Çölaşan'ın beğenmediği ünlü yazar
Abone olEmin Çölaşan yine çarpıcı açıklamalara imza attı. İktidarın amansız muhalifi hangi ünlü yazarı okumuyor? Erdoğan'ın Çankaya adaylığı için nasıl dua etti? İşte cevaplar..
Hürriyet yazarı Emin Çölaşan, Nokta dergisinin bu hafta piyasaya
çıkan “2005 özel” sayısında yayınlanan röportajında tartışma
yaratacak açıklamalarda bulundu. Hasan Cemal'i eleştiren, Çetin
Altan'ı hiç okumadığını söyleyen Çölaşan, diğer yazarlar için ne
dedi? İşte Çölaşan röportajı...
- Siz sık sık medyayı da eleştiren bir gazetecisiniz. Türk
basınının içinde bulunduğu durumu nasıl görüyorsunuz?
ÇÖLAŞAN: Türk basını görevini yeterince yapmıyor. Gazeteciliğin
temel işlevi yanlışları görüp, ülke çıkarlarına aykırı işleri
saptamaktır. Bizim medyamız genelde bunu yerine getiremiyor.
- Siz sık sık iktidara yakın gazetecilerden bahseder hatta
“Yalaka” sözcüğünü kullanırsınız. İktidara yakın gazeteciler,
konumlarını her dönemde nasıl sürdürebiliyor?
ÇÖLAŞAN: Baktığın zaman onlar, Türk basınında belli yerlere gelmiş
ve her iktidara övgü düzmekle yükümlü kişiler. Dolayısıyla bunlar
her devrin adamı. Bazılarının geçmişi karanlıktır, bazıları kirli
olaylara bulaşmıştır. Ama iktidar yalakalığı yaptığın sürece
bunların geçmişte
karıştığı kirli olaylar, yaptıkları yanlışlar unutulur dolayısıyla
onlar da makbul adam konumunu her zaman sürdürürler.
Altaylı bana bulaştı
- Çatıştığınız gazeteciler de var. Bunların bir bölümü de
Hürriyet’te. Aleyhinde yazdığınız bu gazeteciler ile
karşılaştığınızda birbirinize karşı tavrınız nasıl
oluyor.?
ÇÖLAŞAN: Ben birileri hakkında yazı yazıyorsam o insanlarla
çoğunlukla herhangi bir ilişkim yoktur. Zaten Ankara’daki
gazetecilerle bir sorunum yok. Ankara’daki gazeteciler farklıdır.
Onu sen de bilirsin. Benim
kapıştıklarım genellikle İstanbul’dadır. Onları pek az görürüm.
Gördüğüm zaman da selamlaşmayız bile.
- Sizin mahkemelik olduğunuz gazeteciler de var. Kimlerle
mahkemeliksiniz ve davalar ne aşamada?
ÇÖLAŞAN: Fatih Altaylı beni mahkemeye verdi. Hem de bizim gazetede
çalışırken verdi. Bana bulaşıyordu yazılarında. Sonra ben ona
hafiften bulaştım. Acele tarafından ağlaşıp mahkemeye verdi beni.
Tazminat istiyor. Çok yakışıksız bir olaydır. Bana bulaştı, hak
ettiği cevabı verdim. Fehmi Koru da benim hakkımda ceza davası
açtırdı. Beraat ettim. Yani bir gazeteci, meslektaşının hapis
yatması için uğraş verdi. Utanç verici bir tablodur.
En sevdiğim yazarlar
- Sabah işe geldiğinizde gazeteleri okamaya önce hangi
gazeteden ve köşe yazarlarından başlıyorsunuz?
Tabi
önce kendi gazetemi Hürriyet’i okuyorum. Zaten geceden taşra
baskısından da okumuş oluyorum. Daha sonra tüm gazeteleri okurum.
Cumhuriyet’i Milliyet’i ayrıntılı okurum. Cumhuriyet’te İlhan
Selçuk ve
Mustafa Balbay, Milliyet’te Melih Aşık, Vatan’da Necati Doğru,
Hürriyet’te Bekir Çoşkun’un yazılarını öncelikle okurum. Daha sonra
bu İslamcı kesimin gazetelerini de okurum.
Hiç okumadığınız yazar var mı?
ÇÖLAŞAN: Var tabi. Bana bir şey vermezler. Hiç bakmam. Mesela Çetin
Altan’ı okumam.
“Hasan yanlış yaptı”
- Hasan Cemal’in son kitabı çok tartışılıyor. Siz de çok
sayıda kitap yazmış ve basın camiasında yaşadıklarınızı da kitaba
dökmüş bir isim olarak konuyu nasıl değerlendirdiniz?
