Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macron'a sert tepki senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisini hedef alan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a sert tepki göstererek, "Sayın Macron şahsımla çok uğraşıyor. Senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın hedefinde kendisi ve Türkiye hakkında çirkin ifadeler kullanan Fransa cumhurbaşkanı Macron vardı.

Erdoğan, güneyde koalisyon güçleriyle mücadele yürütüldüğüne işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"'Bak, senin tarih bilgin de yok.' dedim"

"Bakıyorsunuz ki bir terör devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Nerede? Suriye'de. Öbür tarafta bakıyorsunuz Libya'da karşımızda darbeci Hafter ve onun güçlerinin ne yazık ki Wagner diye paralı Abu Dabi yönetiminin desteklediği silahlı güçleri var. Bütün bunlarla beraber onların yanında bakıyorsunuz Fransa sürekli gündemde. İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya çünkü o, şahsımla çok uğraşıyor. Nedir o? Diyor ki 'Türk milletiyle değil ama bizim Erdoğan'la sıkıntımız var.' Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak.

Defalarca bunu zaten sana söyledim ama dinlemiyorsun. 'Bak, senin tarih bilgin de yok.' dedim. Sen Fransa'nın tarihini de bilmiyorsun. Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye'yle uğraşma. Afrika'nın tarihi adeta Fransa'nın tarihidir. Cezayir'de 1 milyon insanı öldüren sizsiniz. Ruanda'da 800 bin insanı öldüren sizsiniz. Siz bize insanlık dersi veremezsiniz, önce bunu öğren. Bunu, ben bizzat kendisine söyledim. 'Bak, senin tarih bilgin yok. Önce bunları öğrenmen lazım.' dedim.

"Şimdi gelmiş Libya'ya niye girmek istiyor? Petrol için girmek istiyor"

Biz ise bu Afrika'da bir insanın burnunu kanatmadık. Biz oralarda sadece acaba insanca nasıl destek, nasıl yardım veririz, bunları yaptık. Darbe ve vesayet güçlerinin örneği bunlar. Yıllarca besleyip büyüttükleri, günü gelince de sahaya sürdükleri kadrolar tasfiye oldukça Türkiye, yerli ve milli politikalarını çok daha büyük kararlılıkla hayata geçiriyor. Bunlar Libya'ya da çok çektirdiler. Libya'da bunlar 100 binlerce insanı öldürdüler. Bunu yaptılar. Bunlar bize insanlık dersi verebilir mi? Şimdi gelmiş Libya'ya niye girmek istiyor? Petrol için girmek istiyor. Afrika'nın diğer ülkelerine bunlar niye girmek istiyor? Elmas için girmek istiyor, altın için girmek istiyor, bakır için girmek istiyor, krom için girmek istiyor. Seyahatlerimde hep Afrikalı liderler bunu bana anlatmışlardı, bizzat kendileri. 'Türkiye ise ecdadımız'. Biz, buralara gittiğimiz zaman sadece destek elimizi uzatırız."

Ey Macron, sen ne yaptın?

Erdoğan, koronavirüs sürecinde 150'ye yakın Afrika ve dünya ülkesine destek verdiklerini hatırlattı. 

Bu desteği insani ve vicdani görev olduğu için verdiklerini dile getiren Erdoğan, "Biz onlardan daha zengin değildik ama verdik ve bundan sonra da vereceğiz. Bizim ecdadımızdan aldığımız terbiye bu. Bundan sonra da yapacağımız bu. Ey Macron, sen ne yaptın? Şu anda dirsek teması içinde oldukların ne yaptı? Sen onu söyle." ifadelerini kullandı.

Yunanistan'a uyarı: Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin

Türkiye'nin Meclisiyle, Cumhurbaşkanlığıyla, yargısıyla, bakanlıklarıyla, kurumlarıyla, özellikle ordusu ve diplomasisi ile kendi oyun planlarını uyguladıkça, hedeflerine çok daha hızlı bir şekilde ilerlemeye başladığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte şu anda burada adalarda, vesaire, Yunanistan'ın yaptıklarına bakın. Neye güvenerek yapıyor bunları? İşte bazı kendisine destekler vereceğini vaat edenlere güveniyor onlarla beraber adaların etrafında korvetlerle dolaşıp duruyorlar, zodyaklarla dolaşıp duruyorlar. Yanlış iş yapıyorsunuz, bu yollara girmeyin. Hepten yalnız kalırsınız. 

"Komşuluğun hakkını ver, yanlış yollara girme"

Yeri geldiği zaman 'komşu, komşu, komşu...' diyorsun, o zaman komşuluğun hakkını ver, yanlış yollara girme. Hamdolsun biz kendi kararımızı kendimiz veriyoruz. Bunları da dirayetle hayata geçiriyoruz. Gerektiğinde her türlü mücadeleye girebilen bir Türkiye var artık. Her ne kadar hala ülkemizde azımsanamayacak sayıda darbe ve vesayet özlemcisi varsa da milletimizin bunlara fırsat vermeyeceğine inanıyoruz. Bir daha bu ülkede, demokrasi ve milli irade ile darbe ve vesayet kesinlikle yan yana gelmeyecektir. Ülkemizin ve milletimizin kazanımlarına sıkı sıkıya sahip çıkacağız. Geleceğe ilişkin tüm planlarımızı, programlarımızı, hesaplarımızı, milli iradenin üstünlüğüne olan teslimiyetimizle yapıyoruz."

Konuşmasında 12 Eylül darbesine değinen Erdoğan, "Türkiye'de bugüne kadar yapılmış veya teşebbüs edilmiş hiçbir darbe, özellike vesayetin hiçbir oyunu, meşru, milli, masum, onurlu değildir." ifadelerini kullandı.

