Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Eğitim….
Cumhurbaşkanımız 15 yıldır eğitim ve kültürde istediğimiz başarıyı yakalayamadık dedi. Her iki alanda 6 bakan değişti. Söylemde aynı dil konuşuluyor, uygulamada farklı! Bizce nedeni, “liyakatı öne çıkaran” sisteme geçilmemesidir. Çözüm bellidir!...
Cumhurbaşkanı (TÜBA)Türkiye Bilimler Akademisi Ödülleri töreninde yaptığı son konuşmasında (12.12.2017) eğitimle ilgili önemli bilgiler verdi, hedefler çizdi:
Cumhurbaşkanımız kısaca; çalışmak, üretmek, liyakat, strateji belirlemek, öncülük etmek, vizyon sahibi olmak, kararlılık, emek vermek, ter dökmek, heyecan ve cesaret” diyor..
Biz yıllardır ne di(yazı)yoruz?…
Liyakat'a önem verilmemesinden ve yanlış uygulamalardan, başarılı olamıyoruz?
Fin eğitim sistemi modeli, dünyayı sollamışken; yeni modeller arayıp, her yıl değiştirmeye gidiyoruz..
Oysa; gerçekler ve doğrular tek’tir…
Y.DOÇ.LİK -KALKACAK MI? DEĞİL- KALKMALI!..
Cumhurbaşkanımızın talimatı ile başlayan YÖK’ün yönetmelik hazırladığını duyurması ile devam eden Y.Doç.liğin kaldırılması sürecinde bir sessizlik hakim oldu. Bazı Prof. lar Y.Doç.liğin kaldırılmaması için gizli kampanya yürütüyorlar, Cumhurbaşkanını ikna ettiklerini söylüyorlar…Cumhurbaşkanımızın konuyu dile getirmemesi, ikna edilmesinden mi diye de merak ediliyor? Öyleyse büyük bir hayal kırıklığı olacak!...Ancak, biliyoruz ki, Cumhurbaşkanı bir konuyu araştırmadan, kesin bir dille gündeme getirmiyor. Örnek TEOG. Habertürk’te yer alan YÖK Başkanı’nın açıklaması ise şöyle: Yardımcı doçentlik ve doçentlik aslında ikisinin bir arada değerlendirilmesi lazım. Doçentliğe geçiş üniversite kurulu tarafından yönetiliyor. Yardımcı doçentlerimizin en fazla şikayet ettiği konu sözlü sınavlar. Alana özgür bir sınav getirdik. İkinci husus bu sözlü sınavların kalkmasıydı. Sözlü sınavların kalkmasına ve yeni bir düzenlemeye ilişkin bir ay içerisinde teklifimizi sunacağız.” YÖK Başkanı bir süre önce; “Daha önce başlattığımız yetki devri konusunu, doçentlikte de devam ettirmek istiyoruz. Doçentliğin ikinci aşamasının üniversitelerce yürütülmesi, üniversitelerimize kimlik kazandıracak.” demişti. Şimdi burada kafalar karışmış vaziyette. Elbette iki konu birlikte ele alınabilir. Ancak, Doç. sınavına girmek için Dr./Sy. yapmak yeterlidir zaten. Dolayısı ile yapılacak yeni Doç. yönetmeliğinde Y.Doç. kelimesinin yer almaması gerekir. Y.Doç.lerin %10’u sözlü sınavlardan dönüyor. Yabancı dili geçen Y.Doç. veya Dr./Sy. unvanlarına sahip arkadaşların, “dosyalardan” ve “sözlü sınavlardan” başarısız olması –çok değil- ayrı bir konu ve bu YÖK tarafından değerlendiriliyor.. Bilindiği gibi, konu Rektörlere sorulmuş ve 6 Kasım’a kadar görüşleri istenmişti. (YÖK Başkanı; “Daha önce başlattığımız yetki devri konusunu, doçentlikte de devam ettirmek istiyoruz. Doçentliğin ikinci aşamasının üniversitelerce yürütülmesi, üniversitelerimize kimlik kazandıracak.” demişti. Görüştüğümüz akademisyenler, merkezi atama ile bile sorunlar varken, günümüz üniversite yapısı ve anlayışıyla yapılacak devrin, çok hatalı olacağında birleşiyorlar. Bizden söylemesi!...)
ÇÖZÜM BEKLENEN SORUN ŞU: Y.Doç.lerin %90’ı yabancı dilin baraj olması nedeniyle, bilim/sanat sınavlarına başvuramıyor. Mağduriyet burada başlıyor. Yabancı dil sınavlarının, 2010’dan beri uygunsuz yollarla geçildiği bilinmeyen bir konu değil…Birçok (Güzel sanatlar alanı) Doç. ve Prof. sınavı geçtiği/verdiği yabancı dilde konuşamıyor. Zaten yeni ÖSYM Başkanı, 2010’dan itibaren bütün sınavları araştırma kararı aldı. Cumhurbaşkanımızın talimatı ve YÖK Başkanı’nın “yönetmelik hazır” demesi ile bir heyecan yaratılmış, artık cin vazodan çıkmıştır, mutlaka iyi bir düzenleme ile konu açıklanmalıdır. Bu konuda bize gelen teklifleri yazmıştım. En doğrusu, belli bir yılı dolduran ve herhangi bir ceza almamış Y.Doç.lerin, yabancı dilden bir defaya mahsus muaf tutulup, belli bir yıl baraj konup,(5-8yıl Doç. ve 15 yıl üzeri Prof.) unvanların verilmesidir. İnanın, akademik alan kazanacaktır. Etik olan Y.Doç.ler bedava unvan istemiyor, sadece akademik çalışmalarının değerlendirilmesini istiyor. Liyakat ve etiklik akademide mutlaka kazanmalıdır.
