Çürüyen iktidardan Başbakan manzarası
Abone olBütçe görüşmeleri bitti, tartışmaları bitmedi. CHP lideri Baykal Başbakan Erdoğan'a sert çıktı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın bütçe konuşmasını, ''Yazık... Çürüyen bir iktidardan
Başbakan manzarası'' sözleriyle değerlendirdi.
Genel Kurul toplantısının ardından TBMM'deki odasında gazetecilerle
sohbet eden Baykal, hiçbir Türk vatandaşının böyle bir Başbakan
manzarasından mutlu olduğunu düşünmediğini belirterek, şöyle
konuştu:
''Yaşanan sorunların altında nasıl bir başbakanlık anlayışının
yattığı bu vesileyle görüldü. Yazık... Çürüyen bir iktidardan
başbakan manzarası. Bu onun anlayışını ortaya koyuyor. Meclis
Başkanına 'sen mi susturacaksın, ben mi susturacağım?' diyor.
Meclis Başkanı parlamentonun, Başbakan iktidarın temsilcisi.
Başbakan, Meclis Başkanına 'sen mi yapacaksın, ben mi yapacağım?'
diyor. Kendisinde birilerini susturma yetkisini, hakkını var
sayıyor olması, kuvvetler ayrılığı ilkesine tamamen aykırı. Tam bir
'Ali kıran baş kesen' tavrı.''
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından, ''Türk milleti sözünün
anayasadan çıkarılmasına yönelik değişikliğin arkasında olduğunun
çok açık olarak görüldüğünü'' savunan Baykal, ''Başbakanın
gösterdiği raporların hiçbirisinin CHP'nin yetkili organlarının
görevlendirilmesiyle oluşmadığını'' da kaydetti.
Deniz Baykal, şöyle devam etti:
''CHP'nin bu konulardaki resmi politikası 1989 yılındaki raporunda
çok net şekilde ortadadır, daha sonra 2008 programındadır. Resmi
raporlardır. Bir raporunun resmi rapor olabilmesi için önce parti
yetkili organlarının öyle bir rapor hazırlanması görevi vermesi
lazım. Kimlerin hazırlayacağını belirlemesi lazım. Hazırlanan
raporu görüp benimsemesi lazım. Bunlar ortaya çıkınca o rapor parti
raporudur. Her partide bir sürü insan görüş söyler, teklif yapar.
Bizi bağlayan iki temel rapor var. Biri 1989 raporu, ki SHP
zamanında hazırlanan rapordur. CHP, SHP döneminde hazırlanan raporu
sahiplenmiştir. Diğeri de 2008 programımızı yeniden şekillendirdik.
CHP'nin bu programı ortadadır. Bu raporda da CHP'nin görüşü çok net
bir şekilde ortaya konulmuştur.
Nedir anlayışımız: Etnik kimliğe saygı temeldir. Devleti bu işe
sokmama kararlılığımız 20 yıldan bu yana sürüyor. Devlet,
vatandaşlarının etnik kimlikleri konusunda faaliyet yapmamalıdır.
Bunlar sivil toplum çerçevesinde yapılmalıdır. Hiçbir zaman milli
eğitimin içine etnik anlayış, etnik dil sokulmamalıdır. Biz devleti
bu işin dışında tutuyoruz. Bizim çizgimiz bu. Ama görüyorum ki
Başbakan, Anayasadan Türk milleti sözünü çıkarma konusunda
kararlıdır, bu sahiplenilmiştir. Milli eğitime etnik dil taşıma
konusundaki politikası da sahiplendiği politikadır. Böyle bir
angajmanını görüyorum. Bunu bizden medet umarak meşrulaştırmaya
çalışıyor. Bu mümkün değildir.''