Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne Ukrayna'dan ne de Rusya'dan vazgeçeriz
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabine sonrası Rusya-Ukrayna krizine ilişkin yaptığı açıklamada; "Montrö Sözleşmesi'nin boğazlardaki gemi trafiği konusunda ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız." ifadelerini kullandı.
Ukrayna ve Rusya'ya diyalog çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Kendi milli çıkarlarımızdan elbette ödün vermeyeceğiz ama
bölgesel ve küresel dengeleri de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne
Ukrayna’dan ne Rusya’dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz" ifadelerini
kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana gündem maddesi Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesi olan toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Sözlerime milletimizin ve tüm İslam aleminin dün gece idrak ettiğimiz mübarek Miraç gecesini tebrik ederek başlamak istiyorum.
28 Şubat gününün bizim yakın tarihte başka bir anlamı ve sembolü
var. O da 28 Şubat Darbesi'dir. Yöntemleri ile postmodern darbe
olarak Türkiye yeni bir yüzü ile tanışmıştır. Hükümetin ağır
baskılarla istifaya zorlandığı tarihimizin kara sayfalarından biri
olarak yansımıştır. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin de anında
cevaplanması bir devrin kapanmış olduğunun işaretidir.
TSK darbeyle değil güçlü duruşuyla gündem
olmaktadır
Suriye'deki Fırat Kalkanı, Barış Pınarı,
Bahar Kalkanı, Libya'daki meşru hükümete destek ve Azerbaycan'a
verdiğimiz destek başarılarımızın göstergesidir. TSK artık
darbeyle, cuntayla, bildiriyle değil sınırlarımızı korumada güçlü
duruşuyla gündem olmaktadır.
Ham hayaller peşinde koşanların sonu
hüsran
Temennimiz ülkemizdeki darbelerin ve
girişimlerin siyasi ve sosyal ayağını temsil eden ayaklarının da
bir an önce bu bilince ulaşmalarıdır. Bu kesimlerin henüz ülkemizin
demokratik ihtiyacına ulaşamadıklarını göstermektedir.
Bilinçaltlarında halen sürdürenler var. Bunların ellerine fırsat
geçtiğinde ne yapacaklarına sıkça rastlıyoruz. Bunları
öğrenemeyenlere milletimiz yönetimi asla teslime etmemiştir,
etmeyecektir. Ham hayaller peşinde koşanların sonu hüsrandır.
Üzerinden çeyrek asır geçen 28 Şubat darbesinin bize verdiği
mesajlar bunlardır.
"Ukrayna ve Rusya'ya diyalog çağrısında
bulunduk"
Dünyanın bir süredir köklü değişim sürecinden
geçtiğini her fırsatta tekrar ediyoruz. Bu sistemin temelini
oluşturan 1. ve 2. Dünya savaşı hak arama değil, paylaşım
mücadeleleriydi. Biz bu mücadelede masadaki değil menülerdeki
ülkelerden biriydik. Zaten sancılı olan bu sistem, soğuk
savaşın sona ermesinin ardından iyice dengesizleşmiştir. Küresel
yönetim sistemindeki çarpıklık yaşanan her Hadise ile
özellikle kendini yeniden gösteriyor. Kendi güvenlikleri ve
refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyen ülkelere, süslü kavramlar
arkasına sakladıkları çirkin yüzleri artık ortaya çıkmaktadır.
Son olarak Ukrayna'da yaşanan gelişmeler bu gerçeği göstermiştir. Öncelikle şu hususun altını çizmek isterim. Türkiye bölgesinde barışı huzuru isteyen bir ülkedir. Bu tavrımızı her yerde gösterdik. Karadeniz'in kuzeyinde de Ukrayna ve Rusya'ya aralarındaki sorunu diyalog yoluyla çözmesi telkininde bulunduk. Yine bu süreçte barış ve istikrarın temini için çok yönlü diplomasimizi devreye soktuk. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı gerçekten üzgünüz. NATO başta olmak üzere her platformda ülkemizin meseleye bakışını ifade etmeye devam ediyoruz.
"5 bin vatandaşımız Ukrayna topraklarından
ayrıldı"
Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza kayıtlı
iletişim numaralarını arayarak ikazımızı yaptık. Bununla da
kalmadık. Bölgede bulunan vatandaşlarımızın ülkeden ayrılması
yönünde çağrıda bulunduk. Hava trafiğinin kapanması üzerine,
çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işlemini
başlattık. Tahliye talebinde bulunan dost ve kardeş ülke
vatandaşlarına da desteğimizi vermeye devam ediyoruz. Bugüne kadar
5 bin vatandaşımız Ukrayna topraklarından ayrılarak ülkemize ve
diğer ülkelere geçmiştir. Çeşitli kanallardan tahliye işlemini
sürdüreceğiz.
Montrö Sözleşmesinin ülkemize verdiği yetkiyi
kullanacağız!
Montrö Sözleşmesinin ülkemize verdiği
yetkiyi, krizin önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız. Biz,
Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı göstermesinden yanındayız.
Rusya'nın saldırısını kabul edilemez görüyor, Ukrayna halkının
verdiği mücadeleyi takdir ediyoruz. Bu süreçte bizim için
önemli olan kendi duruşumuzdur. Türkiye BM, NATO AB başta
olmak üzere, içinde yer aldığı kurumlarda sorumluluklarını bugüne
kadar yerine getirmiştir, getirmeye de devam edecektir. Ne
Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Maruz
kaldığımız çifte standarda rağmen ekonomik, askeri ittifakımızdan
vazgeçmiyoruz.
Afrika'dan Güney Amerika'ya ilişkilerimizi sıkı tutuyor, bizden yardım isteyen hiçbir toplumu ve devleti yüzüstü bırakmıyoruz. Yalanla ve iftira ile belki günlük siyaset yürütülebilir ama Türkiye'nin yüksek çıkarları savunulamaz, geliştirilemez. Milletimizin ihtiyacı ülkemizin istikametini 1990'lara değil, 2053'lere çevirecek liderlerdir, yönetimlerdir. Ülkemizin son dönemdeki sınamaları gibi Karadeniz'deki krizi de selametle atlatacağından kimsenin şüphesi olmasın.