Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çok sert terör mesajı
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle ülkeler var ki, terörist, katil Sünni diyerek vahşeti meşrulaştırıyor. Sırf Sünni diyerek sempati beslemek, Kuran'a açık bir saygısızlıktır" dedi.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Muharrem Ayı nedeni
ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Muharrem Aşı verdi.
"Aynı toprakların ve medeniyetin insanlarıyız" diye Erdoğan, "Biz,
Kerbela'da hep birlikte Yezid'in ordusunun karşısında olan
insanlarız. Dersim'de zulmün karşısında olan insanlarız. Sivas'ta,
Gazi Mahallesi'nde, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta her türlü ölümün
karşısında saf tutan insanlarız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yemekte yaptığı konuşmada bazı
ülkelerin Sünni diyerek vahşeti meşrulaştırdığını belirterek, "Öyle
ülkeler var ki, terörist, katil Sünni diyerek vahşeti
meşrulaştırıyor. Acımasızca baş kesen, vahşeti meşrulaştıran terör
örgütlerine, sırf Sünni diyerek sempati beslemek, Hazreti
Hüseyin'e, Ehl-i Beyt'e, Hazreti Nebi'ye ve Hazreti Kur'an'a açık
bir saygısızlıktır. İşte bugün, bütün sıfatlarımızı bir kenara
koyarak, sadece bir insan, sadece bir Müslüman olarak, tüm bu
hadiseleri, tüm bu cinayetleri, kalbimizle, gönlümüzle,
vicdanımızla sorgulamak zorundayız" dedi.
MUHARREM ORUCU RAMAZAN ORUCUNDAN SONRA EN FAZİLETLİ ORUÇ
Muharrem orucunun Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç
olduğunu dile getiren Erdoğan; "Bu mübarek Muharrem akşamında
sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyor, tuttuğunuz oruçların,
yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul olmasını gönülden niyaz
ediyorum. Bizleri, Ramazan-ı Şerif'in ardından, bir Muharrem ayına
daha eriştiren Rabbimize hamd-ü senalarımızı sunuyor; Muharrem
orucunun Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç olduğunu bizlere
bildiren Peygamberimiz Efendimize salat ve selamlarımızı
gönderiyoruz. Hicri 61 yılında, 10 Muharrem gününde, Kerbela'da
şehit edilen Hazret-i Hüseyin Efendimiz ve Ehl-i Beyt'i,
şehadetlerinin 1375'inci sene-i devriyesinde bir kez daha kemal-i
edeble ve hürmetle yad ediyor; Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi
Hüseyin Efendimiz ve Ehl-i Beyt'in üzerine olsun diyoruz.
Mazlum, maktül ve şehit Hüseyin Efendimiz'le birlikte bugün, arşın
yanına asılmış küpelerden bir diğeri olan Hazreti Hasan Efendimizi
ve babaları Şah-ı Merdan, Allah'ın Arslanı, Ali'yyül Mürteza
Efendimizi de hürmetle yad ediyor, Allah'ın selamı üzerlerine olsun
diyoruz" dedi.
KERBELA ACI AMA İBRETLİK DERSLERLE DOLU BİR HADİSEDİR
Konuşmasında Kerbela'nın ortak tarihte acı ama ibret verici
dersler ile dolu bir olay olduğunu aktaran Erdoğan, "Sizler de çok
iyi biliyorsunuz ki, 10 Muharrem, sadece Kerbela hadisesi
vesilesiyle değil, insanlık tarihindeki, peygamberler tarihindeki
nice önemli olayın vuku bulduğu tarih olarak da bilinir. Hazreti
Adem'in tevbesi bu günde kabul olunmuş, Hazreti Musa denizi bu
günde ikiye ayırmış, Hazreti Yusuf kuyudan bugünde çıkmıştır.
Hazreti Nuh'un gemisinin Cudi'ye bir 10 Muharrem günü vasıl olduğu,
Hazreti İsa'nın 10 Muharrem'de doğup, yine bir 10 Muharrem'de göğe
alındığı, Hazreti Eyyüb'ün 10 Muharrem'de hastalığından şifa
bulduğu rivayet edilir. Hazreti Nuh ve Kavmi, sadece tufandan
değil, içlerindeki zalimlerden de bir 10 Muharrem günü
kurtulmuştur. Hazreti İsa'nın, uğradığı ihanet neticesinde göğe
alınması, bir 10 Muharrem'de gerçekleşmiştir.
