Darbelerin ardından ABD var!

Abone ol

Eski Adalet Bakanlarından Şevket Kazan, TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak bilgi verdi...

Eski Adalet Bakanlarından Şevket Kazan, darbelerin talimatlarının ABD'den geldiğini iddia ederek, ''28 Şubat kararları diye basında yayınlanan 18 karar, ABD'de de dikte ettirilmiştir'' dedi.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak Kazan'ın bilgisine başvurdu.

Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın, 28 Şubat'taki MGK Toplantısı'nın ardından, Meclis'te ortak bir bildiri yayınlamak için, ANAVATAN Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i ziyaret ettiğini belirten Kazan, ''Bu bildiri konusunda birlikte hareket etmemizin zaruretini anlattık ama bütün siyasi parti liderleri, bu teklifimize gülüp geçti'' diye konuştu.

DARBELERİNDE ARDINDA ABD VAR

Kazan, Türkiye'deki bütün darbeler ve darbe teşebbüslerinin perde arkasında ABD olduğunun hiç bir zaman unutulmaması gerektiğine işaret ederek, ''Talimatlar oradan gelmektedir, 28 Şubat kararları diye basında yayınlanan 18 karar, ABD'de de Pentagon'da dikte ettirilmiştir'' dedi.

RP'nin 1995 seçimlerinde birinci olmasına rağmen 'rantiyeci' medyanın, ''millet ANA-YOL dedi'' diye manşet attığını belirten Kazan, ''Demirel, hükümet kurma görevini bize verdi. Biz ANAVATAN ile görüşmeye başladık. Ancak asker devreye girdi. Genelkurmay Başkanı, Meclis Başkanı Mustafa Kalemli'yi ziyaret etti ve tam kuracakken ANAVATAN birdenbire vazgeçti'' sözlerini sarfetti.

ERBAKAN'IN BAŞBAKANLIKTA KALMASI İSTENMEDİ

Kazan, daha sonra REFAH-YOL Hükümeti'nin kurulduğunu anımsatarak, Hükümet'in 7 Temmuz'da güvenoyu almasından ardından 20 Temmuz'da ABD'de de ''Erbakan'ın başbakanlığında Türkiye nereye gider'' paneli düzenlendiğini söyledi. Panelde, ''Erbakan'ın Başbakanlıkta uzun süre kalmaması ve en kısa zamanda bertaraf edilmesi lazım'' denildiğini iddia eden Kazan, ''Bu nasıl olacak? İki rota çiziyorlar. Birincisi, Erbakan Hükümet'i başarısız kılınacak, böylece Tansu Çiller hükümetten çekilecek; ancak hükümet başarılı olursa o zaman da ileride RP içinde bir darbe düşünülecek. Çünkü mesele Erbakan'dı. Bu o zaman olmadı ama demokratik şekilde daha sonra oldu. Buna fazla girmek istemiyorum'' dedi.

KANLI MI OLACAK KANSIZ MI?

Kazan, ''Erkaya, 28 Şubat sürecinin bir numaralı stratejistidir. Erkaya, aralık ayı sonunda yapılan MGK toplantısında, irticanın birinci tehdit, terörün ise ikinci tehdit olması konusunda baskı yaptı ve bu kabul edildi. İrtica birinci tehdit olunca, 1 Ocak'tan itibaren Müslüm Gündüzler, Aczmendiler, Fadime Şahin'ler çıktı piyasaya'' diye konuştu. Şevket Kazan, Necmettin Erbakan'ın ''kanlı mı kansız mı olacak?'' sözlerini söylemesinin nedenini şöyle açıkladı:

''Biz o zaman belediye başkanlıklarını kazandık, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı sona eren zatın hanımı, Ankara'da yürüyüşler gerçekleştirdi, protestolar yaptı, 'Ankara Melih'e mezar olacak' dedi. Bize, 'kanımızı dökeceğiz, vatanımızı koruyacağız' diye fakslar gelmeye başladı. Bunun üzerine Erbakan da 'Türkiye'de elbette bir değişim olacak, iyiye gidecek, bu kanlı mı kansız mı olacak, buna millet karar verecek' dedi. Bu benim hatamdır. Yaptığım konuşmada, Erbakan hocanın bu konuşmayı neden yaptığını açıklamam lazımdı ancak bunu demedim ve öyle kaldı.''

BAŞBAKANLIK'TA TARTIŞILAN İFTAR YEMEĞİ

Kazan, Başbakanlık'ta verilen iftar yemeğinin de çokça tartışıldığını vurguladı. Kazan, o süreci de şöyle açıkladı:

''Mübarek Ramazan'dı. İlahiyat fakültesi dekan ve öğretim üyelerine, Diyanet İşleri Başkanı ve başkan yardımcılarına, müftülere iftar verildi. İftardan önce 3 büyük gazetede, tarikat şeyhlerinin listeleri yayınlandı. İftar, tarikat şeyhlerine veriliyor havası yaratıldı. O akşamki iftarda hiçbir sarıklı yoktu, belki Oktay Başer vardı, eski Konya Valisi, o Mahmut Efendi'ye bağlıdır, belki o gelirken getirmiş olabilir. Akşam biz televizyonda sarıklı hocaların arabalarını seyrettik ama orada sarıklı hoca yoktu. Bu nedir? Bir tertiptir, millet de bunu böyle kabul etti. O listede yer alanlar gelmiş gibi gösterildi, hem pişirildi hem yenildi.''

