Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bomba faiz, dolar ve enflasyon açıklaması! Yavaş yavaş düşecek...
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk dönüşü flaş açıklamalar yaptı. ‘Bu ülkede kadrolaşmanın kitabını CHP yazmıştır' diyen Erdoğan, 'Bizim yaklaşımımız barajın yüzde 7 olması yönünde' ifadelerini kullandı. Teröristle fotoğrafı çıkan HDP'li Semra Güzel için net konuşan Erdoğan, "Yavaş yavaş, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk ziyareti sonrası
gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. ‘Bu ülkede
kadrolaşmanın kitabını CHP yazmıştır' diyen Erdoğan, 'Bizim
yaklaşımımız barajın yüzde 7 olması yönünde' ifadelerini kullandı.
Teröristle fotoğrafı çıkan HDP'li Semra Güzel için "Bunların da
dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ve yargı yolunun açılmasının
takipçisi olmaya mecburuz" diyen Erdoğan, dolar, faiz ve
enflasyonla ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin İsrail gazını Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak EastMed Projesinden desteğini çekmesi kararını “Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur” sözleriyle değerlendiren Erdoğan'ın uçakta yaptığı açıklamalar şöyle:
FETÖ ile mücadele...
“Değerli Dostum Başbakan Sayın Edi Rama’yla başbaşa ve
heyetlerarası olmak üzere verimli görüşmeler gerçekleştirdik. İkili
ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden duyduğumuz
memnuniyeti özellikle dile getirdik. Stratejik Ortaklık
seviyesindeki ilişkilerimizin geliştirilerek yeni alanlara teşmil
ettirilmesi hususunda karşılıklı siyasi irademizi teyit ettik.
Geçtiğimiz sene imzaladığımız Ortak Siyasi Bildiri’yle tesis
ettiğimiz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısını da
en kısa zamanda gerçekleştirmek konusunda mutabık kaldık. Dışişleri
Bakanlarımız kendi aralarında görüşmeleri yapacaklar ve daha sonra
da biz bu yıl içinde büyük ihtimalle bu toplantımızı
gerçekleştireceğiz. Ortak gündemimizde yer alan bölgesel meseleler
hakkında fikir teatisinde bulunduk. İki NATO müttefiki olarak
güvenlik boyutlu gelişmeleri aramızda değerlendirdik. Arnavutluk’un
savunma sanayii alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması noktasında
atabileceğimiz adımları ele aldık. Başbakan Edi Rama ile özellikle
de FETÖ’nün Arnavutluk’taki yapılanmasıyla müşterek mücadelemizi
gözden geçirdik. Ayrıca iş birliğimizi daha da güçlendirecek
çeşitli anlaşmaları akdettik. Bu kapsamda 7 anlaşmanın imzaları
atıldı. Heyetimizde yer alan Bakanlarımız ve ilgili kurum
temsilcilerimiz de Arnavut muhataplarıyla görüşmeler
gerçekleştirdiler. Ziyaretim vesilesiyle Arnavutluk Meclisi’ne de
bir hitapta bulunduk.
Replika hatırası
Arnavutluk’ta 2019 Kasım
ayında meydana gelen depremde, evsiz kalan Arnavut kardeşlerimiz
için talimatımla Laç şehrinde TOKİ tarafından yaptırılan 522 adet
deprem konutunun teslim törenini de icra ettik. Bunun yanında model
daireleri gördük. Arnavut kardeşlerimizin evlerine misafir olduk.
Ayrıca, Tiran şehir meydanının en güzel noktasında bulunan ecdat
yadigarı tarihi Ethem Bey Camii’nin TİKA tarafından
gerçekleştirilen restorasyon sonrasında yeniden ibadete açılışına
hep birlikte şahitlik ettik. Ethem Bey Camii, Başkent Tiran’da
Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen sekiz büyük camiden günümüze ulaşan
tek tarihi cami olması hasebiyle ayrı bir önem taşıyor. TİKA
tarafından 2018 yılında başlatılan bakım, onarım ve restorasyon
çalışmaları, geçtiğimiz yıl tamamlandı. Namazgah Camii’mizin
yanında bu da tarihi bir eser olarak güzel bir model teşkil ediyor.
