'Covid negatif yorgunluk pozitif' diyen Osman Müftüoğlu: Hoplayıp zıplamayın
Abone ol"COVID negatif yorgunluk pozitif" başlıklı bir yazı kaleme alan Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, hastalığın hafif geçirilse de yorgunluğun bir süre devam ettiğini ifade etti. İşte Müftüoğlu'nun o yazısı...
Hürriyet yazarı Prof. Dr. Osman
Müftüoğlu, Koronavirüs'ün yaygın durumda olan BA.4 ve BA.5
varyantlarından kaynaklanan Covid-19 vakalarında hastalığın hafif
geçtiğini ancak hastalık sonrası yorgunluğun bir süre devam
ettiğini ifade etti.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun yazısı...
-COVID-19’u hafif geçirmesine rağmen yorgunluğu, halsizliği süren, en ufak bir fiziksel çabada bile nefes nefese kalabilen binlerce “COVID-19 mağduru” var. Viral bir enfeksiyon geçirdikten sonra hemen herkesin kendini bir ölçüde yorgun hissetmesi aslında normal ama ne var ki COVID-19’da durum oldukça farklı. Yukarıda belirttiğim gibi geçirilen COVID-19 enfeksiyonunun ağırlığı ile hastalığı atlattıktan sonra hissedilen yorgunluk duygusunun derecesi orantısız olabiliyor.
Yorgunluğun nedeni ne?
Uzmanlar bu problemin öncelikle enfeksiyon süreci ve sonrasında
akciğerlerdeki “oksijen değişiminin yetersizliği”nden
kaynaklandığını söylüyor. Ayrıca enfeksiyonun mitokondrilerde
fonksiyonel bozukluklara yol açarak kaslarda güç ve yetenek kaybına
da sebep olabileceği belirtiliyor.
"Covid'in peşinden Hoplayıp zıplamayın"
COVID-19’u atlatanların hastalığı hafif
geçirseler bile “COVID NEGATİF” olduktan sonra da 2-3
hafta süre ile ağır fiziksel aktivitelerden uzak durmalarında
ve “COVID NEGATİF, YORGUNLUK POZİTİF” sorununa karşı
uyanık olmalarında fayda var. Benim tavsiyem: COVID-19 sonrasında
2-3 hafta daha yoğun egzersizlerden uzak durmanızdır.
"Bir uyarı hatırlatma: aşınızı olun"
PANDEMİDE pek çok insanımızı kaybettik. Kaybettiklerimizin
önemli bir bölümünü de 65 yaş üzerindeki toplum kesimi oluşturdu.
Ayrıca 65 yaş altında olsalar da “KOAH hastaları yani ağır
solunum yetmezliği bulunanlar, bağışıklık sistemi baskı altında
olanlar, şeker hastalığı ve/veya hipertansiyon problemi yaşayanlar,
insülin dirençli kilo sorunlu obeziteli kişiler, ağır derecede
kalp, akciğer, böbrek yetmezliği bulunanlar” da hastalığı ya
çok ağır geçirdiler ya da yaşamlarını kaybettiler. Özellikle
yukarıda belirttiğim yaş grubunda olan ve yine yukarıda saydığım
sağlık sorunlarını yaşayanların hatırlatma dozu aşılarını mutlaka
yaptırmaları lazım. Aman dikkat!
İYİ BİLGİ 1: D3 MÜ, K2 Mİ?
D vitamini eksikliğinin başımıza ne çoraplar örebileceğini
hepimiz öğrendik ama bu arada çoğumuzun aklında hep aynı soru
var: D VİTAMİNİ, K2 VİTAMİNİ OLMADAN İŞE YARAMIYOR MU?
Bilelim ki daha güçlü ve güvenli bir sağlık yapılanması için D ve K vitaminlerinin ikisine de ihtiyacımız var. İkisini de düzenli olarak kazanmak zorundayız ve yine bilelim ki ikisi de “yağda çözünen” bu iki önemli vitamin arasında mükemmel ve vazgeçilmez bir “ortak görev ilişkisi” ve “yol arkadaşlığı” söz konusu.
K vitamini yeşil yapraklı bitkilerde, fermante edilmiş baklagiller ve turşularda, yumurta sarısı ve peynir gibi bazı hayvansal besinlerde bulunuyor. Ve nasıl ki D VİTAMİNİ sadece bir “kemik ya da diş vitamini” değilse K VİTAMİNİ de yalnızca bir “pıhtılaşma sorumlusu” gibi hareket etmiyor. Bu ikili çoğu zaman “aynı takımın ileri uç oyuncuları” gibi çalışıyor. Peki, nasıl? Yanıtı yandaki kutuda.
İYİ BİLGİ 2: D3 VE K2
KARDEŞTİR
KANINIZDA dolaşan D vitamini öncelikle
yiyip içtiklerinizdeki kalsiyumun bağırsaklarınızdan emilimini
arttırıyor. Eğer gıdalarınız ile yeteri kadar kalsiyum
kazanamıyorsanız vücudunuz D vitamininin de yardımıyla bu ihtiyacı
“kemiklerinizden kalsiyumu çalarak(!)” karşılıyor. K vitaminine
gelince... Onun da özel bir formu yani “K2 FORMATI” konu kemik
sağlığı ve kalsiyum olduğunda en az iki noktada anında devreye
giriyor.
- BİR: Kemik ve dişlerde kalsiyum depolanmasını teşvik eden bir proteini, “osteokalsin”i aktive ederek kalsiyumun kemiğe daha güçlü ve daha çok yerleşmesine yardımcı oluyor.
- İKİ: K2 vitamini kalsiyumun kan damarları ve böbrekler gibi kemik dışı yumuşak dokularda birikimini önleyen bir proteini yani “matris GLA proteini”ni aktive ederek kalsiyumun böbrekleriniz ve damarlarınıza çökmesini engelliyor, böbrek taşı ve damar sertliği gibi sorunlara fren görevini üstleniyor.
BİR TAVSİYE
KEMİKLERİNİZİ KORUMAK İÇİN...
EĞER daha
sağlıklı ve güçlü kemiklere sahip olmak ve özellikle 50’li
yaşlardan sonra devreye giren “KEMİK
ERİMESİ/OSTEOPOROZ” probleminden uzak kalarak sağlam kemik ve
kaslarla yaşlanmak istiyorsanız vücudunuza düzenli bir şekilde D
vitamini, K2 vitamini, kalsiyum, magnezyum ve kolajen kazandırmayı
unutmayın.