"Biz bu dünyada milletin gücünün üzerinde bir güç görmedik, tanımadık, tanımıyoruz." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

'Bizim çocuklar yine başardı.' demek için bekliyordu"

"Her darbe bir önceki darbenin eksiklerini, yarım bıraktıklarını, başaramadıklarını tamamlamak amacıyla gerçekleşmiştir. Hiç şüphe yok ki 15 Temmuz gecesi birileri yine aynı mekanlarda 'Bizim çocuklar yine başardı.' demek için bekliyordu. Türkiye'yi 12 Eylül darbesine hazırlayan karanlık odak, hiç şüphesiz darbe sonrasının planlamasını da yapmıştır."

"12 Eylül en ağır ve en acı darbe"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönem konusunda kimi çevrelerin özellikle kendilerine göre bir farklı yorum oluşturmaya çalıştığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bu tür bir resim ne olursa olsun tarih hükmünü, ülkemizin yaşadığı en ağır ve acı darbe olarak vermiştir. Türkiye'yi 12 Eylül darbesine hazırlayan karanlık odak, hiç şüphesiz darbe sonrasının planlamasını da yapmıştır. Darbecilerin bir sağdan, bir soldan diyerek idam sehpasına çıkardığı gençlerin temsil ettiği dinamik toplumsal fikri yapı yerine ülkemizin hala çözmeye ulaştığı sorunların tohumları atıldı. Askeri rejimin sol grupları sert bir şekilde tasfiye etmesinin amacının yıllarca ülkemizin başına bela olan PKK'nın gelişip büyümesinin önündeki engelleri kaldırmak olduğu anlaşılıyor. Yine askeri rejimin bu ülkenin milli ve yerli tüm unsurlarının birikimlerini yok etme gayretinin de FETÖ'nün önünü açmak için olduğunu bugün daha iyi görebiliyoruz."

Erdoğan, sahneye konulan senaryoyu somutlaştırmak bakımından vereceği örneğin çok daha açıklayıcı olacağını ifade ederek, Anadolu'nun küçük bir ilindeki Milli Türk Talebe şubesinin 12 Eylül darbecileri tarafından kapatıldığını, şehrin merkezindeki bir pasajın içinde yer alan şube binasının önce camlarının kırıldığını, mobilyalarının da odun niyetine sobada yakılıp tahrip edildiğini aktardı. 

Bununla kalınmayıp şube binasındaki yılların birikimi olan fikir kitapları ve dergilerin de sobada yakılarak ortadan kaldırıldığını belirten Erdoğan, "Yerli ve milli zihin yapısına sahip nesillerin yetişmesine katkı sağlamış nice eserler bilinçli bir şekilde ateşe atılıp imha ediliyor. Bu kitaplar ve dergileri yanmaktan kurtarmak isteyenler ise derhal gözaltına alınıp hapse atılıyor. Bu sıradan bir kitap düşmanlığı veya vandallık eylemi değildir. Amaç milletimizin değerlerini oluşturan ve nesilden nesle aktarılan hafızanın, birikimin bilincin, maddi alt yapısını tümüyle yok etmektir. Nitekim ülkemizin fikir hayatı 12 Eylül darbesinden sonra hiçbir zaman eskisi kadar canlı olamadı." diye konuştu. 

Erdoğan, bunun yerine gençlerin zihinlerinin neredeyse tamamının tercümeye dayalı ideolojik akımların istilasına maruz bırakıldığını vurgulayarak, PKK eliyle oluşturulan güvenlik kaygısının da uzun bir süre siyasi ve sosyal çatlakları genişletmenin zemini, topyekün sistemi bloke etmenin gerekçesi olarak kullanıldığını anlattı.

"FETÖ ve benzeri sapkın yapılar öne çıkartıldı"

Milletin adeta hayat damarları olan dini hassasiyetlerinin, toplumsal dayanışma hasletlerinin, kültürel birikiminin, eğitim faaliyetlerinin,  FETÖ ve benzeri sapkın yapılar öne çıkartılarak lekelenmeye çalışıldığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

 "Artık bizim IMF diye bir kapımız yok, biz bize yeteriz"

"Ekonomi ardı ardına yaşatılan krizlerle sürekli zayıf tutularak IMF'ye muhtaç ve mahkum hala getirildi. Bunu bizzat şahsım yaşadı. Göreve geldiğimizde IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı ve hamdolsun 2013'te IMF'ye olan bu borcu sıfırladık. IMF borcumuz falan kalmadı. Ama ana muhalefet 'Bak ekonomik sıkıntılarımız var, durmayın, IMF'ye müracaat edin, oradan yine borç alın, bu ülke ayakta kalsın.' Artık bizim IMF diye bir kapımız yok, biz bize yeteriz, bu ülke kendine yeter."

Programın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay (sol 5), TBMM Başkanı Mustafa Şentop (sol 6), MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli (sağ 6), eski başbakanlardan Tansu Çiller (sağ 7) ve katılımcılar aile fotoğrafı çektirdi.

Macron ne demişti?

Fransa'nın ev sahipliğindeki Med7 zirvesinde Macron, şu ifadeleri kullanmıştı: "Türkiye, Yunanistan'ın meşru haklarını görmezden gelerek Libya hükümetiyle de kabul edilemez bir anlaşma imzaladı. Türkiye'nin Kıbrıs açıklarındaki faaliyetleri de kabul edilemez. Aynı zamanda büyük bir devlete yakışmayacak provokasyonlar söz konusu. Türk halkı büyük bir halk. Ancak biz Avrupalılar artık Erdoğan hükümetine karşı daha açık olmalıyız."

Günün Önemli Haberleri