Cumhurbaşkanı Erdoğan Büyükelçiler ile İftar programında konuştu
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyükelçiler ile İftar Programı'nda yaptığı konuşmada, küresel düzenin adaletsizliğine dikkat çekerek artan yabancı düşmanlığı, terör ve aşırı sağcı partilerin yükselişinin önüne geçilmezse askeri ya da siyasi patlamaların kaçınılmaz olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyükelçilerle iftar
programında yaptığı konuşmada, dünyada artan ırkçılık, yabancı
düşmanlığı ve adaletsiz uluslararası düzeni eleştirerek, BM
Güvenlik Konseyi'nde veto hakkına sahip bir İslam ülkesinin olması
gerektiğini vurguladı. İsrail’in Filistin'e yönelik saldırılarını
kınayan Erdoğan, Mescid-i Aksa'nın Türkiye için kırmızı çizgi
olduğunu belirtti ve Gazze’ye yapılan yardımlara dikkat çekti.
Türkiye’nin Suriye’nin istikrarı ve Azerbaycan-Ermenistan barışı
için çaba gösterdiğini ifade eden Erdoğan, Avrupa Birliği'nin
Türkiye'siz düşünülemeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Rahmeti, bereketi ve huzuruyla Ramazan iklimi sadece İslam ülkelerini değil en ücra köşesine kadar tüm dünyayı kuşatmıştır.
Şu an etrafında bir araya geldiğimiz sofra bir insanlık sofrasıdır. Türkiye'nin bütün gönül dostlarını 16'ncı kez buluşturan bu soframızın bölgemizde ve dünyada barışa vesile olmasını temenni ediyorum.
Koronavirüs salgınıyla başlayan daha sonra savaşlarla patlak
veren ekonomik sıkıntıların dünyanın birçok bölgesinde halen
devam ettiğini görüyoruz.
'MARJİNAL KONUMDA KALMASI GEREKEN IRKÇI VE SAĞCI PARTİLERİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİNE ŞAHİT OLUYORUZ'
Marjinal konumda kalması gereken ırkçı ve aşırı sağcı partilerin önlemez yükselişine şahit oluyoruz. İslam düşmanlığı ve çatışmalar uluslararası düzeni çıkmaza sürüklüyor. Kural temelli sisteme güven azaldıkça tedirginlik artmakta her koyun kendi bacağından asılır anlayışı artmakta ve orman kanunları öne çıkmaktadır. Gücü elinde bulunduranın zayıfı tahakküm altına alması dikkat çekmektedir.
'ÖNÜNE GEÇİLMEZSE ASKERİ YA DA SİYASİ PATLAMALAR OLACAKTIR'
Kelimenin tam anlamıyla altta kalanın canının çıktığı daha adaletsiz, daha acımasız bir uluslararası gerçeklik inşa ediliyor. Artan yabancı düşmanlığını, terörizmi, faşist partileri bu yeni gerçeklikten bağımsız okuyamayız. Üzülerek söylemek istiyorum ki önüne geçilmezse, bunun varacağı yer askeri ya da siyasi patlamalar olacaktır. Gelen tehlikeye kayıtsız kalarak hiçbir yere varamayız. Dünyada beşten büyüktür şiarıyla verdiğimiz mücadele daha kuşatıcı bir yapının inşası içindir.
'BMGK'DE VETO YETKİSİ SAHİP BİR İSLAM ÜLKESİNİN BULUNMASI İHTİYAÇTAN ÖTE ARTIK BİR ZORUNLULUKTUR'
Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek isterim küresel karar alma mekanizmalarının dünyanın değişen. Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların karar alma süreçlerinde artık hak ettiği şekilde temsil edilmesi gerekiyor. BM Güvenlik Konseyi'nde veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunması ihtiyaçtan öte artık bir zorunluluktur. Ancak 5 daimi üyenin adaleti esas alan güç paylaşımına gitmek yerine güç temerküzüyle sorunları bastırmayı görmekteyiz.
Bu değişim dalgasına direnildikçe sorunlarımızın hem sayısı hem de ölçeği büyümeye devam edecektir. Bütün bu gerçeklikleri açık yüreklilikle değerlendirmemiz kimi dostlarımızı memnun etmediğinin bilincindeyiz. Ama biz dost acı söyler prensibine inananlardan biriyiz.
Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi sürdürürken muhtemel çözümün ne Rusya ne Ukrayna'sız olabileceğine inanıyoruz. Ateşe körükle gitmeden krize çözüm üretmeyi amaçladık. Savaş şartlarına rağmen müzakere ve uzlaşının mümkün olabileceğini gösterdik. Gelinen nokta da bu yaklaşımların ne kadar gerçekçi ve isabetli olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz.
Kalıcı barış ancak adil ve onurlu bir barışla mümkündür. Bunun yolu da iki tarafın temsil edildiği müzakere sürecinden geçiyor. Bölgemizin kan, çatışma ve gözyaşına doyduğunu artık herkesin, tüm tarafların görmesini ümit ediyoruz. Tek masumun ölmemesi için müzakerelere ev sahipliği dahil her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade etmek istiyorum.
'MESCİD-İ AKSA KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'
Filistin halkı bu Ramazan'ı da acıyla karşıladı. İsrail'in hukuk tanımaz şımarık tavırlarıyla ateşkes umutlarının solmaya başladığını görüyoruz. Netanyahu hükümeti ateşkes anlaşmasını istismar etmek için her yola başvuruyor.
