Dağlara kaçma zamanı

SSK Vakıf Gureba Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Doç. Dr. Sefa Saygılı, 3. sayısı yayınlanan Sağlık Yolu dergisinde yayınlanan makalesinde, tatil yapacak yorgun şehirliler için yaylaların önemli yerler olduğunu belirtti. Tatil için kalabalık sahil şeritlerinin tercih edilmesinin, dinlenme açısından bir faydasının olmadığını belirten Doç. Saygılı, "Anadolu insanı asırlardır yayla geleneğini sürdürüyor. Deniz seviyesinden en az 500 metre yükseklerde bulunan bu yerlerde temiz ve bol oksijen vardır. Yayla evleri genelde ahşaptan yapıldığı için daha sağlıklıdır. Buralarda yetişen ya da hazırlanan gıdalar da saf, doğal ve lezzetlidir. Ayrıca yeşilin her tonunun bulunduğu ortamlarda, kuş sesleri arasında insan yeterince dinlenebilir. Ormanda yürüyüş yaparken kuş cıvıltılarından ve kıvrılarak akan derelerin çağıltısından başka ses duymazsınız" dedi. "Dağların fonksinoyu" Doç. Dr. Sefa Saygılı yapılan araştırmaların insanoğlunun bedeni ve ruhu için aradığı huzuru bulabildiği tek yerin dağlar olduğunu gösterdiğini belirterek, "Tabii güzellikleri, temiz havası ve mistik atmosferi ile insanın dünyaya bakış açısını değiştiren dağlar, bol ve saf oksijeni ile de zihinleri açıyor. Alman Bunte dergisinde çıkan bir habere göre, dünyanın çeşitli dağlık bölgelerinde incelemeler yapan bilim adamları; yükseklerdeki atmosferin en maddeci insanlar üzerinde bile metafizik bir etki bıraktığını, bedeni dinçleştirdiğini ve zihni daha iyi çalıştırdığını tespit ettiler" dedi. Dağlarda kalp atışı, kan dolaşımı ve soluk alıp-vermenin hızlandığını ifade eden Doç. Dr. Saygılı, "Vücudun dengesini sağlayan sinir sistemi buralarda rahatlıyor, adeta oksijen banyosu yapıyor. Beyin hücreleri daha iyi çalışıyor. Bunun sonucu olarak da zihin açılıyor. Astım hastalarının soluklanması düzene giriyor ve kullandıkları ilaçları bırakıyorlar" ifadelerini kullandı.