Cumhurbaşkanının veto ettiği düzenlemeyle ilgili gerekçeli açıklama geldi
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan tarafından veto edilen, 15 termik santralin filtresiz olarak 2 yıl daha çalışmasını ön gören düzenlemeyi içeren 7193 sayılı kanunun ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yazılı açıklama yapıldı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partinin MKYK toplantısı
sürerken kameraların karşısına
geçmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, geçtiğimiz günlerde
Meclis'ten geçen; 15 ilde bulunan termik santrallerin bacalarına
filtre takılmasının 2,5 yıl daha uzatılması kararını veto ettiğini
duyurmuştu.
Erdoğan'ın 24 Haziran 2018 tarihinde göreve geldiği günden itibaren ilk vetosu, kendi partisi ve iktidar ortağı MHP'li vekillerin aldığı ortak karara geldi.
Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı tarafından
gerekçeli karar yayınlandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çevre meselelerine verdiği önem ve çevre
kirliliğin önüne geçilmesi konuları adına uygun bulmadığı
düzenlemeyi veto etmesinin ardından İletişim Başkanlığı tarafından
yazılı açıklama yayınlandı.
Açıklamada Erdoğan'ın bu yasayı neden veto ettiği ayrıntılarıyla verildi.
İşte o gerekçeli karar:
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yayımlanması uygun bulunmayan
7193 sayılı "Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun", bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü
maddeleri uyarınca 02/12/2019 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
Söz konusu Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmesinin gerekçeleri aşağıda sunulmaktadır:
Kanunda, sürenin uzatılması öngörülüyordu
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 21/11/2019 tarihinde
kabul edilen, 7193 sayılı "Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı
Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun" incelenmiştir.
Bu Kanunda, diğer düzenlemelerin yanında, Elektrik Üretim Anonim Şirketi veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına, Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine ve kamu üretim şirketlerine ait üretim tesislerine, bunlardan özelleştirilenlere ve daha sonra özelleştirilecek olanlara, çevre mevzuatına uyum kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31/12/2019 tarihine kadar tanınan sürenin nihayetinde 30/6/2022 tarihine kadar uzatılması öngörülmektedir.
Bakanlar kuruluna yetki tanındı
Değişiklik öngörülen düzenleme ilk olarak 14/3/2013 tarihli ve 6446
sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 8 inci maddesinde yer
almıştır. Maddede belirtilen şirketlere çevre mevzuatına uyum
kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı
açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31/12/2018
tarihine kadar süre verilerek, bu sürenin üç yıla kadar
uzatılabileceği yönünde Bakanlar Kuruluna yetki tanınmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 22/5/2014 tarihli ve E.2013/65, K.2014/93
sayılı Kararı ile anılan düzenlemenin iptal edilmesi üzerine
4/6/2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 25 inci maddesiyle geçici 8
inci madde yeniden düzenlenmiş ve bu defa şirketlere tanınan süre
31/12/2019 olarak belirlenmiştir.
Elektrik üretim tesislerinin varlığının korunması
devletin temel politikasıdır
Enerji ihtiyacının sürekli olduğu ve artarak devam ettiği,
enerjinin ve dolayısıyla enerji sektörünün ülkemizin hedefleri ve
gelişimi için hayati önem arz ettiği hususları göz önüne
alındığında, elektrik üretim tesislerinin varlığının korunmasının
ve desteklenmesinin Devletin temel politikalarından biri olması
gerektiği şüphesizdir. Nitekim 6446 sayılı Kanunun yürürlüğe
girdiği 2013 yılından 2019 yılı sonuna kadar çevre mevzuatının
gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmeyen şirketlere yaklaşık 7
yıl süre tanınması da bu yaklaşımın bir tezahürüdür. Verilen
sürenin, yatırımcı şirketler bakımından hem finansal, hem teknik
gereklilikleri karşılama konusunda yeterli olduğu açıktır.
Çevreyi korumak devletin ödevidir
Bununla birlikte, insan sağlığı ve çevrenin korunması da Devletin
başta gelen Anayasal ödevi ve herkesin insani görevidir. Nitekim
Anayasanın 56 ncı maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir
çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Çevreyi
geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini
önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hususu da hüküm
altına alınmıştır. Devletin çevreyi koruma ödevi gerekli mevzuatın
yürürlüğe konması ve mevzuata uygunluğun denetlenmesi suretiyle
yerine getirilir. Vatandaşlar ise bu mevzuatın gerektirdiği
yükümlülükleri yerine getirmekle sorumludur.
"Sürenin 2,5 yıl uzatılması devletin çevreyi koruma
ödevi ile bağdaşmayacaktır"
Ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması zarureti, insan sağlığı
ve çevrenin korunması amacının önüne geçmemelidir. Günümüz
şartlarında çevre kirliliğine yol açmadan, özellikle hava, su ve
toprak kalitesini bozmadan da enerji üretiminin gerçekleştirilmesi
mümkündür. Hal böyle iken, evvelce elektrik üretim şirketlerine
tanınan ve esasen yeni mevzuata uyum sağlama ihtiyacından
kaynaklanan yaklaşık 7 yıllık geçiş süresi uyum için yeterli
olmasına rağmen, incelenen Kanunla bu sürenin nihayetinde 2,5 yıl
kadar daha uzatılması Devletin insan sağlığı ve çevreyi koruma
ödevi ile bağdaşmayacaktır. Devletin bu meseleye hem yatırımcıyı
hem vatandaşını koruyacak bir anlayışla yaklaşması, düzenlemeleri
buna göre gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu sebeple, incelenen
Kanunun 50 nci maddesinin yeniden değerlendirilmesinde fayda
görülmektedir.
Düzenleme, meclis'te bir kez daha
görüşülecek
Yayımlanması yukarıda açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 7193
sayılı "Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun", 50
nci maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha
görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca
ilişikte geri gönderilmiştir."