; “Sağ olun ben
işsiz bir adam olduğum için hepiniz bana iş bulmak için gayret
gösteriyorsunuz. Her şey zamanı gelince ortaya çıkar.” Kariyer
planının sorulması üzerine Yıldırım, “Bugüne kadar bir şey
yapmadıysak artık bundan sonra bir faydası yok, yaş 60’a yaklaştı”
dedi.
Yıldırım; “Bir kırgınlığınız var mı?” şeklindeki soruya ise, “Sayın
Başbakanımız üç dönem kuralını sürekli kararlılıkla vurguluyor. ‘Üç
dönem olanları yazmayın’ şeklinde bir beyanı asla olmadı. Bunu
bilmenizi istiyorum. Hiç bir şekilde kırgınlığım yok, olsa burada
olmazdım. Şuana kadar söylediklerim benim bu süreçle ilgili ne
düşündüğümü, ortaya çıkan durumla ilgili bakış açımı en iyi şekilde
ifade etmekte” ifadeleriyle cevap verdi.
(İHA)