ÇÖLAŞAN: Gazeteci kitap yazmalı. Ama Hasan Cemal yakışıksız bir iş
yaptı ve işin içine ölmüş insanları kattı. Onların yazılanları
doğrulama veya yalanlama imkanları yok. Hasan Cemal ile geçmişten
arkadaşlığımız var ama
onu tasvip etmiyorum. Kitabına İslamcı basın sahip çıkıp,
savunucuğunu yapıyor. İnsanın yerinin belli olması lazım. Sen
geçmişte neydin bugün nesin, nereden nereye geldin? Hasan Cemal
olayında o işler biraz karışık.
- İktidarı nasıl görüyorsunuz. Yazılarınızdan belli ama. Bu
iktidar size göre 5 yıl gider mi, 2006 ‘da seçim olur
mu?
ÇÖLAŞAN: Gelecek yıl seçim olup olmayacağını Recep Tayyip Erdoğan’a
da sorsan o da bilmez. Türkiye’nin gidişinden hiç umutlu değilim.
Borsa yükseldi paramız değer kazandı nutukları ile bu işin
gitmediği, hikaye
olduğu ortaya çıkıyor. Vatandaşın cebine hiç bir şey girmiyor.
İnsanlar çok daha zor durumda. Belediyeler kanalıyla yüz binlerce
insana kömür, gıda yardımı falan yapıyorlar. 25 milyon lira
veriyorlar o fonlardan.
Gaziantep’te kadınlar birbirini eziyor. Ekmek veriyorlar insanlar
birbirini yaralıyor. Böyle bir durumda Türkiye. Ayrıca bu iktidar
din sömürüsü, din ticareti yapıyor, bunlar korkunç boyutlara
ulaştı. Din baronları da bunların sayesinde kişisel ve siyasal
çıkar elde ediyorlar.
- Özal döneminden bu yana her gelen iktidarı yoğun biçimde
eleştiriyorsunuz. Eleştirilerinizden nasibini almayan yok. Hiç (Bu
iktidar da şu işi iyi yaptı) dediğiniz olmadı mı?
ÇÖLAŞAN: Hiç olmadı. Çünkü bunların hepsi çok büyük yanlışlar
yaptılar. Benim (Allah bunlardan razı olsun) diyeceğim bir iktidar
gelmedi. Tahminimce Türk insanı da böyle düşünüyor. Çıkar
sağlayanlar tamam ama,
kitleler hep eziliyor. Aymazlık umursamazlık bunlar da insanlarda
umutsuzluk yaratıyor.
“Sezer’i beğeniyorum”
Cumhurbaşkanı Sezer’i nasıl değerlendiriyorsunuz?. O konuda
da eleştirisel yazılar yazdınız
ÇÖLAŞAN: Biraz pasif olmakla birlikte son derece olumlu işler
yapıyor. Cumhurbaşkanlığına seçildiği zaman kendisi aleyhine çok
ağır yazılar yazdım. O zamanki bazı kararlarından alıntılar yaptım
haklıydım. Ama
şimdiki Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanlığına seçildiği günkü
Sezer’den 180 derece farklı Özellikle laiklik açısından son derece
olumlu. Kendisine de teşekkür ediyorum.
“ Kırmızı çizgiler paspas oldu”
- 2007 Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Erdoğan’ın
Cumhurbaşkanı olma ihtimali için ne
düşünüyorsunuz?
ÇÖLAŞAN: Tek bir şey düşünüyorum.
Ülkeyi Allah korusun…
- Güneydoğu ve terör konusuna da sık sık değiniyorsunuz.
Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
ÇÖLAŞAN: Sadece Şemdinli’ye değil işin geneline bakmamız lazım.
Çünkü iş siyasallaştı. Herkesten Kürtlük mesajları geliyor. İşin
siyasallaşması son derece vahim. Kuzey Irak’ta da Kürt devleti de
fiilen kuruldu resmen
kurulmadı. Resmen de sanırım birkaç yıl içinde kurulacak.
Dolayısıyla Kuzey Irak ile bizim Güneydoğumuz arasındaki ilişkiler
son derece karmaşık olacak. Bu bölge petrol ülkesi. Orada kurulacak
Kürt devleti petrol zengini olacak. O zaman sen Güneydoğu’daki
vatandaşları aykırılıkçılığa karşı nasıl tutacaksın? Türkiye’yi bu
açıdan da endişeli günler bekliyor. Bunlara AB’yi, Kıbrıs’ı da kat.
Kırmızı çizgiler paspas gibi olmuş, basıp çiğnenmiş. İşler ülke
olarak olumluya gitmiyor.