Cumhurbaşkanı'ndan Türkiye değerlendirmesi!
Abone olOkay Gönensin Cumhurbaşkanı ile konuştu. Cumhurbaşkanı ülkenin görüntüsünü şöyle özetledi: “Parlayan ışığımız aynı parlaklıktan uzaklaştı...”
Vatansi yazarı Okay Gönensin bugün köşesinden Abdullah Gül'le
yaptığı mülakatı yayınladı. Türkiye'nin genel durumunu
değerlendiren Cumhurbaşkanı, "Türkiye'de ne
oluyor" sorusuyla çok karşılaştığını, ve bu durumdan
dolayı "mahçup olduğunu" söyledi.
Türkiye için roket benzetmesi yapan Cumhurbaşkanı, “Roket
üç kez ateşleniyor. Birincisi kalkış için, ikincisi atmosferden
çıkmak için, üçüncüsü yörüngeye oturmak için. Bizim roketimizin de
bir kez daha ateşlenmesi gerekiyor.” dedi.
İşte o yazı...
PARLAYAN IŞIĞIMIZ AYNI PARLAKLIKTAN
UZAKLAŞTI
Cumhurbaşkanı Gül genel görüntümüzü, içerden ve dışarıdan bakarak
şöyle özetliyor: “Parlayan ışığımız aynı parlaklıktan
uzaklaştı...”
İki gündür Macaristan’ın başkentinde bulunan Cumhurbaşkanı, “Türkiye’de ne oluyor” sorusuyla karşılaştığını, Meclis’teki kavganın konu edildiğini, insanın “mahcup olduğunu” söylüyor.
“Işığımız aynı parlaklıkta değil” yargısı, ağırlıklı olarak
dışarısı için geçerli, parlaklığın daha da azalmaması için,
“bugünkü manzaradan, bugünkü durumların hepsinden çıkmalıyız,
yörüngemize oturmalıyız,”
TÜRKİYE'NİN BUGÜNKÜ GÜRÜLTÜLÜ HALİNDEN
ÇIKMASI LAZIM
“Türkiye’nin bugünkü çok gürültülü hâlden çıkması lazım” bunun
için de “siyasi aktörlerin hepsinin çıkış iradesini göstermesi
lazım” diyen Cumhurbaşkanı’nın açık bir önerisi var: “Daha çok
diyalog olursa atmosfer değişir.”
Bu gürültünün içinde, AKP ve AKP hükümetleri hakkında da
“Cumhurbaşkanı olarak böyle bir değerlendirme, yorum yapamam” diyor
Gül ama, ülkenin yönetimi açısından bakarak “üzüldüğüm şeylerden
biri” diye devam ediyor; “bu kavgalı ortamlardan dolayı yapılan
onca şeyin, reformların tadını pek yaşamıyoruz.”
BİZİM ROKETİMİZİN BİR KEZ DAHA ATEŞLENMESİ
GEREKİYOR
Sonra bir “roket” benzetmesi yapıyor Cumhurbaşkanı: “Roket üç kez ateşleniyor. Birincisi kalkış için, ikincisi atmosferden çıkmak için, üçüncüsü yörüngeye oturmak için. Bizim roketimizin de bir kez daha ateşlenmesi gerekiyor.”
HERKES KENDİ İŞİNE SAHİP ÇIKACAK
Gündemde siyasi iktidar - medya ilişkileri de var. “Hükümetten medyaya baskı var mı?” Cumhurbaşkanı ilk anda “kapalı” gibi görünse de aslında çok açık cevap veriyor:
“Basın özgürlüğü, ülkelerin onurudur, ülkelere güç verir, gurur
verir. Burada da bir algı sorunumuz var, bu algının oluşmasına yol
açan şeyleri düzeltmek de görevimizdir. Siyasetin doğasında hep
olumlu görülmek isteği vardır. Müdahalelerin de olmaması lazımdır.
Yeri geldiğinde oto-kontrol yapar, yeri geldiğinde kendini savunur.
Herkes kendi işine sahip çıkacak, doğru olduğuna inandığı şeyi
savunacak.”
ALGIYI POZİTİF HALE GETİRMEK
GEREKEBİLİR
İnternet kanunuyla ilgili yeni bir bilgi üzerine de Cumhurbaşkanı Gül şunu söylüyor: “İnternet sorunu bir yönetmelik değişikliğiyle olacak iş değil. Problemli olan şeyleri düzelterek algıyı da pozitif hâle getirmek gerekir. Bu sadece iç değil dış algı açısından da önemlidir.”
Bu cümlelerden, en çok sorulan sorulardan birine cevap
çıkarabiliriz: İnternet kanununa yönetmelikle gelecek düzeltmeyi
yeterli bulmayan Cumhurbaşkanı, o konuda hızla bir adım atılmazsa
veto yetkisini kullanabilir, bu tercihini de sadece kanunun lafzına
değil, ülkenin dünyadaki imajına verdiği zarara dayandırabilir.
ÖZERKLİĞİN KESİNLİKLE DOĞRU OLMAYACAĞI
KANAATİNDEYİM
HSYK kanununa gelince, Cumhurbaşkanı biraz daha farklı bir tavır alıyor: “Çalışıyoruz, bitince herkes görür.”
Gündeme birkaç gün önce gelen ve nereden geldiği tam da belli olmayan bir konu var, “demokratik özerklik”. Bu konu da soruldu Gül’e, cevabı aynen şöyleydi: “Özerkliğin kesinlikle doğru olmayacağı kanaatindeyim. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı’nda rezervlerimiz duruyor, ama uygulamada bunların sakıncalı olmadığını gördük, gösterdik. Bunun ötesine geçilmesi doğru değildir, fayda getirmez. Ama arkada şiddet yoksa her şey söylenebilir, bu da söylenebilir.”
Bu kadar önemli bir konu, sıcak gündem maddelerinin yanında en sona kaldı, ama Türkiye’nin ışığı yeniden parıldarken yine önümüzde olacak.