Davutoğlu Ruşen Çakır'ı yanılttı ve şaşırttı
Abone olAK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresi'ni izleyen gazeteci yazar Ruşen Çakır, ilk 5 gözlemini aktardı.
Vatan si yazarı Ruşen Çakır, "Yanıldım ve şaşırdım: yer
yer bir amfide öğrencilere ders anlatır gibi konuşuyor olsa da
Davutoğlu çok tecrübeli bir siyasetçi gibi konuştu." diye
yazdı.
AK Parti'de yeni bir dönem başlıyor. Türkiye için yeni bir döneme işaret eden kongre köşe yazarlarının da gündemindeydi. 1990'lı yılardan bu yana bu hareketi yakından takip eden Ruşen Çakır, yazısında kongreye ilişkin ilk beş gözlemi okurlarıyla paylaştı. İşte o yazı:
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI
"Dün Recep Tayyip Erdoğan kurulduğundan beri genel başkanı
olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’ne veda etti. Ama kendisinin de
vurguladığı gibi bu sahici bir veda değil, yine onun deyimiyle
değişiklik özde değil biçimde. Dünkü konuşması, bir süredir dile
getirdiği ‘partili cumhurbaşkanı’ olma niyetinde samimi ve
kararlı olduğunun işaretleriyle doluydu. Anayasa ya rağmen
bunu yapabilir mi? Ne gibi zorluk çıkar? Bu yüzden ülkede siyasi
krizler yaşanır mı? Önümüzdeki dönemde bu soruları sık sık
soracağız ancak CHP nin daha ilk günden boykot tavrını
benimsemiş olmasının Erdoğan ın elini güçlendirdiği açık.
LİDER DEĞİL GENEL BAŞKAN
Erdoğan ‘partili cumhurbaşkanı’ çizgisini hayata
geçirebilirse sadece hükümeti değil AKP TBMM Grubu’nu ve parti
teşkilatını da kontrol etmek isteyecek ve edecektir. Bu açıdan
bakıldığında dün AKP’nin ikinci genel başkanı seçilen ve yarın da
Erdoğan tarafından başbakan olarak görevlendirilecek olan Ahmet
Davutoğlu’nun rolü ne olacak? Erdoğan Davutoğlu’nun ‘emanetçi’
olmayacağını ısrarla vurguladı. Aslına bakılacak olursa, mevcut
seçenekler içinde Abdullah Gül’den sonra
‘emanetçi’ tanımına en uzak kişinin Davutoğlu olduğunu
söyleyebiliriz. Bu yüzden yeni dönemde Davutoğlu’nun konumu
tanımlamak için yeni bir kavram bulmak gerekebilir. Her durumda
AKP’nin liderinin Erdoğan olmaya devam edeceği muhakkak.
HOCANIN SİYASİLEŞMESİ
Davutoğlu’nu uzun bir süredir tanırım. Konya ve Karaman’da yaptığı
ve başarılı olduğu söylenen seçim konuşmalarını izleme/dinleme
fırsatım olmadı. Bu nedenle dünkü konuşmasına şaşırdığımı itiraf
etmeliyim. Öncelikle Erdoğan gibi kendini kanıtlamış bir hatibin,
üstelik veda konuşmasının ardından kürsüye çıkacak olması büyük bir
dezavantajdı. İkinci olarak, iyi bir hoca olduğunu bildiğimiz
Davutoğlu’nun partili delegelere ve televizyonda kendisini izleyen
halka konuşma yapmada zorlanabileceğini düşünüyordum. Yanıldım ve
şaşırdım: yer yer bir amfide öğrencilere ders anlatır gibi
konuşuyor olsa da Davutoğlu çok tecrübeli bir siyasetçi gibi
konuştu. Hatta uzun bir süre kendini bu ana ve bu konuşmaya
hazırlamış olduğu bile düşünülebilir.
YENİLİKÇİLERİN VEDASI
Meslek hayatımda Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Adalet ve
Kalkınma Partisi’nin kongrelerinin büyük çoğunluğunu izledim.
Bunlardan en heyecanlısı, dolayısıyla en ilginci hiç kuşkusuz 14
Mayıs 2000 günü yapılan FP 1. Kongresi’ydi. Orada, siyasi yasaklı
Necmettin Erbakan’ın adayı Recai Kutan’ın karşısına
‘yenilikçi’ kanattan Abdullah Gül çıkmıştı. Yenilikçiler bu
kongreden aldıkları cesaretle, FP’nin yaklaşık bir yıl sonra
kapatılmasının ardından Erbakan’ı terk edip Adalet ve Kalkınma
Partisi kurdular. 13 yıl sonra yapılan dünkü olağanüstü
kongre sadece Recep Tayyip Erdoğan değil, yenilikçi ekip için de
bir tür partiye veda anlamı taşıyordu. Şöyle ki, RP-FP
döneminin önde gelen bazı yenilikçileri ya daha önce AKP’yi terk
etmiş (Abdüllatif Şener), ya da milletvekilliğine aday
gösterilmeyip geri planda kalmışlardı (Mustafa Baş, Azmi Ateş...).
Önümüzdeki seçimde de Bülent Arınç başta olmak üzere geri kalan
isimlerin büyük kısmı üç dönem kuralı nedeniyle en azından
milletvekilliğine veda edecek ve iktidar partisine yakın dönemde
katılmış, hatta bir kısmı İslami cenahtan da gelmeyen isimler öne
çıkacak.
GÜL'ÜN ADI YOK
AKP’ nin kuruluşunu tetikleyen FP kongresinin yıldızı,
AKP nin önde gelen kurucularından, ilk başbakanı ve 7 yıl
boyunca cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, partisine geri dönüyor ama
dün adı nerdeyse hiç anılmadı. Erdoğan’ın konuşmasında ilginç bir
şekilde geniş bir yer tutan ‘davayı terk edenler’ , ‘terk etmeye
yatkın olanlar’ ve ‘davayı kendilerine endekslemeye
çalışanlar’ bölümünde örtülü bir şekilde Gül’den söz ettiği
yorumlarına katılmıyorum. Ancak konuşmasında her vesileyle
Erdoğan’ı öven ve onun çizgisinden sapmayacağının altını çizen
Ahmet Davutoğlu’nun kendisini siyasete kazandıran Gül’den hiçbir
şekilde söz etmemesi, onu AKP’de pek parlak bir geleceğin
beklemediği yorumlarına zemin hazırlıyor.