Davutoğlu Mısıra karşı kibar
Abone olFilistin konvoyuna Mısır zorluk çıkardı ancak Dışişleri Bakanı Davutoğlu bu ülkeyi karşı oldukça kibar..
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İkinci Büyükelçiler Konferansı
çerçevesinde, ortak bir akıl, ortak bir dil ve ortak bir yöntem
geliştirmeye gayret ettiklerini söyledi.
Davutoğlu, İkinci Büyükelçiler Konferansı hakkında Dışişleri
Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında, konferansın kapalı
kapılar ardında ve sadece bakanlık içinde olmadığını, ülke içinden
ve dışından birçok katılım olduğunu belirterek, "Muhteva dışında
yöntem olarak da çok ciddi yenilikleri beraberinde getirdi"
dedi.
"Ortak bir akıl, ortak bir dil ve ortak bir yöntem geliştirmeye
gayret ettik" diyen Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığındaki çalışma
gruplarıyla doğrudan aktif eylem planları üzerinde çalıştıklarını
kaydetti.
Davutoğlu, kabinedeki 8 bakanın da çalışmalara katıldığını
vurgulayarak, her bakanın kendi alanlarında büyükelçilerle yüz yüze
görüştüğünü ve bu konularda karşılıklı bilgi alışverişinin
sağlandığını söyledi.
Konferans süresince büyükelçilerin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile iki ayrı yemekte bir araya gelme
fırsatı bulduğunun altını çizen Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Gül ve
Başbakan Erdoğan'ın büyükelçilerden, bulundukları yerler hakkında
tek tek görüşüp bilgi aldığını ve büyükelçilerin her düzeyde
istişarede bulunma fırsatı bulduğunu belirtti ve şunları
söyledi:
"Dış politika performansının, nihayet tek bir bakanlıkla yürüyen
bir çalışma olmanın ötesinde birçok bakanlığımızı ve kurumumuzu
harekete geçiren, onlarla birlikte bir sinerji oluşturan bir
faaliyet olduğu göz önünde tutulursa, burada ortak bir ekip
çalışması kendini gösterecektir. Büyükelçiler konferansı, bu
bakımdan çok ciddi bir zemin oluşturmuştur."
Davutoğlu, "Türkiye'de dış politikanın son dönemde bu kadar etkin
ve aktif bir şekilde" yürütülmesini, "son yedi yılda gerçekleşen
siyasi irade ve kararlılığa" bağlayarak, yapılan planların
konjonktürel uzun dönemli olmasının ve bu planlamalarda bir
koordinasyon sağlanabilmesinin, siyasi istikrarla doğru orantılı
olduğunu söyledi.
"Ulusal ihtiyaçlarımıza cevap veren, ulusal kaygılarımızı gündeme
getirebilen, ama aynı zamanda evrensel ölçekte etki uyandırabilen
bir diplomatik dili ve söylemi geliştirme zorunluluyla karşı
karşıyayız" diyen Davutoğlu, konferansta bu doğrultuda yapılan
çalışmaların "çok önemli" sonuçlar doğurduğuna işaret etti.
Davutoğlu, "3 ayrı kıtadan yükselen 3 büyük güç" olarak
nitelendirdiği, Latin Amerika'dan Brezilya, Avrupa'dan Almanya ve
Asya'dan Japonya'nın dışişleri bakanlarının konferansta konuşma
yaptığını söyledi ve "Bu, Türkiye'nin sadece kendi yakın
bölgesindeki ilişkileri açısından değil, küresel her alanda ve
hemen hemen her kıtada çok ciddi dostluklar kurduğunun bir
işaretidir" dedi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet
Ali Talat'ın da konferansa katıldığını hatırlatan Davutoğlu, iki
liderin katılımının, konferansın daha ciddi bir muhteva kazanmasına
yardımcı olduğunu sözlerine ekledi.
FİLİSTİN KONVOYU
Filistin konvoyuyla ilgili son durumun sorulması üzerine Davutoğlu,
Gazze konusunda gerek Türk kamuoyunun, gerek hükümetin ne kadar
hassas ve duyarlı bir politika takip ettiğinin herkes tarafından
malum olduğunu belirterek, oradaki insanlık trajedisinin her
zeminde tenkit edildiğini kaydetti.
Davutoğlu, bu trajedinin yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması
ve Gazze'de yaşayanların hak ettikleri güvenlik ve özgürlük
ortamına kavuşması için her türlü çalışmayı yapmaya devam
edeceklerini söyledi.
Konvoy konusunda, gerek konvoyu organize eden sivil toplum
kuruluşlarıyla, gerek Mısır hükümetiyle yakın temas içinde
bulunduklarını ifade eden Davutoğlu, konvoyun herhangi bir gerilime
mahal bırakılmaksızın Gazze'ye ulaşması için her türlü tedbiri
aldıklarını kaydetti. Davutoğlu, konvoyun Türkiye sınırından
çıkmasından sonraki her aşamada da temasların devam ettiğini
kaydetti.
Tansiyonu yüksek ortamda bazı olayların meydana gelebileceğini
belirten Davutoğlu, ancak yardım konvoyu ve yardım malzemelerinin
Gazze'ye ulaştığını ve bu anlamda hedefe ulaşıldığını bildirdi.
Davutoğlu, "Şimdi yapılması gereken, hiçbir yeni gerilime mahal
bırakmaksızın, bu konvoyla birlikte oraya giden vatandaşlarımızın
emniyet ve güvenlik içinde Türkiye'ye dönüşlerini temin etmektir.
Bu konuda da hükümetimiz her türlü çalışmayı yapmaktadır. Ümit
ederiz ki yeni bir tansiyon yükselmesi yaşanmaz" dedi.
Yirmiden fazla ülkeden vatandaşların orada bulunduğunu belirten
Davutoğlu, "Konunun bir Türk-Mısır sorunu haline dönüşmesine izin
vermememiz gerekir" diye konuştu. Davutoğlu, çünkü Mısır
makamlarının her aşamada işbirliği yapmaya özen gösterdiklerini,
problem çıktığında hemen devreye girdiklerini söyledi.
Davutoğlu, "Bizim öncelikli meselemiz, yardımların ulaşması
dışında, Türk vatandaşlarının sağ salim Türkiye'ye dönmelerini
temin etmektir. Çalışmalarımız sürüyor" dedi.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın, konvoyun Hamas'ın
propaganda aracına döndüğü yönünde basında çıkan sözlerine ilişkin
haberler üzerine Davutoğlu, "Bizim görüşmelerimizde böyle bir ifade
söz konusu olmadı. Kendileri Türkiye'nin Gazze'ye yönelik
çabalarını ve yardımlarını takdirle izlediklerini söyledi. Ancak
konvoyda Türkiye dışında da unsurlar olduğu için, diğerleriyle
ilgili ne söylediği bilemem. O konuda bir yorum yapmam doğru olmaz.
Ama Türkiye'den giden yardımla ilgili takdir ve teşekkür hislerini
ifade ettiler. Ben o ifadeleri esas alırım, basında olan ifadeleri
değil. Ama basında olanlar da ne kadarı bizimle ilgili, ne kadarı
diğer unsurlarla, onu ayırt etmek de mümkün değil" diye
konuştu.
Türkiye'den gidenlerin resmi bir heyet değil, sivil toplum
kuruluşları ve tamamen Türk toplumunun Gazze'deki kardeşlerine
yardım hissiyatıyla harekete geçen gruplar olduğunu belirten
Davutoğlu, onun için ek yorum yapmaya gerek bulunmadığını
kaydetti.