Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile Beştepe Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen programda konuştu. 70 binden fazla Gazzelinin İsrail saldırılarında katledildiğini belirten Erdoğan, Gazze'deki tek Katolik Kilisesi'nin bile vurulduğunu söyledi. Erdoğan, "Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir. Bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'yı ziyaret eden Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile baş başa görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Papa 14. Leo açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında, Papa 14. Leo'nun ilk yurt dışı seyahatini Türkiye'ye gerçekleştirmesini her bakımdan çok anlamlı bulduğunu söyledi.
Erdoğan, "Bu müstesna ziyaretin Türkiye ile Vatikan arasındaki köklü ilişkilerin dostluk, iş birliği ve karşılıklı anlayış temelinde güçlenmesine katkı sağlamasını canı gönülden temenni ediyorum. Başta bu salondan yansıyanlar olmak üzere ziyaret boyunca Türkiye'den verilecek mesajların Türk-İslam dünyasına, tüm Hristiyan coğrafyasına ulaşacağına, dünyada barış umutlarını daha da artıracağına yürekten inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Çatışmalar, insani krizler, iklim değişikliği gibi küresel sınamalar karşısında barışı savunan bir yaklaşımda olmamızdan büyük bir bahtiyarlık duydum." dedi.
Erdoğan ayrıca şu ifadeleri kullandı:
"Biz ilhamını çift başlıklı Selçuklu kartalından alan yüzü hem doğuya hem batıya dönük bir ülkeyiz.
Göreve geldiğimiz 2002'den bu yana 100'e yakın kilise ve ibadethanenin restorasyonunu tamamladık. Yıl sonuna kadar 5 eseri daha açmayı planlıyoruz.
Türkiye ziyareti hem ülkemizin özel konumuna ve ortak değerlerimize dikkat çeken anlamlı bir vesiledir.
"Elimizi taşın altına koyuyoruz"
Krizler karşısında sorumluluk alıyor, barış, adalet ve istikrar
için elimizi taşın altına koyuyoruz. Dünyada en fazla insani yardım
yapan ülkelerden biriyiz. 3,6 milyonu aşkın Suriyeli kardeşlerimize
ev sahipliği yaptık.
Misafirimizin barış çağrıları da son derece kıymetlidir. Herkes için barış, herkes için huzur... Bizim başarmak istediklerimiz işte bunlardır. Şadi Şirazi'nin "Baştan başa bütün dünya bir damla kanın yere dökülmesine değmez" sözündeki hikmetin rehberliğinde adil ve kalıcı bir barışın tesisi yolunda çalışmaya devam edeceğiz.
Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir"
Çok değerli dostlar, bölgemizdeki kalıcı barış ikliminin kalbinde
Filistin meselesi vardır. Çoğu çocuk ve kadın 70.000'den fazla
Gazzeli'nin katledildiği, iki yılı aşkın süren saldırılarda bu acı
hakikate bir kez daha şahit olduk. İsrail hükümeti aralarında
kiliselerin, camilerin, hastanelerin, okulların da olduğu sivil
yerleşim yerlerini aylardır bombalıyor. İsrail'in vurduğu
ibadethanelerden biri de Gazze'deki tek Katolik Kilisesi olan
Kutsal Aile Kilisesiydi. Kendilerine bu vesileyle tekrar geçmiş
olsun dileklerimi iletiyorum.
Saygıdeğer misafirimiz ve seleflerinin özellikle Filistin meselesine yönelik dirayetli duruşlarını daima takdirle karşıladığımızın bilinmesini isterim. İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir. Bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir."
Papa 14. Leo'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Ülkenizin doğal güzellikleri bizleri Tanrı'nın yarattıklarını
korumaya teşvik etmektedir.
Akdeniz'in ve tüm dünyanın hem bugünü hem de geleceğinde önemli bir yere sahipsiniz.
Nazik karşılamanız için teşekkür ediyorum. Papalık dönemimin yurtdışı yolculuklarına ülkenizi ziyaret ederek başlamaktan memnuniyet duyuyorum.
İnsanlık tarihinde yüzyıllar süren çatışmaların olduğu ve dünyamızın hala adaleti, barışı çiğneyen hırslar ve seçimler nedeniyle istikrarlı olmadığı doğrudur.
Muhteşem köprünüzün imgesi de yardımcıdır; çünkü Tanrı da kendini göstererek yer ile gök arasında bir köprü kurmuştur. Nitekim her birimiz için aile, sosyal yaşamın ilk çekirdeğidir. Ve ailede "öteki" olmadan benim olmayacağımı öğrendik.
Diğer ülkelere kıyasla, aile Türk kültüründe hâlâ çok önemlidir. Ve ailenin merkezi konumunu desteklemeye yönelik girişimler de fazlasıyla mevcuttur.
(Küresel çatışmalar) Bu, 'kademeli olarak yürütülen üçüncü bir dünya savaşına' zemin hazırlamaktadır. Buna asla boyun eğmemeliyiz. İnsanlığın geleceği tehlikede.
İki dünya savaşının ardından, ekonomik ve askeri güç stratejilerinin hakim olduğu, küresel düzeyde yüksek gerilimli bir çatışma dönemine tanıklık ediyoruz."