BİLGİ: 193 Üniversite’de 150. 886 Akademisyen var, bunların;, 22.16'sı Prof., 14.595'i Doç., 33.956'sı Yrd.Doç., 21.216'sı Öğr.Gör. 10.274'ü Okt. 3.775'i Uzm.,45.14'ü Arş.Gör., 21 Çevir., 19 Eğit. Öğret. Plan.
Ve, idari kadroların %90’ında Y.Doç.ler görev yapıyor; Dekan Yard, Böl.Başk.Yard., Merkez Müdürü ve Yard., Y.O. Müdür ve Müdür Yard. v.b. 2018 akademide barış ve üretim yılı olsun…
Son dakika: Yeni YÖK çalışıyor. "Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), üniversitelerdeki lisans programlarına yerleştirmeler için gereken puan türlerini gösteren "YKS Lisans Programları Puan Türleri Tablosu" açıklandı.YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, Kurulun internet sitesindeki "Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na ilişkin sıkça sorulan sorular ve cevaplar" bölümüne yeni maddeler eklendi." Geniş bilgiye kurum web sayfasından ulaşabilirsiniz.
NİHAYET: "2004-2014 yılları arasında yapılan sınavlardan yüksek puan alarak devlete kurumlarına yerleşen kişileri incelemeye alan ÖSYM, ALES şüphelilerini 'eşdeğer' sınavla araştırıyor. ALES'e giren adayların akademik kadroya girebilmesi için yabancı dil sınavından da geçerli puan alması gerekiyor. ÖSYM de, "çalıştım, yaptım" savunmasını yapan şüpheli akademisyenleri, Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı ve Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'ndan eşdeğer sınava aldı. Şüphelilerin söz konusu sınavlarda döküldüğü hatta hiç bilmediği dilden yüksek puan alan akademisyenlerin de olduğu ortaya çıkarıldı. Şaibeli sınavlardan aldıkları puanlarla akademik kadroya yerleşen 20 bin şüpheli için savcılık harekete geçti. ÖSYM, 'yardımcı doçent' ve 'doçent' unvanlı akademisyenlerin de aralarında bulunduğu bazı şüphelileri dil sınavından 'eşdeğer' sınava aldı.”(Basından/19.12.2017) Bu iş sonuna kadar gitmeli, liyakatsız, usulsüz akademisyenler için gereken yapılmalıdır. Teşekkürler ÖSYM Başkanı ve soruşturma açan savcılarımız...
TRT’DE VURGUN!...
“Edirne’nin Keşan ilçesinde TRT’de
sekreter olarak çalıştığı dönemde yaklaşık 5 milyon TL vurgun yapan
Aysun E. Keşan’da yakalandı. Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğü KOM
(Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele) Grup Amirliği ekipleri,
11 Aralık 2017 tarihinde ilçe merkezinde bulunan bir ikamette
yaptıkları aramada Aysun E.yi yakaladı. Aysun E., Keşan’da
işlemlerinin tamamlanmasının ardından Ankara’da çıkarıldığı
mahkemece tutuklanarak ceza evine konuldu.” (Basından/16.12.2017)
Bir sekreterin, tek başına bu kadar büyük bir vurgunu yapması
ilginç. Kurumu iyi yönetmesi için atanan idarecilerin hiç
suçu yok mu acaba?!...
“Yansın Bakalım” BESTESİ VE GÜZEL TÜRKÇE'MİZ..
Gülben Ergen’in yeni şarkısı “Yansın Bakalım”ın sözleri ve bestesi Sezen Aksu’nun... Şiirdeki güzelliğe!, Türkçe’ye!, anlam bütünlüğüne! bakar mısınız?!.. Folklorumuzda önemli bir yere sahip olan; sağlık, güzellik, makyaj ve kına gecelerinde bereket için kullanılan, kutsal bir obje sayılan "kına" bakın nasıl kullanmış? Ayıp artık…Söylemekten,yazmaktan bıktık!…Argo’dan sanat olmaz, olmamalı…Vasat bir şarkı olmuş…
Deli gibi bir şeydin her
zaman
İlla farklı özel olucan
Varsa vardır yoksa yok
Karizmayı böyle çizdirdin
Ne kendine faydan dokundu
Ne bana bir an huzur verdin
Nasıl bir vakaysan artık
Canımdan bezdirdin
Şimdi açarsın bir şişe
Bir güzel içersin geçmişe
Derken kafalarda güzelleştikçe
Şuursuz bir ağlamak bir neşe
Al sana ettiklerinin bedeli
Al sana çektiklerimin ederi
Al sana en acı kırmızı biberi
Sürmeli o dil bir yansın bakalım
Al sana ayrıcalığın ağa babası
Al bunu da yakarsın aha kınası
Cinsi cibiliyeti çenesi kuruyası
Gönül bu sana kondu ne yapalım
Hani haksız da sayılmazsın
Dürtmeseler ayılmazsın
Sistemin işi bu imaj satmak
Seni sen bile tanıyamazsın
Neyi neden yaptığın belli
Aslında kızmamam gerekli
Ama kalırsan da kaldıramam
Seni tribünler sozlerisozu.com
Şimdi açarsın bir şişe
Bir güzel içersin geçmişe
Derken kafalarda güzelleştikçe
Şuursuz bir ağlamak bir neşe