Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail'in gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur"
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde konuştu. Erdoğan, "İsrail'in devlet terörüne şimdi de komşumuz İran maruz kalıyor. İran halkının bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz. İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen İslam
İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde açıklamalar yaptı. Erdoğan,
"İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a
gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur.
Saldırıların İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin
yoğunlaştığı dönemde vuku bulması elbette manidardır." diye
konuştu.
Erdoğan, "Zorluklar karşısında sergilediği dayanışmayla ve güçlü devlet tecrübesiyle İran halkının inşallah bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz." açıklamasını yaptı.
Erdoğan, "90 yıl önce Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa, Netanyahu'nun siyonist emelleri de dünyayı felakete sürüklemekten başka gaye taşımıyor." dedi.
Erdoğan, "Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek
yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi
burada önemle vurguluyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. İslam dünyasının siz kıymetli temsilcileriyle İstanbul'da bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Alacağınız kararların İslam ümmeti ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Fevkalade kritik bir dönemde gerçekleştirdiğiniz toplantının etkileri inşallah tün dünyada hissedilecektir. İsrail saldırılarında hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.
"Zafer mutlaka inananların olacaktır"
Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin acısını acımız hüznünü hüznümüz biliyoruz. Zafer mutlaka inananların olacaktır. Barış konuşacağımız güzel günleri göreceğimize ben yürekten inanıyorum. Son 2 yıldır İsrail'in yıkım ve katliam politikalarıyla giderek daha fazla yüzleşiyoruz. İsrail bölgemizi istikrarsızlığa sürüklemeye devam ediyor. Camileri, kiliseleri, okulları bombaladılar. Yardım sırası bekleyen insanları hunharca katlettiler. Gazze'de yaşayan 2 milyon kardeşimiz, Nazilerin temerküz kamplarını bile geride bırakan kötü şartlarda tam 21 aydır hayatta kalma mücadelesi veriyor.
"İsrail'in gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur"
İsrail, Lübnan'ı Yemen'i ve Suriye'yi de hedef aldı. Suriye'de de kargaşa çıkarmaya çalıştı. İsrail'in devlet terörüne şimdi de komşumuz İran maruz kalıyor. İsrail'in İran'a karşı saldırılarını en güçlü şekilde telin ediyorum. İran halkının bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz. İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur.
Saldırıların İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı dönemde vuku bulması elbette manidardır. Netanyahu hükümeti 13 Haziran'daki saldırılarıyla müzakere sürecini baltalamayı hedeflemiştir. İsrail, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devletiyle yan yana barış içinde yaşamak yerine savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor.
"Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa..."
90 yıl önce Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl dünyayı ateşe attıysa, Netanyahu'nun siyonist emelleri de dünyayı felakete sürüklemekten başka gaye taşımıyor.
"Bölgenin yeni bir savaşı kaldırmaya tahammülü yok"
Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, yerleşimci terörüne asla esir kalmayacağız. İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum; Netanyahu'nun övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin. Bölgenin yeni bir savaşı kaldırmaya tahammülü yoktur.
Bugün buradan bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyoruz. Sükunetin tesisi için çok ciddi gayret sarfettik. Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum.
İsrail'e karşı uluslararası hukuk ve BM şartı temelinde zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi sürdürmeliyiz.
"Kenetlenmek boynumuzun borcu"
Söz konusu ortak davalarımız, ortak çıkarlarımız olunca farklılıkları bir yana koyup kenetlenmek boynumuzun borcudur. İstanbul'un kaderi Şam'ın kaderinden Bağdat'ın kaderinden, Tahran'ın kaderinden Mekke ile Medine'nin Gazze'nin Kudüs'ün kaderinden ayrı değildir.
Ümmetin sesini ve vicdanını temsil eden teşkilatımızın bu toplantısında İsrail'in politikasına karşı duruşumuzu açıkça dünya kamuoyuna duyurmamız gerekiyor. Birbirimize karşı hoşgörü sınırımızı daha da genişletmeliyiz. İttifak ediniz. İslam dünyasının daha fazla sorumluluk üstleneceği dönemin arefesindeyiz. Sırt sırta verip zorlukların üstesinden birlikte geleceğiz.
Sykes-Picot Anlaşması nedir?
Son dönemde sıkça bahsedilen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söz ettiği Sykes-Picot Anlaşması, 1. Dünya Savaşı sırasında 16 Mayıs 1916'da Britanya ve Fransa arasında gizlice yapıldı. Anlaşma Osmanlı Devleti'nin Ortadoğu'daki topraklarının paylaşılmasın öngörülüyordu. Ortadoğu'nun bugünkü sınırlarının temeli atıldı. Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin gibi ülkelerin sınırları bu plana göre şekillendi. Ancak etnik ve mezhepsel yapılar dikkate alınmadan çizildiği için anlaşmadaki sınırlar uzun vadeli sorunlara yol açtı. Sykes-Picot Anlaşması Ortadoğu'nun emperyal çıkarlarla çizilmiş sınırlarını belirleyerek bölgedeki siyasi çatışmaların temelini attı. Antlaşma, 1917’de Bolşevik Devrimi'nin ardından iktidarı ele geçiren Bolşevikler tarafından ifşa edildi.