Sayın Edi Rama ile Ethem Bey Camii’ne birlikte girdik.
Karahisari’nin Topkapı Sarayı’ndaki Kur’an-ı Kerim’inin bir
replikasını buraya hatıra olarak bıraktık. İnşallah tüm
Arnavutluk’taki Müslüman kardeşlerimiz için bu caminin anlamı da
büyük olacaktır. Şimdi Namazgah Camii’ni de ramazan sonuna kadar
yetiştirmeyi hedefliyoruz. O da 3 bin 250 kişilik bir cami.
İnşallah güzel bir eser meydana geliyor. Onu da Diyanet
teşkilatımızın KOMAŞ firması yürütüyor. Burada FETÖ meselesinden
dolayı bazı sıkıntılar yaşandı. Bu sıkıntılar sebebiyle gecikti.
Daha doğrusu işi durdurma noktasına da geldik. Ama bugün Sayın Edi
Rama’nın bize verdiği bazı sözler sebebiyle “tamam” dedik.
Hayırlısıyla biz işi yükleneceğiz, başlayacağız. Yeter ki diğer
sorunları halledelim. Temenni ederiz ki şubat sonuna kadar bunlar
bu planı gerçekleştirirlerse ondan sonra da zaten bizler
adımlarımızı yoğun bir şekilde atacağız.
Balkanlar Türkiyesiz olmaz!
- Türkiye, Balkan coğrafyasında pek çok eseri ihya ediyor.
Bunun yanı sıra Maarif Vakfı yine FETÖ’nün etkisinde olan okullara
sahip çıkıyor, yeni okullar içiyor. Bütün bu faaliyetlerin, kültür,
sanat, eğitim alandaki faaliyetlerin üstüne bir adım daha koyma
noktasında yeni projeler, yeni anlaşmalar olacak mı? Sözgelimi
kasım, aralık ayında Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali
yapılmıştı. Bunun bir benzeri Balkan coğrafyasındaki ülkelerle
olacak mı?
Biz istiyoruz ki Balkanlar’da, her Balkan ülkesinde bir adım atalım; buralarda özellikle de TİKA ile tarihimize sahip çıkalım; kültür ve sanata yönelik de ne gerekiyorsa bunları biz TİKA ile yürütelim. TİKA, hemen hemen Balkan ülkelerinin tamamında şu anda aktif. Yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İşte camiler, köprüler ve buna benzer bütün eserlere yönelik çalışmaları TİKA yoğun şekilde yürütüyor. Sadece Arnavutluk’ta bugüne kadar 568 adet eser yapıldı. Bunun haricinde yine Bosna-Hersek olsun, Kosova olsun, Makedonya olsun, buraların hepsinde de, Alevi Bektaşi Tekkelerine varıncaya kadar, bunları oralarda yoğun bir şekilde yapıyoruz. Hani bazıları konuşuyor “mezhep meşrep ayrımı vesaire” diye. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olmuş olsa bizim bunlara elimiz değmez. Ama hepsinde de varız, hepsine de elimizden gelen desteği veriyoruz ve oralarda da bunları inşa ve ihya ediyoruz.