Hiç kuşkusuz, Efendimiz Hüseyin ve Ehl-i Beyt'in 10 Muharrem'de
uğradığı felaket de, insanlık tarihindeki bu olaylar kadar bir
ibret vesikası, insanlık için bir derstir. Hazreti Hüseyin, Hak
yoluna koyduğu canı ile bize, iyi ve kötü arasındaki farkı
öğretmiştir. Hazreti Hüseyin, bir 10 Muharrem günü, bize Hak ve
batıl mücadelesini göstermiştir. Hazreti Hüseyin Efendimiz,
Kerbela'da bize fedakarlığı, cefakarlığı, Hak'ta sebatı ve sabrı
öğretmiştir. Ama en önemlisi, Hazreti Hüseyin bize, Kerbela'da can
feda ederek, fitneden kaçınmayı, nifaktan uzak durmayı, yani
kardeşliği, yani birliği öğretmiştir. Kerbela, ortak tarihimizde ve
ortak hafızamızda, son derece acı, ama son derece ibretlik, derin
derslerle ve hikmetlerle dolu bir hadisedir" ifadelerini
kullandı.
TEKRAR TEKRAR KERBELA'YI YAŞIYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kerbela, tefrikanın değil, tam tersine, Hazreti Hüseyin
Efendimizin verdiği ibretlik ders ile uhuvvetin vasıtasıdır.
Kerbela'dan tefrika çıkarmak, çok açık söylüyorum, Yezid'in yanında
durmaktır. Kerbela'dan uhuvvet, yani kardeşlik dersi çıkarmak ise,
hiç şüphesiz ki Hazreti Hüseyin ve Ehl-i Beyt'in yanında durmaktır.
Tam 1375 yıldır, Hazreti Hüseyin ve Ehl-i Beyt'e ağıtlar yakıyoruz.
1375 yıldır, Kerbela acısını daha dün yaşanmış gibi hafızamızda
sıcak tutuyoruz ve acıyla gözyaşı döküyoruz. Ancak, ne büyük bir
tezattır ki, 1375 yıldır, neredeyse her gün Aşura'yı, neredeyse her
gün tekrar tekrar Kerbela'yı yaşıyoruz. 1375 yıl sonra her karışı
Kerbela olan bir coğrafya için derin bir hüzne gark oluyoruz.
Hepimiz çok çok iyi biliyoruz ki, var olan manzara ne Hazreti
Hüseyin efendimizin, ne Hazreti Hasan, ne Aliyyül Mürteza
Efendimizin, ne de Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Efendimizin tasvip edeceği bir manzaradır. Hazreti Hüseyin
Efendimiz, kahramanca can verirken, böyle bir manzara için can
vermedi. Hazreti Hüseyin Efendimiz, 'Şehitlerin Seyyidi' ünvanını
kuşanırken, böyle bir tefrikayı asla arzu etmedi. O zaman, bu nedir
diye sormamız gerekiyor. Nereye gidiyoruz diye sormamız gerekiyor.
Önce samimiyetle kendimize, sonra da kardeşimize, bu hal nedir diye
sormamız, en güçlü şekilde bu hali sorgulamamız gerekiyor."
KURAN'A SAYGISIZLIKTIR
İslam coğrafyasını kana bulayan sebeplerin hiç birisinin
çözümsüz olmadığını ifade eden Erdoğan, "Kendilerine istedikleri
kadar sıfat taksınlar, Şii desinler, Sünni desinler. Onların tek
sıfatı vardır, o da katildir. Terör örgütleri, belli mezheplere
sırtlarını dayıyor, belli mezheplerden militan devşiriyor, belli
mezheplerin mensupları tarafından korunuyor ve kollanıyor.
Kendilerine ister Şii, ister Sünni, ister Nusayri, ister Alevi
desinler. Kendilerine Selefi veya Vahhabi desinler.
Aslında onların tek sıfatı vardır, o da teröristtir. Öyle ülkeler
var ki, teröriste Şii sıfatını takıp, terörü meşrulaştırabiliyor;
Nusayri deyip devlet terörünü, katliamı meşrulaştırabiliyor. Öyle
ülkeler var ki, terörist, katil Sünni diyerek vahşeti
meşrulaştırıyor. Hazreti Hüseyin'in izinden gittiğini söyleyip
Yezidleşenleri; Hazreti Nebi'nin izinden gittiğini söyleyip
İblisleşenleri büyük bir iç burkuntusuyla izliyoruz. 300 bin
insanı, kadınları, çocukları, acımasızca katleden bir katile, sırf
Nusayri olduğu için göz yummak, ona karşı sessiz kalmak, Hazreti
Hüseyin'in hatırasına hürmetsizliktir.
Acımasızca baş kesen, vahşeti meşrulaştıran terör örgütlerine, sırf
Sünni diyerek sempati beslemek, Hazreti Hüseyin'e, Ehl-i Beyt'e,
Hazreti Nebi'ye ve Hazreti Kur'an'a açık bir saygısızlıktır. İşte
bugün, bütün sıfatlarımızı bir kenara koyarak, sadece bir insan,
sadece bir Müslüman olarak, tüm bu hadiseleri, tüm bu cinayetleri,
kalbimizle, gönlümüzle, vicdanımızla sorgulamak zorundayız. Bu
sorgulama yapılmadığı müddetçe, Hazreti Hüseyin'in şehadetinden
gerekli ders çıkarılmadığı müddetçe, coğrafyamızda kardeş kanı oluk
oluk akmaya maalesef devam edecektir" diye konuştu.