Bir de Mescid-i Aksa'yı hedef alan kışkırtmalarıyla İsrail'li yetkililer ateşle oynamaktadır. İlk mescidimiz Mescid-i Aksa'nın kırmızı çizgimiz olduğunu bu gün bir defa muhataplarına hatırlatmak istiyorum. Gazzeli kardeşlerimizin hayatını feda ettikleri topraklardan söküp atılmasına kimsenin gücü yetmeyecektir.
Gazzeli kardeşlerimizi sokaklarından söküp atmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Gazzelilerin öz yurtlarında barış içinde yaşamaları için elimizde tüm imkanları seferber etmiş durumdayız. Bugüne kadar 100 bin ton yardımı dost ülkelerinde desteğiyle Gazze'ye ulaştırdık.
'İSRAİL BÖLGEDE İSTİKRARSIZLIK ÜRETEREK KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMAZ'
Uluslararası Adalet Divanı, BM İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işletilmesi için gayret gösterdik. Yürüttüğümüz diplomatik temasların katkılarıyla 9 ülke daha Filistin'i tanıdı. İsrail, bölgede istikrarsızlık üreterek kendi güvenliğini sağlayamaz.
1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devleti kurmadan İsrail de aradığı huzura kavuşamayacaktır. Filistin halkını destekleyeceğimiz gibi, Kudüs'ün özellikle Harem-i Şerif'in tarihi statütüsüne riayet edilmesinin takipçisi olacağız.
'SURİYE'NİN İSTİKRARSIZLIĞINDAN MEDET UMANLAR HEDEFLERİNE ULAŞAMAYACAKLAR'
Suriye'de 8 Aralık'ta Esad rejiminin devrilmesiyle yeni dönem başlamıştır. Toprak bütünlüğü, siyasi birliğini sağlamış, tüm komşular için güven ve istikrar kaynağı olan Suriye'nin inşası en büyük temennimizdir. Yeni yönetimin gayretlerini takdirle karşılıyor, kendilerine gereken her türlü desteği sağlıyoruz.
Dünyadaki hemen hiçbir ülkenin böyle ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Hepimizin Suriye halkının ülkelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarına güçlü destek olması gerekiyor. Suriye'deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikrarsızlığından medet umanlar hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidir.
'TARİHİN TEKERRÜR ETMESİ İSTENMİYORSA İZLENMESİ GEREKEN YOL BELLİDİR'
Bölgemizin 1 asır önce olduğu gibi tekrar yeni haritalar üzerinden parçalanmasına, dizayn edilmesine müsaade etmeyeceğiz.
Pusuda bekleyenlere, ellerini ovuşturanlara fırsat vermeyeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmaların amaçlarından biri de bu kirli ve kanlı planlara engel olmaktır. Kulaklara fısıldanan senaryoları da çok iyi biliyoruz. Emperyalist senaryolara figüranlık yapanların akıbeti eninde sonunda buruşturulup bir kenara atılmaktır. Tarihin tekerrür etmesi istenmiyorsa izlenmesi gereken yol bellidir.
Türkiye olarak güvenliğimize yönelik her türlü tehdidi kaynağında etkisiz hale getirme kudretine hamdolsun ziyadesiyle sahibiz. Ne ülkemizin ne bölgemizin geleceğine, teröre yer olmadığını herkesin anlamasını, kabullenmesini, sonu hüsranla bitecek ham hayallerle bitecek planlara koşmak yerine planlarını bununla ilgili yapmasını tavsiye ediyoruz.
'TÜRKİYE'SİZ BİR AVRUPA BİRLİĞİ DÜŞÜNEMEZ'
Ermenistan'la normalleşme sürecini ilerlettiğimiz gibi Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışı tesis edecek anlaşmayı bekliyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege'deki istikrar ortamının korunmasını arzu ediyoruz.
Komşumuz Yunanistan'la karşılıklı adımlarla tesis ettiğimiz olumlu atmosferden yanayız.
Ata yurdumuz Orta Asya'daki kardeş cumhuriyetlerle her alanda yakın ilişkilerimiz sürüyor. Uzaktaki gönül coğrafyamızda ilişkilerimizde Asya, Latin Amerika, Afrika politikalarımızın somut sonuçlarını alıyoruz.
Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimizi stratejik önceliğimiz olarak görüyoruz. Türkiye'nin yer almadığı Avrupa'nın küresel aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkansız hale geliyor. Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez.
Avrupalı dostlarımızın bu hakikatle yüzleşmesini, vizyoner bakış açısıyla tam üyelik sürecini ilerletmesini bekliyoruz. İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık milyonlarca Müslümanın yaşadığı Batılı ülkeleri zehirli sarmaşık misali sarmaktadır.
ERDOĞAN 'ÖZELLİKLE RİCA EDİYORUM' DEYİP ÇAĞRI YAPTI
Kutsal kitabımıza yönelik menfur saldırıların fikir özgürlüğü ile meşrulaştırılması asla kabul edilemez. Bu yıl devralacağımız İslam İşbirliği Teşkilatı Dış İşleri Bakanlığı Konseyi dönem başkanlığımızda İslam düşmanlığı ile mücadelemizi sürdüreceğiz.
Sizlerden önümüzdeki dönemde daha fazla dayanışma, daha samimi destek beklediğimizin altını bir kez daha çiziyorum. Antalya Diplomasi Forumu'nun 11-13 Nisan tarihleri arasında düzenleyeceğimiz toplantısını takip etmenizi sizlerden özellikle rica ediyorum.