Balkanlar, Türkiyesiz olmaz. Balkanlar’da Türkiye olarak varız. Nitekim Sayın Edi Rama geçenlerde Bosna Hersek’te son gelişmeler üzerine katıldığı toplantıda “Tamam burada hepimiz varız da Türkiye nerede?” diye sormuş. Diğerlerine “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıdan hayırlı bir karar çıkmaz.” demiş. Aynı kanaati orada Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Sırp Üyesi Dodik de sergilemiş. “Türkiye’nin olmadığı böyle bir toplantıda Birleşmiş Milletler, Amerika, İngiltere’den gelenlerle bu iş çözülmez” demiş. Bu ilginç bir şey. Bunu tabi daha önceki ziyaretimde, Bosna-Hersek’te hepsinin yanında yine söyledi. “Niçin biz şuradan şuradan arabulucu arıyoruz. Bunu Erdoğan yapsın, Türkiye yapsın.” dedi. Bugün Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Vucic bize geliyor. Sayın Vucic ile Balkanlar’da atılabilecek adımları, Bosna-Hersek konusunu da ele alacağız. Ona da Bosna-Hersek’teki barış ve istikrarın bölge için taşıdığı önemi vurgulayacağım. Biz sorunların çözümünün taraflar arasında daha fazla diyalogdan geçtiğine inanıyoruz. İlerleyen süreçte diplomasi trafiğini yoğunlaştıracağız. Türkiye, bugüne kadar sergilediği kucaklayıcı ve objektif tutumuyla Bosna-Hersek’teki tüm tarafların ve bölgedeki aktörlerin mevcut sorun bağlamında katkısını aradığı bir ülke olarak, saygın konumunu krizin aşılması için devrede tutmaya devam edecektir.
Rusya-Ukrayna savaşı
çıkarsa Türkiye'nin tavrı ne olur?
-Ukrayna’da çatışma ihtimali hala devam ediyor maalesef.
Türkiye, krizin her iki tarafıyla da iyi ilişkilere sahip bir ülke.
Sizin, adı arabuluculuk olmasa da bu krizin çözümü konusunda
taraflarla görüşmeniz söz konusu mu? Eğer korkulan olur
da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali söz konusu olursa bir NATO
üyesi ülke olarak Türkiye’nin tavrı ne olur?
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini gerçekçi bir yaklaşım olarak görmüyorum. Çünkü Ukrayna, sıradan bir ülke değil. Ukrayna güçlü bir ülke. Ayrıca Rusya’nın bu adımı atabilmesi için tüm dünyadaki durumu ve kendi durumunu gözden geçirmesi lazım. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Ukrayna’daydı. Şimdi ben de İlham Bey ile bir konuşacağım. Tabi Sayın Putin’le de bu konuları masaya yatırıp konuşmamız lazım. Çünkü bu bölgeler artık savaşı kabullenemez. Bunlar doğru da olmaz. Artık savaşı siyaset tarihinden silip atmamız lazım. “Ben bir yerin topraklarını işgal edeyim, alayım” mantığıyla bu işler yürümez. İşte örneğin Ukrayna’da ne yaptı Rusya? Kırım’a çöktü. Kırım ile ilgili biz her zaman, Kırım’ın işgaline karşı olduğumuzu Sayın Putin’le yaptığımız her görüşmede kendisine söylüyorum. Dışişleri Bakanlığımız aynı şekilde muhataplarına bunları söylüyor. Yani bu konuda bizim politikamız belli.
Güneyimize bakıyoruz. Suriye’nin ciddi bir kısmında Amerika’nın üsleri var. Rusya’nın da üsleri var. Öbür tarafta terör örgütleri, Amerika’dan ciddi destekler aldı, hala almaya devam ediyor. Şimdi bunları yok farz etmek mümkün mü? Değil. Bunları biz Biden’la yaptığımız görüşmelerde devamlı kendisine söyledik. Trump ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Obama ile yaptığımız görüşmelerde söyledik. Hepsine de “Siz terör örgütlerini destekliyorsunuz” diye hep söyledim. Bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeydoğusunda terör örgütlerine binlerce tır silah, mühimmat, her türlü ciddi desteği bunlar verdiler. Nitekim Irak’taki Koalisyon Güçleri olarak, Suriye’deki Koalisyon Güçleri olarak bu işleri yaptılar, hala da yapmaya devam ediyorlar. “Çekildik, çekiliyoruz. Biz burada terör örgütlerine destek vermiyoruz.” diyorlar. Doğru konuşmuyorlar tabi. Aynı şekilde Rusya, oradan çekilmiyor. Şu anda Rusya, Suriye’ye desteği çekmiş olsa Esed’in ayakta duracak hali yok. Esed, şu anda Rusya’dan aldığı destekle ayakta duruyor. Malum İran’ın desteği var. Böyle bir durum söz konusu. Temennimiz odur ki bir an önce bölgeye sulh ve sükun hakim olur ve bunlardan da böylece kurtulmuş oluruz.
