Çubukçu: Cinsiyet ayırımına son!
Abone olBaşbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen, ''Medeniyetler İttifakında Kadın'' konferansının kapanışına Devlet Bakanı Çubukçu damgasını vurdu
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, ''Dünyanın herhangi bir yerinde
yaşanan sorunlar nasıl hepimizin sorunu oluyorsa, çözümleri de
sadece erkeklerin değil, kadınların da ortak katkısı ve
işbirliğiyle gerçekleşecektir'' dedi. Başbakanlık Kadının Statüsü
Genel Müdürlüğü'nce Conrad Otel'de düzenlenen, ''Medeniyetler
İttifakında Kadın'' konulu uluslararası kongrenin kapanış
konuşmasını yapan Çubukçu, sözlerine, ''Tüm insanların dünya
denilen benzersiz evrende yaşamalarıyla birbirlerinin kardeşi
olduğunu vurgulayarak başlamak istiyorum. Çünkü bu kardeşlik
vurgusuna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var'' diyerek
başladı. Küreselleşen ve giderek küçülen bir dünyada, doğu ve batı
toplumları arasındaki mesafenin her geçen gün biraz daha
büyüdüğünü, bu derin boşluğu önyargılar ve hoşgörüsüzlüklerin
doldurduğunu belirten Çubukçu, bu kaygı verici gelişmelere karşı
evrensel bir çağrı ve çare olarak düşünülen, 'Medeniyetler İttifakı
Projesi'nin bugüne kadar gerçekleştirilen benzer girişimlerden çok
önemli bir farkla ayrıldığını söyledi. Çubukçu, bu önemli farkın,
ittifakın somut adımlara ve eyleme dönük bir yol haritası takip
etme kararında ortaya çıktığını anlattı. Bir arada yaşamanın ve
ortak hedefler uğruna birlikte çalışmanın, ortak kötüler karşısında
beraber mücadele vermenin, bugüne kadar en iyi bilinen yolunun
hoşgörü olduğunu belirten Çubukçu, insanlar, toplumlar ve farklı
inançların bu erdem sayesinde yüzyıllarca bir arada
yaşayabildiğini, hoşgörülerini yitirdiklerinde ise binlerce insanın
ölümüyle sonuçlanan kanlı savaşlar yaşandığını söyledi. Çubukçu,
''Bugün de tarihin bu anlamda tekrarlandığına üzülerek, tanık
oluyoruz'' dedi. Bütün medeniyetlerin birçok ortak noktası
bulunduğunu ve birbirlerine çok şey borçlu olduklarını anlatan
Çubukçu, her medeniyetin kendisinden önce gelen medeniyetlerin
birikimiyle beslendiğini söyledi. Bu nedenle uygarlıkların şu ya da
bu toplumun değil, insanlığın ortak mirası olduğunu vurgulayan
Çubukçu, bütün kültür ve medeniyetlerin aynı ırmağa, insanlık
ırmağına su taşıdığını Mevlana Celalettin-i Rumi'nin bir dörtlüğü
ile anlattı. "CİNSİYET AYRIMCILIĞINA KARŞI MÜCADELE ARTARAK
SÜRMEKTEDİR" Pek çok sorunun, küresel anlamda tüm insanlığı tehdit
ettiğini belirten Çubukçu, ''Dünya küresel bir köye dönüşürken,
birbirini anlamayan ve tanımayan insanlar arasındaki mesafenin de
her geçen gün arttığına üzülerek tanık oluyoruz. Ve bu mesafeyi,
atacağımız adımlarla daraltmadığımız, birbirimize doğru
yürümediğimiz müddetçe de kapatmamız mümkün görünmemektedir.
İnanıyorum ki kongre, bu tanışma ve yakınlaşma çabasının yol
haritasının hazırlanmasına doğru atılmış büyük bir adım olacaktır.
Bilimin sınır tanımadığı, teknolojinin bayrağının olmadığı ve
enformasyonun pasaportsuz dolaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Ama aynı
zamanda terör, şiddet, savaşlar, yoksulluk, açlık, çevre
felaketleri ve salgın hastalıklar gibi birçok sorunun da
pasaportsuz ve bayraksız tüm insanları tehdit ettiği bir dünyada
yaşıyoruz. Böyle bir dünyada barış, güvenlik ve refah içinde
yaşamanın yolunun etrafımıza duvarlar örmekten geçmediği bugün
herkesçe kabul edilmektedir'' dedi. Artık bir bölgenin sorununun,
bütün dünyanın sorunu olduğunu ifade eden Çubukçu, ''Dünyanın
herhangi bir yerinde yaşanan sorunlar nasıl hepimizin sorunu
oluyorsa, çözümleri de sadece erkeklerin değil, kadınların da ortak
katkısı ve işbirliğiyle gerçekleşecektir'' diye konuştu. Terörle
mücadeleden insan haklarına, ekonomik kalkınmadan demokratikleşmeye
kadar birçok sorun alanında, kadınların dahil olmadığı çözüm
arayışlarının sonuçsuz kaldığını ya da istenen sonuçları
vermediğini belirten Çubukçu, kadınları bu sürece dahil etmek için
önlerinden çekilmek ve yolu açmak gerektiğinin önemini vurguladı.