YEZİD'İN ORDUSUNUN KARŞISINDA OLAN İNSANLARIZ
Konuşmasında ne Türkiye'de ne de İslam coğrafyasında haklar arasında çözüme kavuşturulmayacak hiçbir meselenin bulunmadığını belirten Erdoğan, "Biz, acılardan kan davaları, öfke, nefret çıkaran bir ümmet değil; acılardan kardeşlik, dayanışma, uhuvvet çıkaran bir ümmet olmak zorundayız. Biz, Kerbela'da hep birlikte Yezid'in ordusunun karşısında olan insanlarız. Biz, Dersim'de, hep birlikte zulmün karşısında olan insanlarız. Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde, Çorum, Kahramanmaraş'ta, her türlü tahrikin, her türlü ölümün karşısında saf tutan insanlarız. Hiç kimsenin ölümüne sevinmeyiz; hiç kimsenin yaşamasına hüzünlenmeyiz. Aynı toprakların, aynı coğrafyanın, aynı medeniyetin insanlarıyız; aynı yolun yolcularıyız. Müslümanlar ancak kardeştir diyen Hazreti Kur'an'a, 'Müslüman'ın canı, malı ve ırzı Müslüman'a haramdır' diyen Hazreti Nebi'ye, 'Haksızlık karşısında susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz' diyen Hazreti Ali'ye bugünlerde daha bir kulak kesilmek durumundayız.
Dostu ve kardeşi üzmekten, düşmanı sevindirmekten bir an önce vazgeçmek, aklı olan, vicdanı olan her insanın mesuliyetidir. Necef'in türbelerinde Şii'ler öldükçe, Sünniler değil, düşmanlarımız kazanıyor. Bağdat'ın camilerinde Sünniler öldükçe, Şiiler değil, tefrika kazanıyor. Şam'ın, Halep'in, Humus'un, İdlib'in, Hama'nın yoksul sokaklarında çocuklar öldükçe, Nusayriler değil, fitne kazanıyor. Musul'da, Kerkük'te insanlar öldükçe, Müslümanlar değil nifak kazanıyor" dedi.
KERBELA'DAN İBRET ALIP KUCAKLAŞALIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını sonlandırırken birlik çağrısı yaparak sözlerini şöyle tamamladı:
"Eğer biz, hiç uğruna birbirimizi kırarsak, kaybeden sadece biz
olmayız, geniş coğrafyamız olur. Eğer biz, yapay meseleleri,
kamplaşmayı, kutuplaşmayı bir kenara bırakırsak, kazanan bizle
birlikte geniş coğrafyamız olur. Bu ülkede nefes alıp veren hem
Alevi, hem Sünni kardeşlerime tam bir samimiyetle sesleniyorum:
Acılarımız ortak, kıblemiz ortak, kitabımız ortak, Ehl-i Beyt'imiz
ortak. Birtakım devletlerin üzerimizden oyun oynamasına gelin izin
vermeyelim. Birtakım istihbarat örgütlerinin, üzerimizden oyun
kurmalarına gelin artık müsaade etmeyelim. Gençlerimizi elimizden
alıp, modern dünyanın hastalıklarını onlara musallat edenlere izin
vermeyelim.
Gençlerimizin terör tuzağına düşmelerine, asılsız, sonu gelmez, bir
hiç uğruna kavgalarda yitip gitmelerine göz yummayalım. Gelin,
Kerbela'dan ibret alıp kucaklaşalım. Gelin, Hazreti Hüseyin
Efendimizin şehadetiyle kardeşliğimizi büyütelim. Gelin,
geleceğimiz için, geniş coğrafyamız için umut olalım, umudu
çoğaltalım. Düşmanı değil, dostu sevindirelim. Gelin canlar, bir
olalım; bir olalım, iri olalım, diri olalım.
Bu duygularla, Muharrem ayının, 10 Muharrem'in, ülkemiz, aziz
milletimiz, tüm dost ve kardeşlerimiz için hayırlara kapı
aralamasını Rabbimden niyaz ediyorum. Bir kez daha tuttuğunuz
oruçların Hak katında kabulünü diliyorum. Hazret-i Hüseyin
Efendimiz ve Ehl-i Beyt'i bir kez daha hürmetle yad ediyor;
katıldığınız ve bu soframızı şenlendirdiğiniz için hepinize tek tek
teşekkür ediyorum."