Türkiye üzerinden olur!
- ABD’nin, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs
Rum kesimiyle birlikteki boru hattı projesinden desteğini çekmesini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu proje esasında olacak bir iş değil. Bunun bütün analizlerini yaptılar, baktılar ki bu işin pozitif olabilecek bir yanı yok. Yani maliyet hesapları tutmuyor. Amerika bütün adımını zaten kapital üzerinde yürüten bir ülke. Bunun maliyet analizleri tutmadığı için de “Bu olacak bir iş değil” diyerek desteğini çekti. Zaten, burada hep konuşulan nedir? Bu iş, Türkiyesiz olmaz. Çünkü eğer buradan Avrupa’ya gaz gidecekse bu ancak Türkiye üzerinden olur. Berat Bey, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde bile İsrailli muhatabı, o zaman o teklifle gelmişti. İş bir yere doğru da gidiyordu. Belki biz o zaman İsrail’le o işi bağlayabilirdik. Peki şimdi bağlama umudu yok mu? Şartlar oturup konuşulur. Çünkü bu işin menfaat analizleri çok önemli. Belli bir yere de geldik. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmelerimiz oluyor. İsrail Başbakanı Bennett daha değişik düzeyde Haberler gönderiyor. Bütün bunlarla beraber biliyorsunuz, geçenlerde İslam Ülkeleri Hahamlar İttifakı Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettim, onlarla görüşmelerimiz oldu. Eğer biz siyaset yapacaksak siyaset, kavga dövüşle olmaz. Siyaseti barış çizgisinde götürmeye mecburuz.
Bizim Doğu Akdeniz’deki yaklaşımımız malum. Libya ile yaptığımız anlaşmamız var. Libya ile yaptığımız anlaşmayla birlikte işi biz resmi bir metne oturttuk. Bu resmi metin üzerinden de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan dört tane sondaj gemisi, iki tane sismik araştırma gemisi aldık. Bunları biz boşuna mı aldık? Bunlar Karadeniz’de de çalışacak, Akdeniz’de de çalışacak. Bu konudaki en güçlü altyapıya biz sahip olacağız. Onun için de Amerika’nın olayı, tamamen ekonomik analizdir. Bu analizler neticesinde gördüler ki buradan bir şey çıkmaz.
Karadeniz gazını 2023’e yetiştireceğiz
-
Karadeniz gazıyla ilgili ilgili önemli bir gelişme oldu. O gazı
Türkiye’ye taşıyacak olan borular Filyos Limanı’na geldi. Bu süreç
nasıl ilerliyor?
Boru hattı yapımında kullanılacak borular gelmeye başladı. Boruların tamamının yaklaşık 10 ayrı seferde limana gelmesi planlanıyor. Her bir boru yaklaşık 12 metre uzunluğunda. Boru hattını deniz tabanına yerleştirme işlemi yaklaşık 5 ay sürecek. 2022 yılı içerisinde tüm kuyularda üretim öncesi tamamlama operasyonları yapılacak.
-2023’e gaz yetişecek mi?
İnşallah 2023’e biz bu işi
yetiştireceğiz.
- Yeni bir müjde daha gelir mi?
Bekliyoruz. İnşallah. Bütün hayalimiz, Bakanlığın yaptığı
çalışmalar, arkadaşların verdikleri bilgiler, özellikle sismik
araştırma gemilerimizin bize verdiği raporlar, hep bu istikamette.
Zaten bu işi şöyle başarıyla neticelendirdiğimiz zaman, ekonomik
performans nedir ne değildir diye soranlara inşallah biz oradan
gereken cevabı verme imkanını yakalamış olacağız.
İstiklal mücadelesi
vermeliyiz
-
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığının
önüne giderek “tarafsız olun, torpil yapmayın” gibi birtakım
açıklamalarda bulunmuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesine ise 5 bine
yakın CHP ve İYİ Parti kökenli isim alındı. Bir de mülakat oldu,
150 kişi girdi, 70 kişi yazılıda 90 almıştı, mülakatta 40 verildi.