Kadınların, dahil olmadığı bir dünyanın sorunlarından en büyük payı
aldıklarını ve aynı zamanda dünyanın en yoksul kesimini
oluşturduklarını ifade eden Çubukçu, şöyle devam etti: ''Yine
dünyanın hemen her yerinde binlerce, milyonlarca kadın, değil kendi
potansiyelini gerçekleştirmek, en temel haklarını kullanmaktan bile
mahrum yaşıyor. Kadınları eğitime, istihdama, siyasete dahil
etmeden, kısacası hayata dahil etmeden yapılan her girişim
başarısız oluyor. Türkiye, bu ön kabulden yola çıkarak, son
yıllarda cinsiyet ayrımcılığına karşı çok sistemli bir mücadelenin
içine girmiştir. Kız çocuklarının eğitiminden aile içi şiddete,
töre cinayetlerinden kadını ikinci sınıf olarak gören uygulamalara
kadar hayatın bütün alanlarında cinsiyet ayrımcılığına karşı
mücadele artarak sürmektedir." "KADINLAR, SEYİRCİSİ OLDUKLARI
İNSANLIK SAHNESİNE, GÜÇLÜ AKTÖRLER OLARAK ÇIKMALI" Kadınları ikinci
sınıf olarak gören zihniyetin geleneksel örüntülerde olduğu kadar
modern örüntülerin içinde de bulunduğunu belirten Çubukçu, ''Bugün
dünyanın en önemli gündem maddeleri olan hoşgörüsüzlük,
tahammülsüzlük, ayrımcılık, şiddet gibi sorunlar, öncelikle iki
cins arasındaki ilişkide başlamaktadır. Bu ilişkiyi değiştirmeden,
iki cins arasında birbirine saygıya dayanan bir ortaklık kurmadan,
kadınları yaşadıkları dünya hakkında söz sahibi kılmadan,
dünyamızda gerçek anlamda bir değişim ve dönüşüm yaşanmayacaktır''
diye konuştu. Kadınlar arasında işbirliği ve dayanışmaya her
zamankinden daha çok ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Çubukçu, bu
konuda birlikte atılacak her adımın, hayatına, dünyaya ve
sorunlarına sahip çıkan kadınların sayısını da çoğaltacağını
söyledi. Çubukçu, kadınlar değişirken, dünyanın da değişeceğini
ifade etti. Devlet Bakanı Çubukçu, sözlerini şöyle tamamladı: ''Hem
toplumlar ölçeğinde, hem de ülkeler ölçeğinde farklılıklarımızla
bir arada yaşamak ve refah havuzunu her ülkeyi, her toplumu içine
alacak şekilde genişletmek, bugün her zamankinden çok daha önemli
bir insanlık sorunu olmuştur. Bu ideale ulaşmak yolunda, kadınların
seyircisi oldukları insanlık sahnesine, güçlü aktörler olarak
çıkmalarının ve var olan muazzam potansiyellerini daha güzel bir
dünya için hayata geçirmelerinin zamanı gelmiştir. Bu adımları
işbirliği ve dayanışma içinde attığımızda inanıyorum ki, 21.
yüzyıla adını kadınlar verecektir. Ve böyle bir yüzyıl, hiç
kuşkusuz insani değerlerin öne çıktığı, yoksulluk, eşitsizlik,
ırkçılık ve ayrımcılıkların azaldığı, barış, istikrar ve güvenliğin
egemen olduğu bir yüzyıl olacaktır. Birbiriyle doğru dürüst
tanışmayan insanlık ailesinin, küresel ölçekteki buluşma ve
ittifaklarının, medeniyetler arasında kadınlarla erkekler arasında
verimli bir diyaloğu başlatacağına inanıyorum.'' Çubukçu,
konuşmasının sonunda kongre katılımcılarına plaket verdi ve hatıra
fotoğrafı çektirdi.