Şevket Kazan, 24 Ocak 1997'de Gölcük'te ''harp oyunları'' adı verilen darbeye hazırlık toplantısı düzenlendiğini söyledi. Çevik Bir'in 24 Şubat'ta ABD'ye gittiğine dikkati çeken Kazan, ''(Çevik Bir ABD'den izin almaya gitti) diye düşündürdü bize bu gezi'' dedi.

ASKERLERİN BİR TEKLİFİ VAR

Medyanın, 28 Şubat'ta yapılacak toplantıyı milletin odak noktası haline getirdiğini ifade eden Kazan, 28 Şubat MGK Toplantısı'nı şöyle anlattı:

''Toplantı gündüz 2'de başladı, gece 11'de bitti. Raporlar kısa olarak okundu. Basında ne kadar yazı çıkmışsa bunlar dosyalanmış ve bunları Güven Erkaya 5 saatlik konuşmasında takdim etti. Ondan sonra 'askerlerin bir teklifi var' denildi. 18 maddelik bir teklifin MGK kararı olarak kabul edilmesi istendi. Sadece Başbakan söz aldı ve 2 saat konuştu;

''Siz 'laiklik tehlikede' diyorsunuz ve öyle bir öneri ile geliyorsunuz, ancak bu 18 maddelik öneri Anayasa'nın 2. maddesine aykırı' dedi. Erbakan, MGK'nın bu 18 maddelik kararını imzalamadı. Erbakan, 'sadece ve sadece MGK açıklamasını imzalarım' dedi. Demirel de 'tamam öyle olsun' dedi. Erbakan, kararların hukukçular tarafından incelenmesini istedi.

Erbakan hoca, 4 gün imzalamadı kararları. MGK Genel Sekreteri 4 gün boyunca gelerek, kararları imzalatmaya çalıştı. Erbakan da sonunda 4 madde ile sınırlı olarak kararları imzaladı. 18 maddenin altında İlhan Kılıç'ın imzası var. Erbakan'ın imzaladığı 4 maddelik karara, 18 madde ek olarak ekleniyor. O 18 madde üzerinde Hükümet olarak hiçbir uygulama yapmadık. Sadece dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, Kur'an kursları konusunda uyarı yaptı.''

KRİPTOLAR ÇİLLER'DEN SAKLANDI

Şevket Kazan, daha sonra Genelkurmay brifinglerinin başladığını söyledi.

RP ve DYP üzerinde baskı yapılarak milletvekillerinin istifaya zorlandığını iddia eden Kazan, ''RP üzerinde etkili olmadı ama DYP'nin 134 milletvekili sayısını 110'a düşürdüler. Hükümet bir gensoru ile gidecek duruma geldi. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu da aramıza aldık ve Tansu Çiller başkanlığında Hükümeti yenileme kararı verdik. Erbakan Hoca, Tansu Çiller'e, 'Demirel'i tanırım, biz bu değişikliği yaparken o sana görev vermez, git konuş teminatı al ona göre yapalım, havada kalmayalım' dedi. Bunun üzerine Çiller, iki kez Demirel'e gitti ve teminatı aldı'' ifadelerini kullandı.

289 milletvekilinden güvenoyu vereceğine dair imzaları topladıklarını belirten Kazan, Demirel'in hükümeti kurma görevini Çiller yerine Mesut Yılmaz'a verdiğini ve REFAH-YOL Hükümeti'nin görevinin sona erdiğini söyledi. Kazan, ''Cumhurbaşkanı'nın 289 imzaya rağmen görevi Çiller'e vermemesini kınamak istemiyorum ama Çiller iki kez kendisine gidip 'vereceğim' demesini rağmen vermemesi, sözünü tutmaması bir nakisedir'' dedi.

Kazan, o döneme ilişkin ABD kriptolarının, Hükümetten ayrıldıktan sonra ellerine geçtiğini kaydederek, ''Kriptolar, bizden hatta Tansu Çiller'den bile gizlendi'' diye konuştu.

O ZİYARET HATAYDI

Yazdığı ''Refah gerçeği'' kitabında ''hatalarım'' diye bir bölüm olduğunu dile getiren Kazan, ''En başa da kendimi koydum. Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ı cezaevinde ziyaret etmem hataydı. Olay olunca kendisine, 'bizden habersiz nasıl büyükelçiyi çağırırsın' diye çok büyük hakaretler ettim, sonra da gidip cezaevinde gönlünü alayım diye düşündüm."

Kazan, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, ''Siz de o zaman bazı şeylere çanak tutmuşsunuz'' sözlerine üzerine, ''Tutmuşuzdur. Aleviler için 'mum yakıp söndürüyorlar' dedim. En sevdiğim insan ve yakın olduğum kardeşlerim Alevilerdir. Benim hiçbir alevi ile kavgam olamaz'' dedi.

Günün Önemli Haberleri