Yazılıda 40 alanların mülakat puanı da 90’a çıkarıldı. Burada da
bir torpil ve iltimas ortaya çıktı. Bu konularla ilgili görüşünüz
nedir?
Bu ülkede kadrolaşmanın kitabını CHP yazmıştır. Biliyorsunuz Mehmet Moğultay bu işin en mahir hareket edenlerindendir. Onun “CHP’lileri almayacağım da ülkücüleri mi alacağım” gibi bir ifadesi de vardır. Sadece onunla kalmadı tabi. CHP’nin o dönemlerdeki bakanlarının hepsinde aynı uygulama olmuştur. Seyfi Oktay’ına git, aynı şeyi görürsün. Bunların yönettiği belediyelerde de hep aynı şeyi görürsün. Şimdi burada da bunlar aynı bu uygulamayı yürütüyorlar. Bu yaptıklarını milletimiz görüyor. Bize bu noktada çamur atamazlar. Bunların kadrolaşma yanında beceriksizliklerine de milletimiz hep şahit oldu.
Kılıçdaroğlu’nun SSK’nın başında olduğu dönemde bu millet hastanelerde kan revan içinde kalıyordu, serum şişesi bulamıyordu. Savaş Ay’ın o programında kolu kangren olan o yavrunun halini ben unutamıyorum mesela. Bu adam bir SSK’yı yönetemedi. Şu anda gelmiş ülkenin yönetimine talip oluyor. Her şeyi A’dan Z’ye yalan. Bozuk zemberek gibi dönüyor dönüyor aynı yalanı söylüyor.
Burada hakikaten bir istiklal mücadelesini hep beraber vermemiz lazım. 2023 bu ülkenin adeta istiklal mücadelesinin verileceği yıl olacaktır. Elhamdülillah, milletimiz her şeyin farkında. İşte bu hafta Aydın’daydık. Aydın’da halkımızın teveccühünü gördük hamdolsun. Aldığım resmi rakama göre meydanda 30 bin vatandaşımız vardı. Ondan sonra Danışma Meclisindeki heyecan, coşku da bambaşkaydı. Bunun yanında Adnan Menderes Müzesi’nin açılışını yaptık. Sağ olsun Süleyman Bey’in riyasetinde orada güzel ve zengin bir müze yapıldı. Bütün bunlarla beraber bir coşku, bir heyecan artık arazide kendini gösteriyor. İnşallah 2023’te çıkacak netice, birçoğunun herhalde siyaset sahnesinden silinmesine de vesile olacaktır.
Seçimde dar bölgeye girmiyoruz
- Siyasi
Partiler ve Seçim Kanununda yapılacak bir değişiklik gündeme
gelmişti. Özellikle seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesiyle
ilgili AK Parti ve MHP arasında bir mutabakata varıldığına dair
yorumlar da yapılmıştı. Bu konu çok merak ediliyordu. Öngörünüz var
mı, ne zaman Meclis gündemine gelir?
Artık kronolojide gelme süreci başladı. Biliyorsunuz, bizden Hayati Bey’in başkanlığında bir ekip, Milliyetçi Hareket Partisi’nden Feti Bey’in başkanlığında bir ekip çalıştı. Bunun yanında Büyük Birlik Partisi kendi teklifini arkadaşlarımıza göndermişti. Ben, Hayati Bey’in Feti Bey’lerle yaptığı çalışmanın taslak metnini aldım. Bu taslak metni, Devlet Bey’le de paylaştım. Devlet Bey de gerçekten bir nezaket göstermek suretiyle “Bu çalışma bizim için geçerlidir” dedi. Orada bizim yaklaşımımız barajın yüzde 7 olması yönünde. Onun dışında dar bölge, daraltılmış bölge vesaire bu tür şeylere girmiyoruz. Hazırlanan, üzerinde çalışılmış taslak metin konusunda bu hafta veya önümüzdeki hafta arkadaşlar tekrar bir araya gelecekler. Nihai şeklini verip ondan sonra işi bitireceğiz.
Semra Güzel'in
dokunulmazlığı kaldırılmalı
- HDP’li milletvekili Semra Güzel'in terörist
kıyafetiyle terör bataklığında çektirdiği fotoğraflar gündemin
sıcak konusu. Konuya dair sizin son açıklamanız, dokunulmazlığın
kaldırılması yönündeydi. HDP’li vekilin terör geçmişi tartışılırken
muhalefetin pozisyonunun ne olacağı merak konusu. CHP’den, terör ve
terörist CHP’nin kırmızı çizgisidir açıklaması geldi. Fakat CHP’li
Adana İl Başkanı, PKK yöneticiliğinden hüküm giymiş bir kişi olan
HDP’li Aysel Tuğluk’un sağlık nedenlerinden dolayı tahliyesi
gerekir şeklinde bir konuşma yaptı ki, bu da çok eleştirildi ve bu
bir çelişki olarak görülüyor. Muhalefetin Semra Güzel konusunda
aldığı ve alacağı pozisyona dair yorumunuz ne olur?
Biz kendimizi muhalefete göre dizayn etmiyoruz. Bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak tavrımız belli. Sözde milletvekili bu kadınla alakalı ben açıklamamı yaptım. Devlet Bey de aynı şekilde yaptı. İYİ Parti de bununla ilgili galiba “Gelirse bizim kanaatimiz budur” dedi. Bir defa böyle bir sözde milletvekilinin parlamentomuzda olması bizim için bir kara lekedir. Kesinlikle dokunulmazlığının süratle kaldırılması gerekiyor. Çünkü orada bitmiyor. Dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra yargı yolu açılmış oluyor. Biz bu konunun özellikle takipçisi olacağız. Bunların dışında da şu anda hazır olan yaklaşık 15 fezleke var. Bunların da takibinde olacağız. Bunların da dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ve yargı yolunun açılmasının takipçisi olmaya mecburuz. Şu anda Cumhur İttifakı olarak biz bunların peşindeyiz. Bu konuda vatandaşımızın hassasiyetlerini biliyoruz. Parlamentomuzun terörle anılmasını kesinlikle istemiyoruz.
Kur da faiz de düşecek! Sonra da enflasyon...
- Yakın ekonomi tarihinin en kritik günü
20 Aralık 2021 idi. Kur korumalı mevduatta gelinen noktayı tatmin
edici buluyor musunuz? Özellikle TL’nin dövize dönüşünü durdurdu
ama dövizden TL’ye geçişin teşvik etmek adına yeni adımlar söz
konusu mu? Bir de enflasyonla ilgili çok önemli bir hamle yaptınız.
Geldiği seviyede dar ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi
için hakikaten ezber bozan hamleler var. Ama aynı zamanda
enflasyonun bir düşüş trendine ilişkin de bir beklenti yönetmek
gerekiyor. Sizce enflasyon ne zaman gerçek anlamda toplumun günlük
hayatında hayat pahalılığının azaldığı hissini uyandıracak şekilde
bir düşüş eğilimine girer. O konuda ne yapacaksınız?
Öncelikle kur korumalı mevduata vatandaşlarımızın teveccühü bizleri
memnun ediyor. Döviz kurlarındaki oynaklığın azalmasından ve
istikrarın devamından gayet memnunuz. Finansal piyasalardaki
istikrarın devamına ve TL’ye olan ilginin artmasına yönelik ilave
çalışmalarımız sürüyor. Diğer taraftan biliyorsunuz benim bir
iddiam var; “faiz sebep, enflasyon neticedir.” Nitekim de neticesi,
kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir
defa kesin. 20 Aralık burada bir dönüm noktası oldu. Enflasyonun
gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır, bizim de hedefimizdir
ve bunu zaten başaracağız. Ama faizde de artık düşüşler başladı.
Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da
geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya
çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Çünkü bu
öyle bir durum ki, hep söylediğim gibi, dere yatağında akar. Burada
da aynen bu durumu yakalayacağız. Yavaş yavaş, kademeli bir
şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde
düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de
zaten böyle gireceğiz. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir,
enflasyon düşecek.